Çözüm sürecinin koordinatörü AKP’nin önemli ismi Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın son günlerdeki açıklamalarına akıl sır ermiyor.
Geçen hafta HDP’nin barajı geçmesinin demokrasi için bir tehdit olduğunu söylemişti. O zaman, “Madem demokrasiye tehditlerdi neden o zaman sürece beraber götürdünüz?” diye sorulmuştu.
Akdoğan bu sefer de, “HDP’ye oy veren insanlar, HDP’nin barajı geçmesi halinde AK Parti iktidarı güç kaybederse, Çözüm Süreci falan kalmaz. Yani Çözüm Süreci daha güçlü çıkmaz buradan” diyerek başka bir şaşkınlık yaşattı.
Bu sözler karşısında insanın aklına şu soru gelmiyor mu? Seçim kampanyaları henüz başlamadan Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisinde HDP’lilerle bir masa etrafında toplanan AKP heyetinin başında Yalçın Akdoğan yok muydu? Yoksa biz mi yanlış hatırlıyoruz…
Bir de, burada Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, “HDP meşrû legâl bir partidir. Yol, yöntem, düşüncesi, her şeyi yanlış olabilir. Biz onunla mücadele ediyoruz. O bizim düşmanımız değil, rakibimizdir…” sözünü hatırlatalım. Mesele bu kadar basit…
ERDOĞAN DA, GÜL DE…
Seçime giren 20 parti arasında yer alan Vatan Partisi’nin Genel Başkanı Doğu Perinçek’in bir beyanı hayli dikkat çekici. Malûmunuz, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile 22 Temmuz ve devamı operasyonlarda tutuklanan 63 polisin dosyalarında redd-i hâkim kararı veren eski İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Metin Özçelik ile tahliye kararı veren eski İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Mustafa Başer tutuklanmışlardı. Şimdi o hâkimler cezaevinde 17 ve 25 numaralı odalarda kalıyorlar. İşte Perinçek, kendisini tutuklayan hâkim Metin Özçelik’in kendisinin de cezaevinde kaldığı hücrede kaldığına dikkat çekerken şunları söylemiş:
“Gardiyanlara söylüyordum. ‘Buraya, bu hücrelere Tayyip Erdoğan da gelecek, Abdullah Gül de, Fethullah Gülen de gelecek. Onlara iyi bakın, kanunsuz işlemde bulunmayın…”
Bu sözler çok ilginç değil mi? Perinçek’in dediği gibi hâkim cezaevinde, hem de onun odasında… Ya bahsettiği diğer isimler… Muhatapları buna cevap henüz cevap vermediler. Verirlerse cevapları da daha ilginç olacaktır. Ne garip dönemler geçiriyoruz…
JEST Mİ, MESAJ MI?
Siyasî yarışta güzel şeylerde oluyor. Vatandaş bunları görünce “Bize bunlarla gelin” diyor.
Başbakan Davutoğlu, “Menderes asılırken MHP neredeydi?” diye bir söz sarf etmişti. MHP’lilerde buna biraz da espriyle bir cevap vermiş, Davutoğlu’nun Afyonkarahisar mitingi öncesi, MHP il teşkilâtının bulunduğu binaya, üzerinde Davutoğlu’nun karikatürüyle ‘Ey Davutoğlu! Yunanlılar Afyonkarahisar’ı işgal ederlerken sen nerelerdeydin?’ yazılı pankart asmışlardı.
Bu pankartlı mesaj AKP teşkilâtını hayli düşünmeye sevk etmiş olacak ki, Bahçeli’nin Afyonkarahisar mitinginin yapılacağı gün partinin il binasına “Misafiriniz misafirimizdir. Sayın Bahçeli Afyonkarahisar’a hoş geldiniz” yazılı pankart asmışlar.
Yani, bir bakıma misilleme yapmışlar.
Hem jest hem de mesaj muhtevalı bu pankartlar milleti de tebessüm ettirmiş olmalı. Meydanlarda üslûpsuz ifadelerin ve seçim bürolarına saldırıların olduğu bir ortamda bu türden mesajlar demokrasinin de güzel tarafı olsa gerek.