"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çözüm makamında olanların şikâyet hakkı olamaz!

Mehmet KARA
19 Ocak 2015, Pazartesi
Elektrik faturalarındaki ödeme kalemleri tüketicilerin canına tak ettirdi artık.

Elektrik tüketimi ile alâkası olmayan, TRT payı, perakende satış hizmet, sayaç okuma, iletim sistemi kullanım, dağıtım bedeli, başkasının kaçak olarak kullandığı bedelin faturaya yansıması olan kayıp-kaçak bedeli gibi bedellerle yıllardır vatandaşlardan tahsil ediliyor. 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kayıp-kaçak parasının elektrik abonelerine iadesine karar verdi. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi de, abonelerden alınan ‘fazla TRT payı ve sayaç okuma parasının’ iadesini kararlaştırdı. 

Bu gelişmeler sonrası elektrik aboneleri; Hakem Heyeti veya Tüketici Mahkemesi’ne kayıp-kaçak, TRT’nin aldığı fazla pay ve sayaç okuma bedelleri için tek başvuru yapabilecek. Ancak Türkiye’nin nüfusu dikkate alındığında müracaat sıralarını ne kadar uzun olabileceğini tahmin etmek hiç de zor değil.

Bu sebeple dernekler mahkemeye ve hakem heyetine başvurmadan, bundan önce bu şekilde alınan bedellerin tüketicilerin faturalarından düşülmesini teklif ediyorlar. Aslında en doğrusu da bu... Ancak bu yapılmıyor. İnsanların saatlerce kuyruklarda beklemesine yol açan uygulamaya devam ediliyor. Birçok kişide zamanı olmadığı için ya da nasıl başvuru yapacağını bilmediği için bu haklarını almak için müracaat etmiyor.

Bu konunun gündeme gelmesi üzerine açıklama yapan Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli tüketicilere hak veriyor. “Vatandaş haklı olarak diyor ki, ‘Başkasının ödemediği elektriği ben niye ödeyeyim?’ Faturada bilgi o şekilde yer aldığında insanların otomatik refleksi o şekilde ortaya çıkıyor” diyor Bakan Bey...

Evet, aynen öyle, ödemeyenin faturasını neden ödeyenler versin? Hem neden TRT’ye katkı payı versin?

Bakan Bey bunları söyledikten sonra, “Mecburî bu iş böyle, başka çaresi yok. Başka türlü ayakta kalamazsınız, bu işle ilgili firmalar ayakta kalamaz” demiş. İşte bu sözlerine hak veremiyoruz. Çünkü kayıp-kaçağı önlemek devletin görevidir. Hiç kimse başkasının suçunu, hatasını üstlenmek zorunda değildir. Milletin şikâyetini haklı gören Sayın Bakan’a şunu söyleyebiliriz; 

Çözüm merciinde siz varsınız. Bunu millete eziyet olmayacak şekilde çözmek sizin göreviniz. İnsanları kuyruklarda saatlerce bekleme yapmadan kurtaracak formülü bulacak olan da sizsiniz. Millet sizden  çözüm ve açıklama bekliyor Sayın Canikli…

11’in yanına 1 koyarsanız...

Yaptığı matematiksel hesaplarla matematikçileri bile şaşkına çeviren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu sefer yaptığı hesaba herkesin aklı erdi.

AKP’li bir yetkilinin 30 Mart mahallî seçimlerinde usûlsüzlük yapıldığı ile ilgili bir gazetede çıkan iddiaların kendisine hatırlatılması üzerine, kendilerinin zamanında bu konuda ikazlarda bulunduklarını hatırlattı ve dedi ki, “Sözgelimi 11’in başına 1 koysanız, 111 olur. Dolayısıyla herhangi bir parti 100 oy fazla almış olur diye uyarmıştık. Bir bildiğimiz var ki bunu yapmıştık. Şimdi, aylar yıllar geçti herkes bunu paylaşmaya çalışıyor…”

Gerçekten seçimler sonrası özellikle büyük şehirlerde oy sayımında ve sandıklarda usûlsüzlük yapıldığına dair çok sayıda şikâyet yapılmış, birçok yerde oylar tekrar sayılmış, seçimlerin yenilendiği iller dahi olmuştu. 

Evet, Bahçeli’nin dediği gibi 11’in yanına ‘1’ koyarsınız 111, 900’ün yanına bir ‘0’ koyarsanız 9000 ediyor. Bu da birçok seçim sonucunu etkiler.

Aradan 10 ay geçmişken bu tartışmaların yapılması hem seçimlere gölge düşürüyor, hem de demokrasiye zarar veriyor. Bakalım bu haberler ihbar kabul edilip savcılar harekete geçecek mi?

Seçim barajı tartışmaları

Seçimlere 5 aydan daha az bir süre var, ama tartışması şimdiden başladı. Anayasa Mahkemesi’nin seçim barajı ile ilgili yapılan bireysel başvuruyu reddetmesinden sonra önümüzdeki seçimde adaletsiz ve milletin iradesini tam olarak yansıtmayan yüzde 10’luk seçim barajı ile gidilecek.

Şu anda tartışılan iki konu var. HDP parti olarak seçimlere girerse seçim barajını aşamazsa bunun AKP’nin işine yarayıp yaramayacağı, aşarsa da AKP’nin aleyhine olup olmayacağı konuşuluyor. “Çözüm süreci”nin iki ayağı olan AKP ve HDP’nin “gizli bir ittifak” içinde olduğu da konuşulan konular arasında. HDP baraj altında kalırsa AKP’nin anayasayı değiştirecek milletvekili sayısına ulaşacağı da kulislerde dillendiriliyor.

İşte bu aşamada HDP’liler, “yüzde 10 seçim barajını aşamamaları halinde, çözüm sürecinin bitebileceği” anlamına gelebilecek sözler söylemişlerdi. Hatta Eş Başkan Selahattin Demirtaş, “Biz barajı aşamazsak sonrasını devlet düşünsün” bile demişti.

Bu sözlere cevap veren hükümet sözcüsü Bülent Arınç, “Beyefendi bizi tehdit ediyor. Diyor ki, ‘ben parti olarak gireceğim, ama yüzde 10’u alamazsam gerisini siz düşünün’ diyor. Diyelim ki kazanamadınız, e niye bizi dağa çıkmakla tehdit ediyorsunuz? Sen kimsin, sen de bir partisin. Güveniyorsan çık yola, güvenmiyorsan kendi usûllerinle gene bağımsız adaylarını koy” şeklinde sert bir cevap vermişti.

HDP’nin Eş Genel Başkanı Fiden Yüksekdağ da, Arınç’ın bu sözlerine grup kürsüsünden aynı sertlikte cevap verdi. “HDP’ye oran biçemezsiniz, buna sizin matematik zekânız da siyasî zekânızda yetmez. Bize oran biçmeye zekânız yetmez…”

Bu karşılıklı atışmalar “gizli ittifak” kulislerine bir cevap mı? Yoksa bu kavga gerçek mi? Bunu bilmiyoruz. Ama görülen o ki, çözüm süreci yürütülürken, bu süreci yürüten iki partinin birbirine salvoları devam edecek.

Okunma Sayısı: 2014
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulbaki Saraylı

    19.1.2015 13:56:21

    İktidar, tüketici aleyhine haksız uygulamalarıyla tüketiciyi tüketme yolunda hızla ilerlerken; yaklaşan seçimde tüketiciler de oylarını çekerek iktidara "tükeniş" mesajını vermezlerse, "yeter söz milletin" diyen bir partinin önünü açmazlarsa, o zaman tükenmeye müstehaktırlar. Vesselam.

  • rebi

    19.1.2015 13:29:11

    sadece bu konuda değil diğer çoğu aboneliklerde ve kredi kartlarında millet hep birileri tarafından soyulmuştur. işin garibi tarafı bu soygunları kabul eden yetkililerde çözüm yerine millete sadece akıl vermişlerdir..böyle bir saçmalık olurmu..tavşana kaç tazıya tut hesabı..

  • Mustafa BİTER

    19.1.2015 10:26:27

    Devletin olduğu yerde vatandaş soyulamaz.Soyanlar cezalandırılır ve soyulan paralar vatandaşa hiçbir kanuni ve adli işleme tabi olmadan iade edilir.Elektrik,telefon,su, internet vs. ise bir sonraki ayki faturasından düşürülür. Banka, vergi vs. ise hesabına yatırılır. Ama yetimin kör kuruşunu yedirmeyeceğine yemin eden bir devlet varsa bütün bunlara göz yumar.Onun için vatandaş kul'dur,köledir,ne vatandaş ne cumhurdur ve soyulması gereken,varlıklılara varlık aktarması gereken marabalardır. Yok diyen varsa,şöyle dünyaya bir göz atsınlar. Yahudilerin uyguladığı takdiği yahudilerden başka kimler uyguluyabilir bir baksınlar.

  • HÜSEYİN İLHAN

    19.1.2015 09:50:13

    ELEKTRİKTE 2005 yılına kadar kayıp-kaçak yokmuydu*,vardı.Neden 2005 den sonra KAYIP-KAÇAK bedeli alınmaya başlandı.çünkü hükümetin paraya ihtiyacı vardı ve özelleştirme yapılmalıydı burasına KABUL ve DOĞRU diyoruz.Ancak özelleştirilen bu işin bedelini dürüst,devlet ve milletine sadık insanlara ödetmek ne dinen,nede hukuken doğru değildir.Açıkça HIRSIZIN HAMİLİĞİ,MİLYONLARIN HAK 'KININ GASBIDIR. Yargıtay doğru karar verince dürüst insanımızın çilesi bitmedi.Bu haramilerden gasbedileni alabilmek için ÇİN İŞKENCESİ ne tabi uygulama ile karşı karşıya bırakıldı. Akıl ve mantığa göre ABONE SAHİPLERİNE geriye dönük fazladan alınan para kurumlarca hesaplanıp iade edilir ve millet kapı kapı süründürülmez. AKP kendine yarayacak işlerde her türlü değişiklik kabiliyetine haiz iken masum ve mağdurlar söz konusu olunca zikzak yapmakta da mahir oluyor.

  • HÜSEYİN İLHAN

    19.1.2015 09:44:25

    Sondan başlayayım;HDP ile AKP danışıklı dövüşteler.Eğer bu olmamış olsa idi şehirleri yangın yerine çeviren,kimlik kontrollerini alenen yapanlara devletin gücü gösterilirdi.Maalesef normal hak arayana yada hilelerini ortaya çıkaranlara dün kahraman dediklerine bugün söyledikleri sözler ile nasıl riyakar oldukları delili ile ortadadır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı