"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Fire” tartışmalarının artçıları

Mehmet KARA
25 Ocak 2015, Pazar
Dört eski bakanın Yüce Divan oylamasının sonucu AKP’de şaşkınlık meydana getirirken, Meclis Genel Kurulu’nda birbirinden enteresan konuşmalar yaşandı. Sonrasında yapılan değerlendirmelerde ise hâlâ oylamanın sonucunu üzerinde kritikler yapılıyor.

Yaşanan bazı hadiseleri tarihe not düşmek adına bazı anekdotlarla paylaşmak istiyoruz.

Dört eski bakanın Yüce Divan’a sevki için gerekli olan 276 çıkmadı. Çıkması da beklenmiyordu. Ancak böyle bir sonuç da beklenmiyordu. Beklenmeyen durum AKP içinde bu kadar fireydi. Yüce Divan’a sevke için 276 bulunamadı, karşılığında “gitmemesi” yönünde de eski Bakan Erdoğan Bayraktar dışında bu sayıya ulaşılamadı. AKP’nin oyunun 312 olduğunu hatırlatalım.

Yüce Divan’a gidip gitmeme yönündeki oy sayıları Egemen Bağış’ta 10 oy farka kadar inmesi de dikkat çekici. Bağış’ın oylamasına 517 milletvekili katılırken, kabul 245, ret 255 çıktı. Çekimser 7, boş 6, geçersiz oyunda 4 olduğu hesaba katılırsa, kabul oylarının ret oylarından fazla çıkma ihtimali de vardı. Ancak bu sayılar da hesaba katılırsa 276 yine bulunamıyordu.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi’nin dikkat çektiği bir konu var. CHP, 255 ‘red’ oyu alan Bağış’ın Yüce Divan’a gönderilmemesi için aslında 259 ret oyu alması gerektiğini ileri sürüyor. CHP, Bağış’ın oylamasının yenilenmesinin gerekçesini şöyle anlatıyor: “Sayın Bağış ile ilgili oylamaya 517 milletvekili katılmıştır. Yüce Divan’a sevk edilmeme yönünde kullanılan oy sayısı 255’tir. Anayasa’nın 96. maddesine göre, Yüce Divan’a sevk edilmemesi yönünde bir karar alınabilmiş olması için 517 milletvekilinin en az 259’unun Yüce Divan’a sevk edilmeme yönünde, yani ret oyu kullanmış olması gerekirdi. Yani Anayasa’da öngörülen salt çoğunluktan 4 adet eksik oy vardır…”

Bu şimdilik pek dikkate alınmadı, ancak mesele Anayasa Mahkemesi’ne götürülecek gibi. Sonuç ne çıkar bilmeyiz, ancak Meclis Genel Kurulu’ndan çıkan karar uzun yıllar daha tartışılacak...

***

GİZLİ OYLAMANIN VEKÂLETİ!

Anayasaya göre Yüce Divan oylamasında oylama gizli yapılıyor. Ancak bu oylamada “gizlilik” konusunda dikkatimizi çeken bir durum oldu.

Başta Başbakan Ahmet Davutoğlu olmak üzere, bazı bakanların oyları vekâletle kullanıldı. Genel Kurul’da vekâlet konusu tartışma konusu da yapıldı. Meclis oturumunu yöneten Ayşe Nur Bahçekapılı, Kültür Bakanı Ömer Çelik’in yerine Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli’nin vekâleten oy kullanacağını duyurunca MHP’li Oktay Vural, Çelik’in yerine Çevre Bakanı Eroğlu’nun oy kullandığını savunması genel kurulda Bahçekapılı ile Vural arasında karşılıklı atışmaya sebep oldu. Vural oy pusulasında Eroğlu’nun oy kullandığının gözüktüğünü ifade etmesine rağmen Bahçekapılı bu itirazı kabul etmedi. Oylama bu tartışmalar arasında geçti…

Bu işin bir yönü…

Diğer yönü, bizim kafamıza başka bir konu takıldı. Oylar gizli verilmek zorunda. Kimin ne oy verdiğinin bilinmemesi lâzım. Ancak Başbakan dahil bazı bakanların oyları vekâleten verildi. Bu durumda şu sorular aklımıza geldi: Gizli oylamanın vekâleti nasıl oluyor? Biz anlamadık. Anlayan varsa anlatsın…

***

YOKSA “MONTAJ” DEĞİL Mİ?

Yüce Divan oylaması AKP içinde sıkıntılara neden olurken, bazı milletvekillerinin partisine mensup milletvekillerini “hainlik ve ihanet”le suçlaması hayli düşündürücü. Bu vekillere hem grup başkanvekilinin hem de partinin genel başkanvekilinin cevap vermesi bu sıkıntıyı giderebilmiş değil. 

Genel Başkanvekili Mehmet Ali Şahin’in fireleri ve iki milletvekilinin sözlerini değerlendirirken kullandığı cümleler dikkat çekti: “Asgarî ücretin bin liraya çıktığı ülkede siyasetçi 700 bin liralık saati kolunda taşıyamaz. Bir tepki olarak davrandıklarını düşünüyorum. Saatten, ‘… makaradan’ arkadaşlarımız son derece rencide oldu. Bunun yansımasıdır…”

Bu sözleri duyduğumuzda aklımızı gelen ilk soru, “Hani o konuşma montajdı?” oldu. Eğer milletvekilleri montaj olduğuna inanmamış olsalar montajdan nasıl rahatsız olabilirler…

Şaşırdık kaldık…

***

BENİ SEVİN, SEVGİYE İHTİYACI VAR!

Yüce Divan oylaması sırasında yolsuzluk ve rüşvet almakla suçlanan eski bakanların konuşup konuşmayacağı merak ediliyordu. Çağlayan Muş’ta üvey annesinin cenazesine katıldığı için oturuma gelmezken, Muammer Güler o sırada yazdığı kısa bir metni okudu, Bağış oturduğu yerden bir cümlelik bir konuşma yaptı.

En ilginci ise, Yüce Divan’a gitmemesi yönünde en az oy alan Erdoğan Bayraktar sadece “teşekkür” etmesi oldu. İşin ilginçliği ise, Bayraktar’ın konuşma yapmak istemesine rağmen “arkadaşları”nın konuşma yapmamasını tavsiye etmesiydi. Bayraktar bu açıklarken enteresan şeyler söyledi: “Konuşmak istiyorum, hâlâ da istiyorum. Ama yakın arkadaşlarım, dostlarım konuşmamamın daha hayırlı olacağını söylediler. O yüzden konuşmayacağım. Arkadaşlar sizi sevdiğim için bunu açıklıyorum. Siz de beni sevin, sevgiye ihtiyacım var…”

Bakan Bey neden bu kadar sevgiye muhtaç? Konuşmamasını tavsiye edenler kimler? Bütün bu sorular akıllara takılırken, Bayraktar’ın “Sevgiye ihtiyacım var” sözü akıllarda kaldı.

Bir de bakanın istifa ettiği dönemde söylediği, “Rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle istifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyon yayınlayınız şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum, çünkü soruşturma dosyasında var olan ve yasalara uygun olarak onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Başbakan’ın talimatıyla yapıldı” sözleri de hafızalarda duruyor…

***

YORUMLARI SİZDEN GELSİN

Dört eski bakanının Yüce Divan oylamasında oylar sayılırken oy sandığından 50 TL çıktı. Oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı “Oy pusulasından 50 TL çıktı arkadaşlar. Hazine’ye irat” diyerek bunu tutanaklara geçirdi.

Sandığa bu 50 TL’yi kimin attığı merak edilirken, CHP’li Mahmut Tanal sosyal medyada şöyle bir mesaj paylaştı: Değerli arkadaşlar 50 TL zarfa konulmadı. Oyum geçersiz sayılamaması için kutuya atıldı. Bu bir demokratik tepkidir…”

Yorumsuz anlatacağımız bir olay da, yine dört eski Bakanla ilgili Yüce Divan görüşmeleri sırasında AKP sıralarında “Hoş geldin Torinolu” yazan kâğıt dikkat çekti.

Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür, sosyal medyada bunu şöyle değerlendirdi. “Çok güldüm; Troll vekiller ‘Hoş geldin Torinolu’ yazmışlar. ‘Hoşbulduk hırsız seviciler’ desem yeri ;)”

Evet, yorumları sizden bekliyoruz...

Okunma Sayısı: 1887
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Vakkas doğrusöz

    25.1.2015 21:54:16

    Yeni Asya Gazetesinde CHP'nin reklamını yapıyorsunuz ya.. Ne diyeyim size. Vallahi helal olsun.

  • Hüseyin İLHAN

    25.1.2015 06:24:20

    1-TOKİ başkanı iken devirdiği çamlar ile meşhur zatın icraatları incelense neler çıkar.Hatırladıklarım.Yer MANİSA,Şikayetçi TOKİ müteahhidine mal satan tacir,TC.ne vergisini veren,evladını askere gönderen;Muhatap Başbakan RTE.Şikayetçi,sn.başbakanım müteahhitlerden paramızı alamıyoruz,iflasa gidiyoruz nevinden sözlerle hakkını almada TC.başbakanından yardım talep ediyor;Başbakan.banamı malını sattın be adam,git malını kime sattı isen paranı ondan iste,yıkıl karşımdan. Evet HIRSIZIN ÇALDIĞI ELEKTRİĞİN PARASINI KAYIP-KAÇAK düzenlemesi ile 2005 den bu yana na hak yere halka ödeten zihniyet bu.AHİRETTE KUL HAKLARINDAN CENNETE GİRMEYE SIRA GELİRMİ,Onuda YOLSUZLUK HIRSIZLIK DEĞİLDİR diyen ALİMLERİMİZ CEVAPLARSA memnun olurum.i

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı