"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

100 gün de “yetki karmaşası” konuşulmaya başladıysa…

Mehmet KARA
13 Aralık 2014, Cumartesi
Ankara kulislerinde Meclis’te 29 Ağustos’ta yemin ederek göreve başlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bundan bir gün önce 62. hükümeti kurma görevi, 6 Eylül’de de Meclis’ten güvenoyunu alan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun arasının açık olduğu konuşulmaya başlandı.

Hükümetler için ilk yüz gün önemlidir. Yeni göreve başlayan hükümetin 100 günü hep konuşulur. Bu 100 günlük performans değerlendirilir. Bu performansa göre de hükümetin geleceği tahlil edilir.

Davutoğlu hükümeti 100. gününü doldururken, Saray ile Başbakan arasında yetki tartışması yaşandığı konuşulmaya başlandı. Bunun böyle olmadığı söylense de kulislerde konuşulması ve devlet yönetiminin tepesindeki iki ismin bazı konulardaki farklı açıklamaları da bunu doğrular nitelikte. 

Hükümetin yapacağı icraatlar konusunda Saray’ın açıklama yapması, banka kredilerinden bedelli askerlik konusuna, çiftçi kredi borçlarından memurun durumuna kadar hatta hükümetin yaptığı tesislerin açılışından, siyasî konuşmalara kadar ilk 100 günde yetki tartışması konuşulmasına neden oldu. 

Meselâ bedelli askerlik konusunda Başbakan “olmayacak” derken, Erdoğan’ın “konuşulur” demesi, Osmanlıca öğrenimi konusunda Erdoğan, “İsteseler de istemeseler de öğretilecek” derken icranın başındaki Davutoğlu’nun, “İsteyen seçer, istemeyen seçmez” demesi bu yetki karmaşasının en belirgin yaşandığı durumlar oldu.

Bir yandan Erdoğan ile Davutoğlu arasında bir kırgınlık ve yetki karmaşası olduğu söylenirken, diğer yandan Erdoğan’ın bir başbakan gibi davranması, tıpkı bir partinin genel başkanı gibi siyasî muhtevalı konuşmalarda muhalefeti eleştirmesi, tarafsız olması gereken bir cumhurbaşkanı profilinden çok uzak görünüyor. Grup toplantıların olduğu Salı günleri çıkıp siyasî konuşmalar yapan bir Saray ve onun konuşmasını bitmesi bekleyen bir Başbakan profili görüyoruz.

Bu kulisler konuşulmaya başlayınca Erdoğan’ın “Bizi Sayın Başbakanımızla karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar” demesi ile, Davutoğlu’nun, “Bizim aramızda ihtilâf çıkmaz. Dâvâ ahlâkımız buna müsaade etmez” demesi tek başına bu kırgınlığın olmadığını göstermez. Bir atasözü vardır, “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diye…

*  *  *

Bu durum bütçe görüşmelerinin başladığı günde Meclis Genel Kurulu’nda en fazla konuşulan konusu oldu. Kılıçdaroğlu, “Sayın Başbakan siyasî vesayetten kurtulun. Davulu boynunuza astılar, tokmak başkasında. Tokmak orada, davul burada olmaz. Türkiye’de çift başlı yönetim olmaz… İki koltuk da boş görünüyor. Böyle şey olmaz” eleştirilerini sıraladı.

Davutoğlu’nun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la samimiyetlerine ilişkin “İlişkimiz ölümle de bitmez, dünya ahiret kardeşiz, biz söz verdik mi mezara kadardır mezara” sözleri de bütçe görüşmelerine damga vurmuştu.

Göreve geldiğinde “farklı bir cumhurbaşkanı olacağım… Bakanlar Kurulu’na başkanlık edeceğim” açıklamaları yapan Erdoğan, geçtiğimiz 3.5-4 ayda bakanlar kuruluna başkanlık etmiş değil. Hatta birkaç kez bakanlar kuruluna başkanlık etmek istediği ancak bundan “değişik nedenler”le vazgeçtiği, bu süre zarfında birkaç kez AKP Genel Merkezini ziyaret ettiği de kulislerde konuşuluyor.

Ancak…

Bakanlar Kurulu’na başkanlık edemedi, fakat Saray’da 4 olan başkanlık sayısını 13’e çıkaracağı da basına yansıdığında hep yanında olan Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım bunu doğruladı. Ve gelecek yıldan itibaren bakanlar kuluna başkanlık edeceğini de söyledi.

Burada ilginç olan Başkanlık sayısının artması değil, tıpkı bakanlar kurulunda olduğu gibi adeta gölge bir kabine gibi çalışacağının görülmesi... Meselâ, dış ilişkiler, ekonomi, iç güvenlik, savunma, enerji, sosyal işler, yatırım izleme başkanlığı bunlardan bir kaçı... Bakanlar Kurulu’ndaki karşılıkları da gözden kaçmıyor. Dışişleri, İçişleri, Millî Savunma, Enerji Bakanlığı, Aile Bakanlığı, Kalkınma, Ekonomi bakanlıkları…

Bu makamlara kimleri atayacağı şimdilik bilinmiyor. Ancak 2015 yılında yapılan seçimde üç dönem kuralı dolayısıyla aday olamayacak isimleri bu makamlara getirilebileceğine de şüphe yok. Ulaştırma eski bakanı Binali Yıldırım, belediye başkanlığını kazanamamasından sonra milletvekili olmasına rağmen “Cumhurbaşkanı başdanışmanı” gibi çalışmaya başladı. Gölge kabineye girecek isimlerden birisinin Yıldırım olacağına kesin gözüyle bakmak mümkün…

*  *  *

Seçimler yaklaşırken, bürokraside ve AKP içinde Davutoğlu’ndan daha da etkili olduğu görülen Erdoğan’ın aday belirlemede nasıl bir etkisinin olacağı Davutoğlu’nun performansına bağlı!

Binali Yıldırım’ın “Anayasanın 103. Maddesi cumhurbaşkanının yetkilerini yazmış. O şartlara uygun hareket edilirse hiçbir çatışma olmaz” demesi de ilginç. Erdoğan buna göre hareket eder mi? Ya da “farklı cumhurbaşkanı olma”nın arka plânında şartların zorlanması da var mı? Bunu da yaşayarak göreceğiz.

Ankara kulislerinde bunlar artık her yerde konuşulmaya başlandı. Kulislerde bir de yeni siyasî oluşumların hız kazandığı da konuşuluyor. Yıl sonuna kadar siyaset yeni sürprizlere gebe olabilir…

Okunma Sayısı: 1666
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ekrem özdemir

    13.12.2014 12:47:52

    siyaset bu. Danışıklı dövüş gibi olmasın bu yetki karmaşası dediğiniz:)))

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı