"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Askerimiz neden Suriye’de?

Mehmet KARA
03 Aralık 2016, Cumartesi
Fırat Kalkanı Harekâtı çerçevesinde Türk askerleri yüz güne yakındır Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) destek amacıyla Suriye’de. Hükümet Suriye’ye operasyon için yetkiyi Meclis’ten almıştı. Yetkinin ardından başta Rusya olmak üzere bölgedeki birçok ülke ile anlaşma yapılmıştı.

Türkiye, sınır güvenliği ve terör örgütlerinin (özellikle IŞİD ve PYD) saldırılarına karşı bir koridor oluşturmak amacıyla orada bulunuyor. Gerekçemiz ise, o bölgeden bazı illerimize karşı yapılan bombalı saldırılar. Askerlerimiz girene kadar atılan bombalardan maddî hasarın yanında bazı siviller vefat etmişti. 

Harekât başladığı günden bu yana 18 şehidimiz var. Genelkurmay’ın açıklamasına göre iki askerimizden de haber alınamıyor.

Türk askerinin Suriye’de olması tenkit edilirken, “Türk askerinin neden orada olduğu?” soruları hep soruldu, soruluyor. Bu soruların cevabı üstte bahsettiğimiz gerekçelerle ifade edilirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan farklı iki yorum geldi. Yorum geldi, ama iki gün arayla çok farklı şeyler söyledi.

Salı günü: “Devlet terörü estiren zalim Esed’in hükümranlığına son vermek için Suriye’ye girdik…” demişti.

Perşembe günü muhtarlar toplantısında ise, “Fırat Kalkanı Operasyonu’nun hedefi herhangi bir ülke veya kişi değil, sadece terör örgütleridir” diyerek sözlerine açıklık getirdi.

Tabiî bu arada hem Rusya, hem de İran tarafından ilk sözlerine ilişkin tepkiler geldiğini not edelim. Bu arada Erdoğan, Putin ile telefonda saatler süren görüşmeler yaptı.

Erdoğan ikinci açıklamasından sonra, “Defalarca dile getirdiğimiz bu hususta hiç kimsenin şüphesi olmasın, söylediklerimizi de kimse başka bir şekilde yorumlamasın, başka yere çekmesin” demesi de dikkat çekti.

Aslında Salı günkü cümleye bakınca ne söylediği gayet açıktı. Başka yere çekilecek ya da yorumlanacak bir ifade değildi.

Soru şu: Cumhurbaşkanı Erdoğan iki gün içinde bu fikirlerini neden değiştirdi? Bir nabız yoklaması mıydı, yoksa dil sürçmesi miydi? Ya da Türkiye’nin elini güçlendirmek için mi bu söz sarf edilmişti? Bu soruların cevabını “net olarak” şu an verebilen yok…

***

“İSTİKRAR”LI YÜKSELİŞ DEVAM EDİYOR!

AKP ile MHP arasındaki “cumhurbaşkanlığı görünümlü başkanlık” için yapılacak anayasa değişiklik teklifi Binali Yıldırım ile Bahçeli arasında yapılan görüşmeden sonra adeta ete kemiğe bürünmeye başladı. Önümüzdeki hafta anayasa değişikliği teklifi “AKP’nin teklifi” olarak Meclis sunulacak. Milletvekilleri imzalarını atmaya başladılar bile. Pazartesi imzaların tamamlanması bekleniyor. 

2017 yılı bütçe görüşmeleri başlayacağı için Meclis’teki bütçe görüşmelerinden sonraya kalması beklenen görüşmelerin yılın sonunda ya da 2017 yılının başında Meclis’te yapılması bekleniyor. 330 oy ve üzeri çıkarsa da teklif Meclis’ten geçmiş olacak. Sonra Cumhurbaşkanı’na sunulacak. Erdoğan’ın imzasının ardından da 60 gün içinde referanduma gidilecek.

Bu mesele önümüzdeki günlerde Türkiye’nin gündemini meşgul etmeyi sürdürecek. Bizim burada dikkat çekmek istediğimiz husus ise ekonomi…

Yıldırım ve Bahçeli’nin 1.5 saatlik görüşmesinden sonra açıklamalarını yaptıkları saatlerde zaten rekor üstüne rekor kıran Dolar ve Euro’nun bir rekor daha kırması dikkat çekti.

O ana kadar 3.43 seviyelerinde gezinen Dolar, açıklama ile birlikte 3.5’un üzerine çıktı.

Başkanlık sisteminin istikrar getireceği söyleniyordu. Ancak başkanlık için anlaşıldığının duyurulduğu anlarda dövizdeki yükselişin sürmesindeki istikrara bir anlam verilemedi. “Bu döviz ile kim oynuyor, kimler para kazanıyor?” sorularına ekonomistler bile yorum getiremiyor.

***

DARBE ANAYASASINDAN KURTULUYOR MUYUZ?

Yıldırım-Bahçeli görüşmesinden sonra anayasa değişiklik teklifinin Meclis’e getirilmesi için milletvekilleri imzaları atarken sosyal medyada, “Türkiye darbe anayasasından kurtuluyor inşaallah” yazdılar.

Ancak mesele hiç de öyle değil. Darbe anayasası 34 yıl sonra hâlâ yerli yerinde duruyor. Sadece yeni bir yama daha atılacak. Bilmem kaçıncı kez değişecek. Tasarı ile sadece “hükümet sistemi” değişiyor. Sivil demokrat, hürriyetçi, hukukun üstünlüğünü önceleyen bir anayasa başka baharlara kaldı. 

Yani, darbe anayasasından kurtulduğumuz falan yok. Kendimizi de milleti de aldatmayalım…

Okunma Sayısı: 5481
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı