"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AKP içindeki tartışma “karışma”yı getirdi

Mehmet KARA
15 Aralık 2019, Pazar
Son mahallî seçimlerde alınan yenilgi, kamuoyunda adalet ve hukuk alanında yaşanan geri gidiş, adalete güvenin azalması, ekonominin kötüye gidişi, kuruluş ilkelerinden geri adımların atılması gibi daha birçok sebeplerden dolayı içinden çıkacak iki partinin kuruluşları henüz tam olarak gerçekleşmeden AKP içinde yaşanan karışıklık siyasetin yönünü belirlemeye başladı.

Bizim memlekette bu durumlar için “Çadır karıştı” diye bir söz vardır. Şimdi AKP’de gerçekten de tam olarak bu yaşanıyor.

Geçtiğimiz günlerde bir özel üniversite üzerinden yaşanan tartışmanın nerelere kadar varacağını bu aşamada kestirmek zor. Ancak eski defterlerin açılacağı da kesin. Partisinde genel başkanlık ve başbakanlık yapan birisini “dürüst olmamakla” suçlayan (daha ağır ifadeler var, ama burada yazamayacağız) bir cumhurbaşkanı ve ona daha üst perdeden cevap veren eski başbakan… Tabiî suçlanan kişinin yeni parti kuran birisi olması bu suçlamaların daha da artacağı gösteriyor. 

Bankayı dolandırma imasından, aile fertleri imasına kadar uzanan karşılıklı bu tartışmanın daha çok büyüyeceğini kestirmek zor değil.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın özellikle seçim dönemlerdeki sert ifadelerini hepimiz biliyoruz. Mahkemelere kadar taşınan bu ifadeler “hainlik” ithamı gibi siyasette pek alışık olmadığımız(!) bir üsluba kadar varabiliyor.

NOBEL ÖDÜLÜ VERSELER DE ALMAM!

Bu tartışma yaşanırken Erdoğan’ın birbiri ardına yaptığı açıklamalar dikkat çekici…

Nobel ödülünün verildiği kişiyi eleştirirken, “Nobel ödülü verilirse almam” dedikten sonra “Meselâ Türkiye’den kalkmışlardır teröriste ödül vermişlerdir. Niye? Mantık budur... Anlayış budur...”  demesi Yazar Orhan Pamuk’u kast ettiği yorumlarına sebep olmuştu. Çünkü Nobel ödülü alan iki Türk vardı. Birisi Pamuk, diğeri Aziz Sancar… Sancar’a “Hocamıza vermiş oldukları ödül gibi orada tartışılacak herhangi bir şey söz konusu değil. Alkışlarız” derken geriye bir seçenek kalmıştı. Erdoğan Pamuk ödül aldığında da arayıp teşekkür etmişti. Öyleyse kimi kast etmişti, tam anlaşılamadı.

Bu açıklamadan saatler sonra Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Sayın Cumhurbaşkanımızın bugünkü konuşmasında yer alan ‘Türkiye’den teröriste ödül vermişlerdir’ şeklindeki ifadeleri herhangi bir şekilde Sayın Orhan Pamuk’a yönelik değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye düşmanı ideolojik yaklaşımları ve terör faaliyetleri bilindiği halde Nobel’e aday gösterilen ya da farklı uluslar arası örgütlerce ödüllendirilen isimleri kastetmiştir” şeklindeki açıklamayla yanlış anlamayı önleme adına bir açıklama yapma durumunda kalmıştı. Ertesi gün de Erdoğan verilen ödülün bir Aziz Sancar, bir Orhan Pamuk’a verilmiş bir ödül olmadığını söyleyerek bir bakıma önce söylediğine açıklık getirme gereği hissetmişti…

“Bu isimler kim?” sorusu ise hâlâ havada duruyor…

KAFASI KARIŞIK OLMALI Kİ…

Yine Erdoğan’ın bu sert tartışmalardan mıdır nedir bilemediğimiz kafasının karışık olduğunu bir toplantıda, “İngiltere, Almanya, Fransa ve şahsım dörtlü zirve yaptık” sözlerinde de gördük.

“Kardeşim” dediği, yıllarca bakanlar kurulunda beraber çalıştığı en güvendiği insanlar olarak bilinen bakanlar ve başbakanına karşı bu neviden ağır ifadeler de gösteriyor ki, siyasette “vefa” olmuyor.

Buradaki şu sorular akla geliyor: Birbirlerine karşı bu ifadeleri kullananlar gündeme getirdikleri konularda neden daha önce konuşmamışlardı? Bu konularda hem suçlayan, hem de suçlananın sorumluluğu yok mu?  

Bu arada Erdoğan’ın suçladığı diğer isimlerden şu ana kadar ses çıkmaması durumundan, önümüzdeki günlerde partiyi daha da karıştıracak tartışmaların alevleneceği şimdiden görülüyor. Şurası kesin ki, AKP kurulduğundan bu yana böyle bir durumla karşılaşmamıştı. 

En derin çatlağı yaşıyor, yaşayacak… İktidar partisi bu karışıklıktan nasıl çıkar, ya da çıkar mı önümüzdeki günlerde göreceğiz. 

AKP’de ok yaydan çıktı. Eski defterler bir bir açıklandıkça 17 yılın muhasebesini (!) millet olarak öğrenmiş olacağız. Bakalım ne sürprizlerle karşılaşacağız. Tabiî bunu söylerken defterler kapanabilir de… Bekleyip görelim… Bu aşamada pencereden seyredip içlerine girmemekte fayda var…

MİLLET ÇAKARSA

İçişleri Bakanlığı’nın trafikteki araçlardaki çakarların sökülmesi kararı büyük bir memnuniyetle karşılanmıştı. Ancak Meclis’te torba kanunu görüşülürken bir gece yarısı milletvekilleri dahil birçok kişinin araçlarına “çakar” takabileceği kararı çıkmıştı.

Bu durumun çok eleştirilmesi üzerine MHP’li Cemal Enginyurt, “Mafya babalarının da var, ama milletvekili gündeme getiriliyor” diye bir savunma yapınca Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, “Sevgili vekilim. Endişelerinde haklısın, işin suyu çıktı, ama iki yanlıştan da bir doğru çıkmaz. Çakar mevzuu kapansın artık. Vatandaş çakarsa kötü çakar!” diye bir paylaşımda bulundu. 

Sayın Tayyar doğru söylüyor. Vekillerine esas cevabı asiller, yani millet verir… Onun çakmasından korkmak lâzım…

DOĞRU SÖZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanı olmak için neye sahip olunmalı” şeklindeki bir soruya, “Hak, hukuk, adalet bizim olmazsa olmazımızdır. Bir liderin de dikkat etmesi gereken konu budur. Bu üç kavram da adeta insanlığın tüm meseleleri saklıdır” diye cevap vermişti.

Ne kadar doğru bir söz değil mi?

Okunma Sayısı: 3104
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cetin acar

    15.12.2019 09:41:49

    Risale-i nur şakirtleri dünya siyaseti ve cereyanlarına ve maddi mücadelelerine karışmıyorlar ve ehemmiyet vermiyorlar ve TENEZZÜL ETMİYORLAR. (Şualar)

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı