Çözüm sürecinde, hükümetle, İmralı ve Kandil’le yapılan görüşmelerde hep heyet içinde olan HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’a verdiği cevaplar gerçekten de dikkate değerdi.

“Sayın Elitaş bizim çocukları öne sürdüğümüzü ve terörist olduğumuzu söyledi. Bu sözü bize değil başbakanına sorsun. Sen bu teröristlerle niye görüşüyorsun” demişti.

Elitaş, bunu başbakana sorar mı bilmiyoruz, ama şu aşamada cevaplandırılması gereken bir soru. Zira hükümet HDP ile görüşürken AKP içinden bu vekillere “terörist” benzetmesi neyin nesi? İşte bu yüzden cevap da önemli.

Diğer taraftan, Önder’in, “Bir daha hiçbir vekilimize başta kadın arkadaşlarımız olmak üzere hiçbir vekilimize şiddet amaçlı bir kılıç mesafesinden fazla yaklaşmayın pişman olursunuz” sözüne de bu minvalde bizim bir sorumuz olacak? 

Çözüm sürecini beraber götürdüğünüz AKP ile bunu nasıl sağlayacaksınız? Başbakan Yardımcısı ve AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan’la bazen her gün görüşüyorsunuz. Kılıç mesafesinde yaklaşmadan bu görüşmeyi nasıl yapacaksınız. Bu durum orada da geçerli olacak mı? Sorular cevap bekliyor.

Sahi, çözüm süreci nereye gidiyor?

MECLİS TUTANAĞINDA FATİHA…

Meclis Genel Kurulu’nda tarihe geçecek (!) bir uygulama da yaşandı. Tutanaklara geçen bu uygulamayı da aktaralım.

Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’nın yönettiği oturumda bir milletvekilinin okuduğu Fatiha Sûresi’nin tutanaklara yansıma şekli garip karşılandı. Üç dönem kuralına uymamasına rağmen aday adayı olmayan AKP Milletvekili Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu, Mersin’de vahşice öldürülen Özgecan Aslan’a taziyetlerini sunmak için bir konuşma yaptı. Ramazanoğlu kısa konuşmasında, “İçtenliğimi ve samimiyetimi bağışlayacağınız ümidiyle daha önce söz alan milletvekillerimizden birinin Fatiha talebini izninizle yerine getirmek istiyorum” diyerek Fatiha Sûresini okudu. 

Ancak garip olan Fatiha Sûresinin tutanaklara (x) şeklinde yazılmasıydı. Yani, bir bakıma Meclis tutanaklarında Fatiha Sûresi sansürlenmiş oldu. Her dilden ifadeler tutanağa girerken, Özgecan için okunan Fatiha (x) şeklinde yer alması ibretlikti.

Ramazanoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü, “Yarabbi, hepimiz adına okumuş olduğumuz bu Fatiha-i Şerife’de hasıl olan sevabını önce sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed (asm) Efendimizin ruhu pakışeriflerine hediye eyledik, sonra başta Özgecan Aslan kardeşimiz olmak üzere tüm şiddet mağdurlarının ve tüm geçmişlerimizin ruhlarına hediye eyledik, sen vasıl eyle, sen haberdar eyle Yarabbi. Amin” dedi, ama Fatiha Sûresi de (x) harfiyle sansürlenmiş oldu.

Geçmişte Kürtçe kelimelere ve küfürlere böyle sansürler uygulanırdı. Böylece Fatiha Sûresine de sansür uygulandığını görmüş olduk…

ÇILDIRTTINIZ!

Hükümetin ısrarla çıkarmaya, muhalefetin de kanun tasarısını her yolu deneyip kanunlaşmasını engellemeye çalıştığı “iç güvenlik paketi” ile ilgili kavgalar hepimizin malûmu. Yaralanan milletvekilleri, kırılan mikrofonlar, 2.5-3 metrelik boşluğa düşen milletvekilleri ve bir çok olayla tarihe geçti.

Tutanaklara yansıyan bir bölümü aktarırsak tartışmaların vekilleri ne hale getirdiğini görebiliriz;

Başkan (Ayşenur Bahçekapılı): Sayın Günal, kürsüye gelmiyor, Sayın Günal dâvetime rağmen kürsüye gelmiyor.

Engin Altay (CHP Grup başkanvekili): Tutanağa bak! Çıldırtma beni, çıldırtıyorsun beni artık! Çıldırtma beni!

Başkan: Sayın Doğan Kubat, kürsüde... Sayın Günal, aleyhte. Buyurun.

Engin Altay: Tutanağı getir Başkan! Çıldırtma beni!

Başkan: Çıldırma! E, çıldırma!

Engin Altay: Çıldıracağım! Saçımı, başımı yolacağım! Böyle keyfî yönetemezsin burayı!

Gökhan Günaydın (Ankara): Hak gasbediyorsun! Hak gasbediyorsun!

Başkan: Terbiyeli konuşun. Hakkımı kullanıyorum. Evet, Sayın Günal, aleyhte konuşuyor musunuz?

19 saate yakın süren görüşmede bu tartışma böyle devam edip gitti. Sadece bu tartışmaya bakılsa bile görüşmelerin nasıl bir ortamda geçtiği anlaşılabilir. Bu tartışmalar arasında AKP çıkması, muhalefet de tasarının geri çekilmesi ısrarlarını sürdürerek devam edip gidiyor. İki günlük aradan sonra yarın görüşmeler devam edecek, bu hakaretler ve tartışmalar da sürüp gidecek. Kimsenin aklına da uzlaşma gelmeden…