“Türk tipi Cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemi”nin oylanacağı referanduma 36 gün kalmışken, millet adeta nefes alamıyor. Referandumun ne getirip ne götüreceğinden ziyade toplumu daha da kutuplaştıracak, insanları tedirgin edecek ne varsa yapılıyor.
Hakikaten artık yeter, milleti bu kadar sıkboğaz etmeyin, kutuplaştırmayın.
Tehdit etmeden tutun da, terör örgütü ile irtibatlandırmaya, 15 Temmuz hatırlatmasından tutun, vatanseverlik yarışına kadar birçok yanlış ve hatalı söylemle bir kampanya yürütülüyor. İnsanlar birbirlerinin kararına saygı göstermiyorlar.
Zaten olağanüstü hal (OHAL) şartlarında yapılan kampanyalarda sıkıntılar yaşanıyor. Bir de buna bunlar ilâve edilince gerginlikler, kavgalar daha da artıyor.
«««
ÇOK MU ZOR!
Çok mu zor, kutuplaştırmamak yerine kucaklaştırıcı şeyler anlatmak. Çok mu zor, insanların kararına saygı duyulduğunu söyleyebilmek… Çok mu zor “karar ne çıkarsa başımızın üstündedir” diyebilmek. Çok mu zor, “bu bir demokratik yarıştır hayır da çıkar, evette çıkar, neticede 17 Nisan’da beraber yaşayacağız” diyebilmek…
“Hayır oyu vereceksen teröre destek vermiş olursun” diye insanları tedirgin etmenin demokrasiye zararı olacağı hiç mi düşünülmüyor? Herkesin “hayır” veya “evet” gerekçesinin farklı olduğunu hiç hesaba katılmıyor mu? İnsanların tercihlerine neden saygı gösterilmiyor?
“Hayır” vereceğini açıklayan partilerin 15 Temmuz darbe girişimine karşı demokrasinin yanında yer aldıklarını ne çabuk unutuyorsunuz? Böyle bir ayrım haksızlık olmaz mı? Yenikapı ruhu ne çabuk unutuldu? Allah muhafaza etsin, yine darbe girişimi olursa bu partiler darbelerin karşısında demokrasinin yanında yer alacaklardır, bunu unutmamak lâzım…
Bu bir parti seçimi değildir. Bir sistemin değişip değişmeyeceğinin oylanmasıdır. Demokrasinin temel değerlerinden olan düşünce ve fikir hürriyetine saygıyı ön planda tutmak gerekirken, bu tür yaklaşımlar bu değerleri yıpratacaktır.
«««
VATANSEVERLİK TEST EDİLMEYECEK!
Referandum “vatanseverliğin” test edileceği bir oylama olmayacağı gibi tercihini kullandığı için hiç kimse “vatan haini” de olmayacaktır. Sonuç ne olursa olsun yine birlikte yaşamayı sürdüreceğiz.
Bırakın kutuplaştırıcı ve ötekileştirici konuşmaları da millete paketin ne getirip ne götürdüğünü anlatın.
Meselâ şu soruların cevaplarını verin: Güçlendirilmiş bir parlamenter sistem mi, yoksa başbakanın olmadığı, bakanları ve yardımcılarını cumhurbaşkanın seçtiği, Anayasa Mahkemesi ve HSK üyelerinin çoğunluğunu bir kişinin atadığı, cumhurbaşkanının aynı zamanda bir partinin genel başkanı olduğu, bu durumda tarafsız olup olmayacağı, bakanlar için gensorunun olmadığı, seçilmeyen bir cumhurbaşkanı vekilinin cumhurbaşkanı yetkisinde olmasının sıkıntılı olup olmayacağı, Cumhurbaşkanı’nın OHAL ilân etmesi ve KHK’yla ülkeyi yönetmesi milletin hayrına mı, değil mi?
SON SÖZ
Bu tür kutuplaştırıcı ifadeler kullananlara diyoruz ki: Artık cidden millet bunaldı, nefes alamaz hale geldi. Farklılıklara saygı gösterin, kimseyi dışlamayın, ötekileştirmeyin, milleti kutuplaştırmayın.
Cidden yeter artık!