"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adalet olmazsa...

Mehmet KARA
27 Mayıs 2017, Cumartesi
15 Temmuz darbe teşebbüsünün üzerinden 10 ayı aşkın bir süre geçmişken, gözaltılar, tutuklamalar, ihraçlar son sür’at devam ederken, mağduriyetlerin yüksek sesle konuşulmaya başlanması adalete olan güveni de zedeliyor.

Darbe teşebbüsüyle ilgili “ana dâvâ”lar görülmeye başlandı. Bundan sonra yapılması gereken adaletin görevini yapması, adalete müdahalenin olmamasıdır.

Elbette suçlu en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Bunu yapacak da adalet mekanizmasıdır.

Darbe teşebbüsünün olduğu ilk günden itibaren de adalete güveni sarsacak, demokrasiyi sekteye uğratacak tavırlardan uzak durulmasını söyledik.

Bu minvalde 6 Ağustos 2016 tarihli “İlle de adalet” başlıklı yazımızı bir kez daha dikkatlerinize sunmak istiyorum.

«««

Millet iradesine karşı gelmiş, millete ve seçtiklerine silâh çekmiş, demokrasiye ve insanın canına kim kast etmişse en ağır şekilde cezalandırılmasının gerektiğini teşebbüsün gerçekleştiği günden bu yana söyleyegeldik.

Gözaltılar ve tutuklamalar yapılırken hukuk içinde kalınmasının gerekliliğine şüphe yok. Mağduriyetlerin oluşmaması için kılı kırk yararak hareket edilmesi gerektiğini söylemek lâzım.

Bu manada Başbakan Yıldırım’ın, “Adaletle davranacağız. Çünkü Türkiye bir hukuk devleti. Hukuk devletinde de yargısız infaz olmaz. Onlar yargısız infaz yaptı, ama biz devletiz, bize yargısız infaz yakışmaz” sözüne öncelikle adalet mekanizmalarındaki insanların gerekli duyarlılığı göstermesi gerekir.

Yine Yıldırım’ın, “Bu konuda işimizin kolay olmadığını söylemek isterim. Ama biz bir hukuk devletiyiz, haklı ile haksızı mutlaka birbirinden ayırt etmemiz lâzım. ‘Aman boşver, bu kadar işin arasında 3 adam da gitsin’ deme lüksümüz yok” ifadesi de geçmiş hataların tekrarlanmaması için dikkate alınmalıdır.

Başbakan’ın gazete temsilcileriyle görüşmesinde dediği gibi “Bu dönemler karambol dönemleridir. Birbirlerine karın ağrısı olanlar piyasaya çıkar, haksızlığa neden olabilir” demesi, şikâyetlerin geldiğini gösteriyor. “Açığa alınanlarla ilgili titiz bir çalışma yürütülüyor. Haksız yere işlem görmüş olanlar olabilir, yoktur diye iddia etmiyoruz.

Onun için yeni baştan ele alınacak, haklıyla haksız, suçluyla suçsuz ayırt edilecek. Yaşla kurunun birlikte yanmasına asla izin vermeyeceğiz” diyen Yıldırım’ın “intikam duygusuyla değil, adaletle hareket edecekleri” taahhüdü de yerinde ve anlamlıdır.

Kesinlikle darbecilere ve darbeye karışanlara hesabı en ağır şekilde sorulmalıdır. Bu yapılırken de, yine Yıldırım’ın ifadesiyle, “Kılı kırk yararak, sürek avına çıkmadan, sağlam verilere dayanılarak” yapılmalıdır. Adaletin gereği de zaten budur.

Gelen şikâyetlerden buna çok da dikkat edilmediği, ispiyon ve gammazlamanın her kurumda yaşandığı görülüyor. Devleti yönetenlerin bunlara azamî dikkat etmesi gerekiyor.

Adil yargılama hakkına titizlikle uyulması hukuk devletinin vazgeçilmez bir gereğidir. Hukuk ve adalet demokrasinin vazgeçilmez unsurlarının başında gelir.

Unutmamak gerekir ki, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelen ve haklı ile haksızın ayırt edildiği adaletin ve adalet duygusunun zedelenmesi, ülkenin birliğine, bütünlüğüne, refahına zarar verir.

Gözaltına alma, tutuklama ve yargılama aşamasında keyfî uygulamalara fırsat verilmemesi adalet duygusunun yara almaması için önemli. Yargılamaların en kısa zamanda sonuçlanmasıda ülkenin normalleşmesine büyük katkı sağlayacaktır.

Darbecilerin hukuka ve demokrasiye verdiği zarar hukuk içinde kalarak, adalet anlayışına uyularak giderilebilir.

Adaletin tecellisi, hukukun üstünlüğü ilkesi ile insan hak ve hürriyetlerine uyulmakla olur. İlla da adalet, illa da hukuk, illa da demokrasi…

«««

Darbe teşebbüsünün üzerinden 20 gün geçtikten sonra bunları yazmıştık. Daha sonraki günlerde gelen şikâyetler üzerine devlet yöneticileri “at izinin it izine karıştığı” ve “yaşla kurunun karıştığını” söylediler. Araştırmalar sonrasında göreve iadelerde görüldü ki, “intikam duygusu”yla insanlar gammazlanmış.

Sonrasında da tetikçiler ortaya çıkmış, bu yüzdende mağduriyetler çoğalmış. Bu durum tâ başta söylediğimiz ikazlarımızda ve endişelerimizde ne kadar haklı olduğumuzu maalesef gösterdi. Bütün bunlar iktidar kanadından yapılan son itirazlarla da ortaya çıkıyor. İlgili kurumlar ve valilikler kamudan ihraç edilen ya da cezaevine konulan insanların mağduriyetleri gideremediği için OHAL KHK’sı ile 7 kişilik “OHAL inceleme komisyonu” 4 ay gecikmeyle kurulabildi. Ancak henüz çalışmaya başlayamadı. Mağdur olduğunun düşünenler bu komisyonlara müracaatlarını yapacaklar, ama bu komisyonun on binlerce kişinin müracaatının altından nasıl kalkacağını da hâlâ cevap bulmuş değil.

Devlet olabilmenin en önemli vasfı ve esası adalettir, adaletinin tartışılıyor olmamasıdır.

Adalet olmazsa kargaşa ve kaos olur, ahlâkî çöküntü olur.

Hukuk ve adalet demokrasinin vazgeçilmez unsurudur.

Adaletin ve adalet duygusunun zedelenmesi, ülkenin birliğine, bütünlüğüne, refahına zarar verir.

Okunma Sayısı: 3066
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı