"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Düşük profil (!)

Mehmet KARA
07 Mayıs 2016, Cumartesi
Siyasette yaşananlara baktığımızda eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, sosyal medyada 80 bin kere paylaşılan ve 2011 yılında attığı tweet gibi “insan gerçekten hayret ediyor…”

Demokrasilerde olmayacak pek çok şey son yıllarda yaşanıyor. Demokratik teamüllere, mevcut anayasa ve bu anayasa üzerine edilen yemin metinlerine hiç uyulmuyor.

“Görüş ayrılığımız yok” denilse de Erdoğan ile Davutoğlu arasındaki sürtüşmenin bu safhaya geleceği az çok tahmin ediliyordu, ama “Pelikan Dosyası” denilen ve Saray ile Köşk arasındaki görüş ayrılıklarını ortaya koyan bir dosyanın sosyal medyada paylaşılmasından sonra bu noktaya gelebileceğini kimse tahmin edemiyordu. 

Aslında bu metin bardağı taşıran son damla olmuş gibi görünüyor. Ahmet Davutoğlu’nun 200 günlük genel başkanlık ve başbakanlığı döneminde Erdoğan ile “görüş ayrılığına düştüğü” çözüm süreci, MİT Müsteşarı Fidan’ın milletvekilliği adaylığı, şeffaflık paketi, Dolmabahçe açıklaması, 7 Haziran seçimlerinden sonraki koalisyon görüşmeleri, başkanlık sistemi, akademisyenlerin tutuklu yargılanması gibi konular vardı. Tabiî bunlar kamuoyuna yansıyan görüş ayrılıkları… Bilinmeyen kim bilir daha ne konular vardı.

Aslında bardağı taşıran son olay ise, AKP MKYK’sının Davutoğlu’nun yetkilerini tırpanlaması oldu. 50 kişilik MKYK üyesinden “Erdoğan’a yakın” olduğu belirtilen 47 üyenin bu amaçla yazılmış bir dilekçeyi Genel Başkan’dan habersiz olarak imzalaması, Genel Başkan’a karşı bir “muhtıra” olarak değerlendirenler dahi oldu. 

Peşinden, bu rahatsızlığını 20 aylık başbakanlığını döneminde en kısa konuşmasını yaptığı AKP grup toplantısında yüzüne yansıyan görüntü ve söyledikleri ile de Davutoğlu açıkça gösterdi.

Aynı gün Erdoğan, “Önemli olan bulunduğunuz yere nasıl geldiğinizi, orada ne yapmanız gerektiğini ve hedeflerinizin neler olduğunu unutmamanızdır” diye adrese teslim sözleri “patron benim, oraya ben getirdim, ben götürürüm” mealinde değerlendirilen sözleri sarfetti.

Davutoğlu’da kongre kararını açıkladığı konuşmasında çok sitemkâr bir şekilde, “Son MKYK’da yaşananları, takip edilen yöntemi refiklerim olması hasebiyle yakıştıramadım” diyerek de gösterdi.

Geldiğimiz noktada 22 Mayıs’ta AKP ikinci olağanüstü kongresini yapacak ve Davutoğlu aday olmayacak.

Bu da bir kez daha gösterdi ki, tarafsızlık yemini eden bir cumhurbaşkanı “tabiî lider” olarak AKP içinden elini çekmiyor. Davutoğlu’nun kararı açıkladığı gün dahi, Saray’da AKP’li bazı milletvekilleri ve komisyonların AKP’li üyelerini toplayıp partinin politikaları ve geleceği hakkında konuştu. 

“Başbakanın kendi kararı, aday olmayacağını kendisi söyledi” dese de, 2002 yılından beri “kararlar istişare ile alınıyor” denilse de Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayan da, Davutoğlu’nu genel başkan ve başbakan adayı olarak belirleyen de hep o olmadı mı? Bakanlar Kurulu belirlenirken de, AKP’nin MKYK belirlenirken de tek ve son söz sahibinin Erdoğan olduğu da ortada.

AKP yeni bir anayasa taslağı hazırlıyor, Saray’ın da anayasa metni üzerinde çalıştığı basına yansıdı. Her bakanlığı takip eden bir ekibin olduğu dile getirilmese de bunun olduğunu söylemek yanlış olmaz.

İşte bu yüzden 22 Mayıs kongresinde seçilen genel başkan sonrasında da başbakan olacak kişinin “düşük profilli bir kişi” ya da “Güçlü cumhurbaşkanına uyumlu başbakan” formülü konuşuluyor. Bu isim kim olacağı birkaç günü kadar belli olur. Yine, Erdoğan’ın işaret edeceği bir adayın olacağına ise şüphe yok. Çünkü tek adresinin orası olduğu, daha seçimin üzerinden 6 ay geçmesine rağmen ve kendisinden 2 milyon fazla oy alıp yüzde 49.5’la tek başına iktidar olan bir partinin genel başkanının kongreye zorlanması ile net şekilde ortaya çıkmış oldu.

Kulislerde başbakan ve AKP genel başkanlığı için pek çok ismin adı geçiyor. “3B formülü” üzerinde çok duruluyor. Ancak son sözü her zamanki gibi Erdoğan söyleyecek. Kim gelirse gelsin, tam bir biat olmazsa 6 ayda bir olağanüstü kongre ihtimali orta yerde hep duracak.

Kongrenin ardından yeni anayasa çalışmaları gündeme gelecek. “Başkanlık sistemi etrafında olacak yeni anayasa” da ışık görünmezse erken seçim gündeme gelecektir. Ki, bu ihtimal çok yüksektir. Burada da “Bakın aynı partili cumhurbaşkanı ve başbakan dahi anlaşamıyor. Zaman zaman görüş ayrılığı ortaya çıkıyor. Çift başlılık bitmeli” argümanı ortaya atılıp milletten oy istenecek. 

Bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek?

Okunma Sayısı: 2904
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı