27 Şubat’ta iki RF-4E uçağının Malatya Akçadağ’da düşmesi sonucu 4 pilot şehit olmuş, ardından 5 Mart’ta Konya’da bir F-4E 2023 uçağının düşmesi sonucu da iki pilotumuzu kaybetmiştik. Bu uçaklar 41 yılda 60 kaza yapmış. Dolayısıyla bir nev’î “uçan tabut” oldukları ve yasaklanmaları gerektiği söylendi.

Saray’daki Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, F4’lerin 2020’ye kadar kullanılmaya devam edileceğini açıklamıştı.

Bu açıklamanın hemen akabinde Orgeneral Abidin Ünal, RF-4E uçaklarının uçuşlarının sonlandırıldığını söyledi.

Buna göre geçtiğimiz hafta bizzat Hava Kuvvetleri Komutanı’nın son kez kullandığı uçaklar artık kullanılmayacak.

Burada kafa karışıklığı olabilir. Hava Kuvvetlerinin envanterinde olan bu uçaklardan sadece bir kısmının uçuşlarına son verildi. Diğerleri 2020’ye kadar uçuşlarına evam edecek.

Bizim şaşırdığımız nokta böylesi hayatî ve tartışmalı bir konuda bile devletin iki önemli kademesinden ardı ardına birbirine taban tabana zıt gibi görünen açıklamalar gelmesidir. Bu yüzden de kafalar iyice karışıyor. İşin doğrusu şudur. “Uçan tabut” olarak vasıflandırılan uçakların büyük bir bölümü 2020’ye kadar uçmayı sürdürecek. Bu uçaklar 5 yıl daha uçacaksa inşallah kazalar olmaz. Allah muhafaza etsin…

***

ŞİRKETTE GENEL MÜDÜR…

Cumhurbaşkanı Erdoğan özellikle başbakan olduğu dönemde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK’da yaptığı genel müdürlük görevini hatırlatarak, “genel başkan” yerine “genel müdür” diyerek eleştirirdi.

Erdoğan şimdi öyle bir şey söyledi ki, hem bu sözünü aklımıza getirdi, hem de kendisinin de “genel müdürlük” hevesinde olduğu izlenimini uyandırdı!

“Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir” diyen Erdoğan’a böyle yakıştırmayı biz yapmadık elbette.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türk devleti; işletme, şirket, holding değil. İlla şirket yönetmek istiyorsa aile şirketinin başına geçsin” diye Erdoğan’ın bu sözünü tenkit etti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da, “Devleti şirket gibi yönetirseniz geldiğimiz nokta budur. Şirket gibi yönettikleri için fabrikaları, tarlaları, arazileri, hepsini yandaşlara haraç mezat peşkeş çektiniz” diyerek tenkit etti.

Bu söz bizi, “Karşınızdaki insanı ne ile eleştirir, kınarsanız o size geri döner” sözünü hatırlattı.

***

BAK ŞUNA BİR DE AYAK AYAK ÜSTÜNE ATMIŞ!

Komşumuz Yunanistan’dan yansıyan bir fotoğraf bize birçok şeyi hatırlattı.

Fotoğrafta Yunanistan’ın yeni Başbakanı yanına Maliye bakanını da alıp sokakta vatandaşlarla sohbet ediyor. Kırmızı ışıkta bekleyen, koşu yapanlara çekilip yol veren Başbakan ve bakanı bir vatandaşla sohbet ediyor.

O da ne? Ülkesinin başbakanı ile sohbet eden esnaf bacak bacak üstüne atmış hiç istifini bozmuyor. Kimse ona da “Saygısızlık etme, indir bacakları” demiyor. Başbakan’da eli cebinde güler bir yüzle sohbet ediyor. Bu tür bir hareket bizim örf ve adetlerimize ters, ama rahat olması dikkatimizi çekti. 

Şimdi soru şu: Bu görüntüyü Türkiye’de görebilir miyiz? Ya da görsek o esnafın başına neler gelir? Ne fırçalar yer. Sigara içen birine söylenen sözler hâlâ hafızalarda… Bırakın bir devlet büyüğünün önünde böyle bir görüntüyü, sosyal medyada mesaj paylaşanlara dava açılıyor, mahkemelerde yargılanıyor. Kitaplar toplatılıyor, twitler siliniyor.

Burada normal olan hangisi dersiniz?

***

“HALİFE GELİYOR!”

AKP Siirt İl Başkanı Fuat Özgür Çalapkulu bir twit attı, “artık bu kadar da olmaz” dedirtti. Dinî ve dinî değerlerimizi hafife alan milletvekili aday adaylarının seçim afişleri haber oluyordu, ama hiç böylesine rastlanmıştı.

İl Başkanı twitter hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan için, “Uzun Adam’a muhtar bile olamaz dediler. Önce Başbakan sonra Reis-i Cumhur oldu. Şimdi de başkan olamaz diyorlar. Halife geliyor hazır olun” mesajını paylaştı.

Gelen tepkiler üzerine de yazdıklarının düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek kendisini savundu.

Erdoğan’ı eleştiren twitler düşünce hürriyeti kapsamında değerlendirilmediği ortada dururken, bakalım AKP il başkanının bu twiti bu kapsamda değerlendirilecek mi? Partisi bir yaptırımda bulunacak mı?

Bu arada şu notu da düşelim. Siirt, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Hanımın memleketidir…