"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir şey anladıysak...

Mehmet KARA
30 Mart 2015, Pazartesi
Çözüm sürecinde gelinen nokta birçok soruyu daha gündeme getiriyor. Özellikle de çözüm sürecinden sorumlu Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın, “Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda sözleri bizim için talimattır” sözü bunların başında geliyor.

2010 yılında “Kürt sorunu vardır” derken, geçen haftalarda Balıkesir’de, “Kürt sorunu yoktur” diyen Erdoğan’ın Kars’ta, “Kürt sorunu yoktur, ama Kürtlerin sorunu vardır” diyerek sözlerini  “yumuşatan” Erdoğan’ın çözüm süreci ile ilgili hükümetle ters düşmesi çözümün sürecini geleceğinin ne olacağını merak ettiriyor.

Öcalan’ın Nevruz açıklamasından çok şey beklenirken, beklenilenin alınamadığı son günlerde yapılan açıklamalarda ortaya çıkıyor.

Akdoğan’ın sözlerini duyduğumuzda ilk şu soru aklımıza geldi. “AKP’liler talimatları Başbakan Davutoğlu’ndan mı alıyor yoksa Cumhurbaşkanından mı?”

Akdoğan’da bunu şöyle açıklıyor. “Sayın Erdoğan’ı kimse çözüm sürecine karşı bir konuma indirgeyemez. Cumhurbaşkanımız bu sürecin mimarıdır ve ona savaş açan yaklaşım kabul edilemez. Sayın Erdoğan herhangi biri değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız hem AK Parti’nin Kurucu Genel Başkanıdır hem de bu siyasi hareketin lideridir. Onun pozisyonu, süreç açısından hayati önemdedir…”

Tabiî sözler sorumuzun karşılığı değil. Sadece çözüm sürecinde kimin daha etkili olduğunun göstergesi…

İkinci bir soru…

Dolmabahçe’de çözüm süreci toplantısının başkanlığını yapan Sayın Akdoğan, değil miydi?  O toplantıda Erdoğan’ın en çok güvendiği İçişleri eski Bakanı Efkan Âlâ, Yalçın Akdoğan, yine Grup Başkanvekili Mahir Ünal yok muydu? Erdoğan, “Bu toplantıyı doğru bulmuyorum” dedikten sonra ne değişti? Bunu sadece Demirtaş’ın açıklamaları ile ilişkilendirmek inandırıcı mı?

Anlayacağınız milletten gizlenen bu süreç bir, bir böyle gidiyor.

İnsanın aklına şu da geliyor. Mesele teröre çözmek mi, yoksa bunun rantını yemek mi? Biz çözmek olduğuna inanmak istiyoruz…

Sürecin gidişinden inanın bir şey anlamış değiliz. Emin olun anlayan da yok.

PKK’YI MEŞRÛLAŞTIRAN KİMLER?

Genelkurmay’ın PKK’nın Hakkâri Yüksekova Dağlıca’daki TSK unsurlarına havan ve ağır makineli tüfekle saldırdığı, saldırıda ölen ya da yaralan olmadığı, saldırılara anında karşılık verildiğinin açıkladığı gün Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in bir beyanı da dikkat çekiciydi.

Özel, “Irak ve Suriye’de oluşturulan ortam DEAŞ’ın giderek güçlenmesine, bütün dünyadan birçok radikal savaşçının bölgeye akmasına ve PYD/PKK’nın terör örgütü kimliğinden ziyade DEAŞ ile savaşan meşrû bir güç olarak bölgede görülmesine yol açmaktadır” demişti.

Yani, bu sözleri “PKK meşrûlaştırılıyor” diye özetlemek mümkün.

Genelkurmay Başkanının son günlerde Kandil’e ve Öcalan’ın Nevruz açıklamasına da tepkileri biliyor.

Bütün bunlardan sonra şu sorular akıllara geliyor: Peki meşrûlaştıranlar kim? Çözüm süreci bunun neresinde?

Genel seçimlerde aday adayı olmak için Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlığından istifa eden Aydın Ünal’ın sosyal medyada paylaştığı, “Terör örgütünün meşrûlaştırıldığı kaygısı yersiz bir kaygı değil. Cumhurbaşkanı’nın çıkışlarını da bu kaygı bağlamında okumak gerekir” cümlesini bu minvalde düşünelim.

ASKERE Mİ, SİYASETÇİYE Mİ SÖYLENİR!

Meclis Genel Kurulu’nda da HDP’li Ertuğrul Kürkcü’nün, “Ben askerlere dönerek söylüyorum: Savaş, size bırakılamayacak kadar ciddî bir iştir. Savaş, sadece milletin temsilcileri tarafından ele alınacak bir meseledir” sözü üzerine Millî Savunma Bakanı ile bir tartışma çıktı. Tartışmaya MHP’lilerin de dahil olması üzerine ilginç diyaloglar yaşandı.

Konuşma MHP’nin Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’nun bir gece vakti terk edilmesiyle ilgili hükümet hakkında verdiği gensoru görüşmelerinde yaşandı.

Kürkcü’nün bu sözüne Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, “Askere söylenilmez, siyasetçiye söylenilir, siyasetçiye” diye cevap verdi. Kürkcü’nün, “Siz asker değilsiniz, niye oradan bana cevap veriyorsunuz?” diye seslenmesine üzerine Yılmaz, “Ama siyasetçiye söylersin, onların söz hakkı yok, ama” diye cevap verdi.

Kürkcü’nün oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Sadık Yakut’un, “Sayın Kürkcü, lütfen Sayın Bakanı muhatap alır mısınız. Lütfen, Sayın Kürkcü…” demesini de “Genel Kurulun bir parçasılar, oradalar, herkese konuşuruz” demesi üzerine MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Burada muhatabımız siyasî iktidardır. Bunu vesile görüp şerefli Türk ordusuna böyle bir müdahale hadleri değil. Nedir yani?” diyerek tartışmaya katıldı.

Bunun üzerine Kürkcü, “Genelkurmay Başkanına saydırdınız, problem olmadı; biz saydırınca mı problem?” diye cevap verdi. Vural ise, “Siyasî iktidara eleştirinizi yapıyorsanız yapın!” diyerek yüksek sesle cevap verdi.

Kürkcü’nün “Eleştirilemeyecek hiçbir güç yoktur bu dünyada” demesine ise, Vural, “Ortaklık kuruyorsunuz, görüşüyorsunuz, her şeyi yapıyorsunuz siz!” diye cevap verdi

Tartışma bir süre daha devam edip gitti, ama bir iki yıl önce Meclis’ten bunların konuşulacağını bile düşünemezdik.

Okunma Sayısı: 1982
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Niçin var

    30.3.2015 10:53:49

    Kimse ölmek ve öldürmek istemez ama bazı mücadele edenleri anlamak çözüm sürecine götürebilir.Eğer sorun çıkaran birileri varsa bunlar neden bu sorunu çıkarıyor bunu belirlemekte fayda var .Bir hayalleri var bu insanların bir gayeleri var bu canların.Keşke Keşke ölmese bu insanlar artık yeter.. geçmişte kim önce kirlettiyse o temizlesin düzeltsin. Hep geçmişte atılan yanlış adımların izi değilmi bu olanlar.Bugünler belki sorunların asıl nedeni değil ama geçmiş geçmişte kalmaz bir gün elbet karşına çıkacak demişler..inan bana.. :)

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı