"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kur’ân’ın hikmeti karşısında felsefe âciz kalmıştır

Mehmet ERBAŞ
07 Mayıs 2021, Cuma 00:12
KUR’ÂN’IN MU’CİZELİĞİ - Hazırlayan: Mehmet Erbaş

Felsefe ve hikmet-i insaniye dünyaya sabit bakar. Mevcudatın mahiyetlerinden, hasiyetlerinden tafsilen bahseder. Saniine (Yaratıcısına) karşı vazifelerinden bahsetse de, icmalen bahseder. Adeta kâinat kitabının yalnız nakış ve huruflarından bahseder. Manasına ehemmiyet vermez. Kur’ân ise dünyaya geçici, seyyal, aldatıcı, seyyar, kararsız, inkilâpçı olarak bakar, mevcudatın mahiyetlerinden surî ve maddî hasiyetlerinden icmalen (özetle) fakat Sani tarafından tavzif edilen vazife-i ubudiyetlerinden ve Saniin isimlerine ne vecihle ve nasıl delâlet ettikleri ve İlâhî tekvini emirlere karşı inkıyadlarını (uymalarını) tafsilen zikreder. İşte felsefe beşeriyet ile hikmet-i Kur’âniyenin şu tafsil ve icmal hususundaki farklarına bakacağız ki, mahz-ı hak ve aynı hakikat hangisidir göreceğiz.

İşte, nasıl elimizdeki saat sureten sabit görünüyor, fakat içindeki çarkların hareketiyle daimî içinde bir zelzele ve alet ve çarklarının ıztırapları vardır. Aynen onun gibi Kudret-i İlâhiyenin bir saat-i kübrası olan şu dünya zahiri sabitiyetiyle beraber daimi zelzele ve tegayyürde fena ve zevalde yuvarlanıyor. Evet, dünyaya zaman girdiği için gece ve gündüz o saat-i kübranın saniyelerini sayan iki başlı bir mil hükmündedir. Şems o saatin o saatin dakikalarını sayan bir ibre vaziyetindedir. Asır ise o saatin saatlerini sayan bir iğnedir. İşte, zaman dünyayı emvac-ı zeval (yokluk dalgaları) üstüne atar, bütün mazi ve istikbali âdeme yokluğa) verip yalnız zaman-ı hazırı vücuda bırakır. Şimdi zamanın dünyaya verdiği şu şekil ile beraber mekân itibarıyla dahi yine dünya zelzeleli gayri sabit bir saat hükmündedir. Çünkü cevvi hava, mekânı çabuk değiştirdiğinden bir halden bir hale sür’atle geçtiğinden bazı günde birkaç defa bulutlar ile dolup boşalmakla, saniye sayan milin suret-i tegayyürü hükmünde bir değişiklik veriyor. 

İşte, Kur’ân’ın baştanbaşa kâinata müteveccih olan âyetleri şu esasa göre gider. Hakikat-ı dünyayı olduğu gibi açar, gösterir. Çirkin dünyayı ne kadar çirkin olduğunu göstermekle beşerin yüzünü ondan çevirtir. Sanie bakan güzel dünyanın güzel yüzünü gösterir. Beşerin gözünü ona diktirir. Hakikat-ı hikmeti ders verir. Kâinat kitabının manalarını talime eder hurufat ve nukuşlarına az bakan felsefe gibi çirkine âşık olup, manayı unutturup hurufatın nakışlarıyla insanların vaktini malayaniyatla (boş şeylerle) sarf ettirmiyor.

Okunma Sayısı: 1665
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı