"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Beka sorunu” mu? dediniz...

Mehmet KARA
04 Mart 2019, Pazartesi
Türkiye kutuplaşmaların arttığı, korku ikliminin her alana yayıldığı bir süreçte seçime gidiyor.

Seçime giderken de bazı partilerin siyasî rakibini “hain” ilân ettiği bir kampanya yürütülüyor.

Bunun yanında “cumhur ittifakı”nın ortaklarından MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başlattığı bir “beka” meselesi var ki, siyasetin ana gündemini (!) oluşturuyor. 

Bahçeli’den sonra AKP’li yetkililerin devam ettirdiği bu tartışma üzerinden hergün yeni bir söylem geliştiriliyor. Bahçeli biraz daha ileri gidip, sebze-meyve fiyatlarının yüksek olmasından şikâyet edenlere, “Yani konu az yedim, çok yedim konusu değildir. Bunların hepsi aşılır, ama beka giderse dünyamız gider, hayatımız söner” demeye kadar işi götürdü. 

Hatta, en son olarak da, “31 Mart mahallî idareler seçimleri’nin bekayla ne ilgisi var diyenlerin niyetleri bozuk olduğu gibi, millî mensubiyetleri de sorunludur” gibi “sorunlu” bir cümle sarfetti.

Mahallî seçimleri bir “beka sorunu” olarak göstermeye çalışanlar, kendileri gibi düşünmeyen diğer ittifakta yer alanları beka ile ne gibi sorunları olabileceğini söylemiyorlar. Cumhur ittifakının içinde yer almayan partilerin (CHP, İYİ Parti, DP, SP) adayları belediye başkanlıklarını kazanırsa ülkenin bekası için ne gibi bir “sorun” oluşabilir, bunu da söyleyemiyorlar. Buna rağmen garip bir şekilde bir “beka sorunu”dur aldı başını gidiyor.

Oysa mahallî seçimlerde millet, ilini, ilçesini, beldesini, mahallesini, köyünü yönetecek insanlar için sandığa gidecek ve seçimini yapacak. Yani, meseleyi bir beka sorunu olarak değil, demokrasinin bir gereği olan sandık olarak görmemek neyin göstergesi olabilir ki? 

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in önceleri, “beka sorunu”nu “liderlerinin koltuğunun bekası” olarak değerlendirmiş, ardından da cumhur ittifakının önceden birbirleri hakkında sözlerini kapatmak için böyle bir tartışmayı başlattıklarını ifade etmişti. 

Tabiî biz hangisinin olduğunu bilemiyoruz. Birileri “beka sorunu” derken neyi kasdediyor anlatsa da millet öğrense... 

Eski başbakanlardan ve Meclis başkanlarından, “Cumhur ittifakı”nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, bir televizyonda katıldığı programda, “Ülkemizde beka sorunu ile ilgili bir endişe taşımıyorum” diyerek bu tartışmalara yorum getirdi.

Yine Cumhur ittifakının İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı eski bakanlardan Nihat Zeybekci, “Vatandaşın baktığı yerden bir beka sorunu yok, bu bir yerel seçimdir, öyle de olmalıdır. Ama birileri alacak oldukları oylarla ilgili oraya buraya selâm gönderiyorsa, bunu bir düşünmek gerek” diyerek meseleye farklı bir “boyut” getiriyor. 

Bu sözlere katılmamak mümkün mü? Peki, hangi ifade doğru, beka sorunu var mı, yok mu?

Önümüzdeki seçimlere bir beka sorunu açısından değil, demokrasi ve sandık meselesi olarak bakmak gerektiğini söylemek en doğrusu...

Okunma Sayısı: 2154
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    4.3.2019 10:20:43

    Beka sorunu var diyenin esasen asıl sorun kendileri olduğudur.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı