2002’de iktidara gelen AKP, her dönemde “darbe ile mücadele” için hep bir “düşman” buldu.
İlk dönemlerinde “Ergenekoncular” vardı. Bu dönemde bu kesimle “darbe ile mücadele” ortaya konuldu. Gözaltılar, hapisler yaşandı. Gelinen safhada beraatlar oldu.
İkinci dönemde “Balyoz”cuların darbe planları ortaya çıktı. Onlarla topyekûn bir mücadeleye girişildi. Yine gözaltılar, hapisler. Sonra “kumpas kuruldu” denilince işin şekli ve rengi değişti ve son dönemde hepsi serbest bırakıldı.
Geçtiğimiz dönemde yani 3. dönemde “paralelciler”in darbe yapacağı iddiasıyla bir mücadeleye girişildi ve bu mücadele devam ediyor. Gözaltılar, tutuklamalar, hapisler yaşandı. Yaşanmaya devam ediyor.
7 Haziran’dan sonra (AKP tabiî iktidara gelirlerse) bakalım kim düşman ilân edilecek? Kimin darbe yapacağı ileri sürülüp “topyekûn” bir mücadeleye girişilecek? Ya da üçüncü dönemdeki mücadeleye devam mı edilecek? Yani, yeni “düşman” kim olacak? Onu da bekleyip göreceğiz.
***
NE GÖMLEKMİŞ!
Fazilet Partisi’nden ayrıldıktan sonra “Milli Görüş gömleğini çıkardık” diyen Tayyip Erdoğan şimdi de başkanlık sistemini anlatabilmek için de yine “gömleği” kullanıyor.
“Artık bu gömlek bu vücuda dar geliyor” diyor.
Ne gömlekmiş arkadaş… Bir türlü bedene olmuyor. Hep değiştirme ihtiyacı hissediliyor.
***
KEDİ TEDBİRİ!
Mart ayında yapılan mahalli seçimlerinde bir “kedi” muhabbeti vardı. Enerji Bakanı Taner Yıldız, yerel seçimlerin yapıldığı 30 Mart’ta yaşanan elektrik kesintileriyle ilgili açıklama yapmış, “Espri yapmıyorum trafoya kedi girdi” demişti. Seçim sonuçlarının açıklamasından bu günü kadar da “kedi ve trafo” üzerinden pek çok espri yapıldı.
CHP’nin seçim kampanyası için hazırlattığı tanıtım filminde “kedi” figürü kullanması bu espriyi tekrar gündeme getirdi. Yıldız, “Burada herhangi bir şeyin arkasına sığınmamak lazım. Bazen ağacın, bazen kedinin ya da başka bir objenin. Siyasette bir gündem belirleyenler, bir de gündemin peşinden koşanlar vardır. CHP’nin bu reklamda bir kedinin peşinden koşmasını ben biraz esprili buluyorum” diye bir açıklama getirdi.
Kedi üzerinden espriyi gündeme getiren bir diğer gelişme de Yüksek Seçim Kurulu’ndan geldi. YSK Başkanı Sadi Güven, 7 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde elektrik kesintisine karşı jeneratörlü önlem aldığını açıkladı. Bu açıklamada hemen akıllara “kedi” ve trafoları getirdi.
Seçime kadar yaşanan her elektrik kesintisinde “kediler” gündeme gelecektir. Seçim günü yaşanacak bir elektrik kesintisi ise seçimin güvenliğini ve güvenirliğinin sorgulanmasına neden olacaktır. Bu yüzden gereken tedbirler alınmalı ve bu tartışmalara meydan verilmemelidir. Vesselâm…
***
KİMİ ADAY OLMAK İSTER, KİMİ DE…
Partiler aday listelerini YSK’ya verdikten sonra istifa eden adayların yanı sıra, bir de aday olamayanların tepkileri oldu. Önce şunu söyleyelim; Aday olamayanların partileri hakkındaki yakışıksız sözleri bu aşamada hiçbir şey ifade etmiyor.
Listedeki yerini beğenmeyenlerin istifası tabiî de, aday olmadığı halde listede yer alan bir milletvekili adayının sırf bu yüzden istifa etmesi ilginç bulundu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli’den ikinci sıradan milletvekili adayı olarak gösterilen Gürsel Erol’un adaylıktan çekilmesi de tam böyle oldu.
Erol, “Ben aday adaylığımı açıklarken Tunceli’de ön seçim olursa aday olacağımı söyledim. Tunceli’de ön seçim yerine merkez yoklamasıyla aday belirlenince, adaylık başvurusu yapmadım. Bunu Tunceli’deki aday adaylık açıklamamda da söylemiştim. Ben sözümün arkasında durmak zorundayım. Konu milletvekili seçilip seçilmeme meselesi değil. Partiye adaylıkla ilgili herhangi bir evrak vermedim” demiş.
Kimi aday olmak için olmadık yollara başvurur, büyük paralar harcar, günlerce ter döker kimi de böyle istemeden aday yapılır…
***
ADAY BELİRLEMEDE DE “GOOGLE” KULLANILIR MI?
AKP listelerinde Tayyip Erdoğan’ın ne kadar etkisinin olduğu tartışmaları devam ederken, Ahmet Davutoğlu’nun hem bu konuda hem de aday belirleme yöntemindeki açıklamaları enteresan oldu.
Cumhurbaşkanının siyaset üstü olduğunu, başbakan ile cumhurbaşkanının yerinin belli olduğunu söyleyen Davutoğlu’nun “cumhurbaşkanımızla saatlerce görüşmeye gerek yok. Bazen konuşmadan da anlaşılan sadece bakışlarla da meselelerin çözülebileceği bir şeyden bahsediyoruz” demesi ilginçliklerden birisi oldu. (Soru: Bu olması gereken mi, şu anda olan mı?)
İkinci ilginçlik ise, aday belirleme çalışmalarında iki aday arasında kalındığında nasıl bir yola başvurduğunu açıklaması oldu. Davutoğlu, “Çarpıcı bir şey söyleyeyim” diye başlayan konuşmasını şu enteresan yöntemi anlatarak devam etti. “Bir an geldi, kaliteli iki aday. Özellikle az bilinen isimlerde. Ama resim bir yaşayan bir şey olmadığı için, Google’a girin son konuşmasını çıkartın, dedim. Birkaç ilde konuşmalarını dinledik adayların... Birkaç ilde böyle karar verdik” diyerek bunu açık seçik ifade etti…
Her şeyin çözümü google’de… Bir de bu siteyi kapatmak için mahkeme kararı girişimde bulunuyor. Ya olmasaydı nasıl belirlenecekti adaylar…