"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Gazeteciler günü”nü kutlarken...

Mehmet KARA
10 Ocak 2015, Cumartesi
Bugün 10 Ocak “Çalışan Gazeteciler günü…”

Bu günde mesleğimizin içinde bulunduğu durumu aktaralım istedik.

Gazeteciler günü kutlanırken basın üzerindeki baskılar her geçen gün artıyor. Attığı bir twit dolayısıyla evi aranan gazeteciler, gazetesinde iki köşe yazısısebebiyle genel yayın yönetmenin gözaltına alınması, bir televizyon yöneticisinin bir dizi senaryosu dolayısıyla cezaevinde olması bunlardan sadece bir kaçı.

Bunun yanında özellikle “muhalif” diye tarif edilen gazetelere ve gazetecilere değişik şekillerde baskı uygulanıyor. Basında gazeteciler “iktidara yakın” ya da “iktidara muhalif” diye çalıştığı kuruma göre işlerinden atılıyorlar. Yazarların işlerine son veriliyor.

En son olarak da, Anadolu Ajansı’ndan 20 gazeteci hiçbir gerekçe gösterilmeden tek taraflı iş akitleri feshediliyor yani atılıyor. Yandaş medya diye tarif edilen iktidara yakın gazetelerden iktidar aleyhine yazı yazdığı için yazarların işine son veriliyor. (Kısa bir süre önce bazı gazetelerin genel yayın yönetmenleri, yöneticileri görevden alınmışlardı.)

Hatta “merkez medya” diye tabir edilen bir kurumda çalışan bir muhabir, bir haber yaptı diye eşinin memuriyetten atıldığı haberleri de yine basına yansıdı.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Her geçen gün de bu atılmalar devam ediyor. Bazı gazetelerin Ankara büroları kapatıldı, onlarca işsiz gazeteci bulunuyor.

* *  *

AKREDİTASYON AYIBI!

Bugün değişik basın kuruluşları raporlar yayınlayacak ve basın hürriyeti ve medyaya yapılan baskı konusunda çeşitli rakamlar açıklayacaklardır.

Basın hürriyeti demişken, şu anda basına yapılan en büyük ayıplardan birisi de cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve bakanlıklar başta olmak üzere devlet kurumlarında uygulanan akreditasyon yani ayrımcılıktır. Milletin makamlarına, yine milletin temcileri olan basın mensupları alınmıyor.

Hapiste olan gazeteciler konusunda bir ihtilâf var. Basın kuruluşları farklı rakam verirken, hükümet hapisteki gazetecilerin “gazetecilik faaliyeti” dolayısıyla değil, “terörist, darbeci, tacizci” suçlamaları ile hapiste olduklarını söylüyor. Gazetecilik faaliyeti dolayısıyla hapiste gazeteci olmadığını söylüyorlar. Bu yüzden net bir sayı çıkartılamıyor.

Burada sayıdan ziyade 2013 yılı sonu itibariyle “Sınır Tanımayan Gazeteciler”in açıkladığı Basın Özgürlüğü İndeksi’nde” yıllara göre Türkiye’nin durumunu verelim. Türkiye bu alanda 179 ülke arasında 2005’te 98, 2006’da 100, 2007’de 101, 2008’de 103, 2009’da 123, 2010’da 138, 2012 yılında da 148, 2013 yılında da 154. sırada yer alıyor.

Raporda şu çarpıcı sonuç da yer alıyor. Türkiye 2013 yılında, Kamboçya, Etiyopya, Filistin, Yemen, Libya ve Zimbabwe’de basın, Türkiye’den daha özgür!

Bu rakamlar başka söze gerek bırakmıyor…

Bütün bu rakamlar karşısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’ye yönelik basın özgürlüğü eleştirilerine tepki gösterirken, “İddia ile konuşuyorum. Ne Avrupa’sında, ne de diğer ülkelerinde, Türkiye’deki basın kadar özgür bir medya yoktur” sözü de havada kalıyor.

İçinde olduğumuz için medyaya ne kadar baskı yapıldığına şahit oluyoruz. Hiçbir baskı olmasa dahi basın üzerindeki bu ayrımcı tavır bile tek başına basın hürriyetinde vurulan en büyük darbe olarak karşımızda duruyor.

* *  *

BİRİNCİ KUVVET OLMA DURUMU DA YANLIŞTIR!

Basının yasama, yürütme ve yargıdan sonra 4. kuvvet olduğu hep söylenir. Bu yüzden de demokrasinin vazgeçilmezleri arasında basın hürriyeti de gelir. Medyanın bazı dönemlerde birinci kuvvet gibi hareket etmesi de yanlıştır. Herkes yeni ve konumuna göre hareket etmesi gerekir. Demokraside olması gereken de budur.

Geldiğimiz noktada basına ve basın hürriyetine yapılan baskılar en başta demokrasiye zarar veriyor. Basın hür olmadıkça tam demokrasiden ve hürriyetlerden bahsetmek söz konusu olamayacaktır.

Son günlerdeki yaşanan işten atmaları göz önüne alırsak, “Paralelci” diye gazetedeki işine son verilen gazeteciler kadar “hükümete destek veriyor” diye atılan gazetecilerin durumu da aynıdır. İkisi de yanlıştır.

İşsiz ve şu anda çalışan gazetecilerin “Çalışan Gazeteciler Günü”nü kutlarken, baskıların artık son bulmasını temenni ediyoruz.

Okunma Sayısı: 1450
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı