Şu anda Meclis’te MHP ve HDP aynı muhalefet kulisini kullanıyor. Orada birlikte aynı koltuklarda oturuyor, aynı bardaktan çay içiyor, neşeli sohbetler yapıyorlar. Bahçeli’nin “HDP’nin oy verdiği adaya oy vermeyiz” çıkışından sonra kulisteki bu beraberlik ve ortak kullanımlar da espri konusu oluyor. “Acaba HDP’lilerin içtiği bardaktan çay içmeyecekler mi?” veya “Onların oturduğu koltuklara oturmayacaklar mı?” şeklinde ince espriler yapılıyor.

HDP’liler bu tavra cevap verirdiler, ama en ilginç tepki HDP’nin nüktedan milletvekili Sırrı Süreyya Önder’den geldi. "Şimdi biz yarın 'Ekmeleddin Bey'e oy vereceğiz' diye açıklama yapsak, Bahçeli her halde Ekmeleddin Bey'i partiden ihraç eder… Sayın Bahçeli biz 2 yıl, sizin görevlendirdiğiniz MHP'li 3 parlamenterle Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda birlikte çalıştık. Bu ülkenin geleceğine şekil veren 69 Anayasa maddesinin altında MHP'li vekillerle ortak imzamız var…”

Anlaşılan Meclis genel kurulunda yan yana oturan, kulislerde sohbetler eden MHP ile HDP’li vekiller arasında bu çekişme, restleşme ve polemikler hep sürüp gidecek.

ACEMİLİK HATALARI!

Yeni seçilen milletvekilleri heyecanları ve ne yapacağını bilmez halleri devam ediyor. 7 Haziran’dan bu yana çok fazla genel kurul salonunda bulunamayan vekiller oy kullanırken gerek görevlilerden gerekse de tecrübeli vekillerden yardım alıyorlar.

Meclis başkanının seçildiği gün, genel kurul salonunda gördüklerimizde böyleydi. Kaygan zeminleri hesap edemeyen bir bayan vekilin kürsünün önünde yere düşmesi diğer vekillerin heyecanlanmasına sebep oldu. Yeni vekillerin yerlerini bulamaması da gözlerden kaçmadı.

Ama en ilginci de ilk grup toplantısını yapan AKP’de yaşandı. AKP’nin grup salonunda oturacak yer arayan vekillerden birisi Genel Başkan Davutoğlu’nun koltuğuna oturunca hem gülüşmelere sebep oldu hem de vekilin uyarılmasına sonuç verdi.

Şunu da not düşelim. Meclis muhabirliğine başladığımız ilk günlerde günlerce grup salonlarını ve komisyon toplantı salonlarını bulmakta zorlanmıştık. Çünkü Meclis’in merkez binası adeta labirenti andırıyor. Anlaşılan vekillerin de bu labirenti çözmeleri günler alacaktır…

KISA DÖNEM ASKERLİK GİBİ…

Önümüzdeki hafta hükümet kurma görevini alan AKP Genel Başkanı Davutoğlu üç partinin kapısını çalarak koalisyon hükümeti kurma çalışmalarına başlayacak.

Ancak bir şey dikkatimizi çekiyor. “Havuz medyası” ya da “iktidara destek veren medya” dediğimiz gazeteler ve yazarları “hep bir erken seçim”den bahsediyorlar.

Hele durun bakarsınız Davutoğlu uzun süreli bir hükümet kurar, niye acele ediyorsunuz. Daha şimdiden, “Şimdiki milletvekilleri uzun süre plan yapmasınlar, kısa dönem askerlik gibi kısa bir dönem milletvekilliği yapacaklar” denmesinin altında yatan nedir?

Haziran seçim sonuçlarının açıklanmasından beri Tayyip Erdoğan’ın tavrı erken bir seçim olduğu artık biliniyor. Bu saklanmıyor da. Yoksa Saray’ın sesimi oluyorlar?

Yoksa iktidar medyasında “Reis” ve “Hoca” ayrımı iyice su yüzüne mi çıkıyor?

“… İKTİDARI AL”

Meclis başkanlığı seçiminde MHP’nin son turdaki tutumu dolayısıyla AKP adayına verdiği zımni desteğin yankıları sürürken, AKP-MHP koalisyon hükümetinin kuruluşu için önemli bir adım olarak değerlendirenler oldu. Ancak MHP’nin üç şartının AKP tarafından kabul edilmesi hayli zor.

Bu koalisyon modeli dillendirilince hemen aklımıza Bahçeli’nin, “Bilal’i ver, iktidarı al” sözü geldi… Nedense…