"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fesih mi, yenileme mi?

Mehmet KARA
03 Nisan 2017, Pazartesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Cumhurbaşkanı’nın Meclis’i fesih yetkisi yok, tamamen yalan. Ey Kılıçdaroğlu, sen bunu ispat edersen ben cumhurbaşkanlığından istifa edeceğim” demesinden sonra Cumhurbaşkanın fesih yetkisinin olup olmadığıyla ilgili sert bir tartışma başladı, ya da başlatıldı…

Kimisi, Erdoğan gibi kesinlikle fesih yetkisinin olmadığını, kimisi fesih yetkisinin olduğunu, kimisi de madde de yer aldığı şekliyle “Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır” meseleyi izaha çalışıyor.

Anayasa profesörleri Ergun Özbudun ile İbrahim Kaboğlu ise “Yenileme ve fesih aynı şeydir, aralarında fark yok” diyorlar.

Kimisi de bu tartışma da “fesih ile yenileme” ifadelerinin kullanmasını “kelime oyunu” olarak değerlendiriyor.

AKP’nin referandum için hazırladığı kitapçıkta, “Fesih yetkisi yeni sistemde seçimlerin karşılıklı olarak yenilenmesi yoluyla gerçekleştirilebilir. Meclis 3/5 çoğunlukla, cumhurbaşkanı da dilediği zaman bu yetkiyi tek başına kullanabilir” denildiğinin ortaya çıkmasından sonra işler daha çok karıştı tabiî.

Bu tartışma devam ederken Meclis’te anayasa değişikliği görüşülürken hem AKP’li hem de MHP’li yetkililerinin yaptıkları açıklamalar gündeme getiriliverdi.

AKP Adana Milletvekili Necdet Ünüvar’ın “Bir başka husus: Fesih yetkisi. Esasında, burada fesih değil, yenileme var yani Cumhurbaşkanı Parlamentoyu feshederse esasında kendi seçilmiş olduğu hakkını da feshetmiş oluyor, bu, gözden kaçırılıyor” sözleri ile MHP’de anayasa değişikliğini hazırlayan Mehmet Parsak’ın “Burada her iki kuvvet bakımından da -artık yürütme Cumhurbaşkanından ibaret olduğuna göre- yasamanın yürütmeye, yürütmenin de yasamaya karşı, eğer karşı kuvveti feshederse kendisini de seçime götürmek suretiyle milletin yeniden hakemliğine gidilmesi çerçevesinde yeni bir düzenleme söz konusudur” sözlerinden ne anlamak lâzım?

Yine, “yeni anayasa” denilince ilk akla gelen isim olan Burhan Kuzu’nun, “Bizim getirdiğimiz sistemde hem başkanın fesih yetkisi, hem de Meclis’in başkanı seçime götürme yetkisi var. Yani Bir denge var” sözü, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şeptop’un, “Başkanın Meclis’i feshedebilmesi kendi görevini sona erdirmesine bağlı, Yani fesih=fesih++azil” sözü ile Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın  Anayasa değişikliği paketinde Cumhurbaşkanının TBMM’yi fesih yetkisi yoktur: sadece TBMM seçimlerini yenileme yetkisi vardır” sözlerini yan yana okuyunca kafalar daha da çok karışıyor.

Öyle anlaşılıyor ki, burada tam bir kelime oyunu var. Ha fesih deyin ha yenileme… Cumhurbaşkanı tek başına 600 kişilik Meclis’i seçimlere götürebilecekken, Meclisi seçime götürmek için 3/5 (360 milletvekili) çoğunluğa ulaşması gerekiyor. Esas tartışılması gereken konu bu iken tartışma mecrasından çıkarılıyor.

Bu durum “zam yaptık” yerine “güncelleme” ya da “fiyat ayarlaması yapıldı” denilmesine benziyor. Sonuçta aynı kapıya çıkıyor.

Mevcut anayasada Cumhurbaşkanı’na 45 gün içinde hükümetin kurulamaması şartı ile TBMM Başkanı’na danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verme yetkisi tanıyor. 16 Nisan’da oylanacak metinde ise Cumhurbaşkanı’nın bu yetkisi şarta bağlı değil. Cumhurbaşkanı seçim kararı aldığında Meclis ve Cumhurbaşkanı seçimi birlikte yapılacak. Süre şartı da yok. Cumhurbaşkanı yeniden aday olabilecek.

Durum tartışmalarla kapatılamayacak kadar açık ve seçik…

«««

“HAYIR”IN HAYRI

Referanduma yaklaşık iki haftadan daha az bir zaman kala kampanyalarda tatsız olaylar yaşanmaya devam ediyor.

Bunun bir parti seçimi olmadığı ortada iken kampanya sanki partiler arasında yapılıyor şekline dönüştürüldü.

Tatsız olaylar, kutuplaştırıcı konuşmalar, ötekileştirici yaklaşımlar devam ederken bu referandumun bir de “hayrı” oldu.

Önceden selâmlaşmada “günaydın”, “iyi günler” gibi sözler söyleyenler şimdi “hayırlı sabahlar”, “hayırlı işler”, “hayırlı akşamlar” ifadelerini kullanıyor. Bu bakımdan bu durum kampanyanın “hayrı” oldu. Ümit ediyoruz ki, şimdi bu güzel ifadeleri kullananlar 16 Nisan’dan sonra da kullanırlar.

Diğer taraftan da “hayırlı” temennilerde bulunanların bu güzel sözden kaçınmaları, “hayır” kelimesini kullanmamaları da bu kampanyanın “hayırsız” tarafı oluyor.

Hayırlı, huzurlu ve kardeşçe bir hafta olması temennisiyle…

«««

“YAŞASAYDI...”

Referandum kampanyalarında “Mustafa Kemal yaşasaydı evet derdi”, ile “Mustafa Kemal yaşasaydı hayır derdi” yarışı başladı.

Bırakın ölmüş bir insanı, yaşayanlarla ilgilenin… Anayasa değişikliğinin milletin hayrına olup olmadığını, demokrasiyi geliştiriyor mu, yoksa geriye mi götürüyor onu anlatın. Çünkü vatandaş hâlâ paketin ne getirip ne götürdüğünü bilmiyor.

Yoksa, milletin bu paketin ne getirip ne götürdüğünü öğrendiğinde kararından vazgeçmesinden mi korkuluyor?

Okunma Sayısı: 2882
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı