"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AYM neden tartışma konusu oldu?

Mehmet KARA
18 Ekim 2020, Pazar
Anayasa Mahkemesi’ nin statüsünün, verdiği karar ve sonrasında bir üyesinin paylaşımı üzerinden tartışılması yargı ve hukuk üzerinde bir krize neden oluyor.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Anayasa Mahkemesi tarafından milletvekilliği düşürülen Enis Berberoğlu hakkında “oybirliği” ile verdiği karara direnmesi bu krizi iyice derinleştirdi, derinleştiriyor.

Aslında AYM’nin statüsü ile ilgili tartışmaların kökeni tâ Şubat 2016 tarihine kadar gidiyor. O tarihte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için verdiği tahliye kararı için “Ben Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım o kadar ama onu kabul etmek durumunda değilim. Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” demişti ve bu açıklama o dönemde ciddi tartışmalara neden olmuştu.

***

BİSİKLET ATIŞMASI YAŞANMIŞTI

Geçtiğimiz günlerde de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “Karayollarında toplantı ve gösteri düzenlenemez” kararının iptal edilmesi üzerine Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’a “Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım” diye yüklenmişti. Aslında Soylu’nun bu yüklenmesi Türkiye’nin pek de alışık olmadığı bir durumdu.

AYM üyesi Engin Yıldırım, bu ifadelere karşı Anayasa’nın 138’inci maddesini hatırlatarak, “Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez” diyerek bisikletiyle bir fotoğraf paylaşmıştı.

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar eleştirilebilir ancak anayasanın 153. maddesinin son fıkrası Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağladığını söylüyor. Karar beğenilmese de bu karara uyulması gerekiyor. Esas tartışma da buradan çıkıyor. İlk mahkemenin bunu tanımaması ve AYM’nin kararına direnmesinin mevcut anayasaya göre mümkün olamayacağı hukukçular tarafından da dile getiriliyor.

***

“YAPILANDIRILMALI” DENİLMESİNDEN 15 GÜN SONRA

Daha iki hafta önce AYM’ nin son zamanlarda verdiği kararları “sancılı ve sakat” olarak niteleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ”Anayasa Mahkemesi yeni hükümet sisteminin doğasına uygun şekilde yeni baştan yapılandırılmalıdır” demesiyle Barolar ve TTB gibi kurumlar üzerindeki tartışma AYM için de yapılmaya başlanmıştı.

AYM’nin kararı tartışılırken bir üyenin Twitter üzerinden AYM binasının fotoğrafını da paylaşarak yaptığı “ışıklar yanıyor” açıklaması ve sonrasında İçişleri Bakanlığı resmi hesabı üzerinden, partilerden, bakanlardan, siyasetçilerden ve gazetecilerden gelen tepkiler üzerine “yanlış anlaşıldığı için özür dileyen” bir twit atmak durumunda kalması tartışmayı özünden koparıp bir algı operasyonu durumuna getirdi. 

AYM’nin hukukî statüsü tartışması birdenbire darbe tartışmasına dönüştürüldü.

Bu yüzden bu twit aslında AYM’nin yapısının değiştirilmesini isteyen hükümet kanadının işine yaramış oldu. Bu çalışmalara hız kazandırdı.

Anayasa’da yapılan son değişiklikle AYM’nin 15 üyesinin 12’sini cumhurbaşkanı atıyor. Geri kalan 3 üye ise TBMM tarafından seçiliyor. Şu andaki üyelerin tamamı 18 yıl içerisinde atanmış. Tartışılan twiti atan AYM üyesi Engin Yıldırım’ı da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül atamış. 

Dışarıdan bakıldığı zaman görünen, hükümetin kendi atadığı üyeler ile çatışıyor. 

***

ERDOĞAN’IN ADAYLIĞI İLE AYM TARTIŞMASININ İLİŞKİSİ NEDİR?

Hal böyle olduğu halde, pek kimsenin aklında olmayan bir durumu yazan Fuat Uğur, pek çok ismin Anayasa’ya göre Erdoğan’ın yeniden aday olamayacağını söylediğini belirtirken, “2023 seçimlerden hemen önce AYM’nin bu konuda yapılacak bir başvuruyu ‘acil’ koduyla gündemine sokup Erdoğan’ın adaylığını iptal edebilmesi ihtimali üzerinde kafa yoruluyor. 

Peki, AYM bu kadar ileri gidebilir mi? Bugüne kadar gördüklerimizden sonra hiç şaşırmam” (Türkiye, 15.10.2020) demesi “Acaba bu hazırlık ve bu tartışmalar bunun için mi yapılıyor” yorum ve sorularını akıllara getirdi.

Burada AYM eski raportörü ve AKP İstanbul eski Milletvekili Osman Can’ın, “En özgürlükçü kararları verebildiği ve üstelik katı laiklik yorumunun terkiyle dindarların özgürlük alanlarını hiç olmadığı kadar genişlettiği bir dönemde AYM’nin bu kadar saldırıya maruz kalması, vesayetçi/darbeci olarak nitelendirilmesi kaderin bir cilvesi herhalde” demesi de ilginç…

Aslında bu tartışmaların düşündürücü tarafı kararlarının herkesi bağladığı anayasada açık şekilde belirtilen Anayasa Mahkemesi’nin bir kararının ona bağlı ilk mahkeme tarafından tanınmamasının bir AYM üyesinin twiti kadar tartışılmaması olmuştur. Küçük bir twit işte böyle siyaseti ve hukuku perdeleyip gündemi saptırabiliyor.

***

ASIL YAPILMASI GEREKEN

AYM üzerinden yapılan tartışmalar özünden kopmuşken yapılması gereken çalışmalar ve tartışmalar yargının daha fazla bağımsız ve tarafsız hale getirilmesine yönelik olursa millet ve memleketimizin hayrına olacaktır. Unutmamak gerekir ki, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı hürriyetlerin de teminatıdır. Adalete güvenin azıldığı bir dönemde asıl yapılması gereken tartışma da budur.

Okunma Sayısı: 1913
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı