"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“İnsanın aklıyla alay” mı ediliyor?

Mehmet KARA
13 Eylül 2015, Pazar
Bundan yaklaşık üç sene önce hükümet terörü bitirmek için “çözüm süreci” diye isimlendirilen bir çalışma içine girmiş.

28 Aralık 2012’de bir televizyon röportajında zamanın Başbakanı Erdoğan, Kürt sorununu çözmek için hükümetin İmralı’da hapis yatmakta olan Öcalan ile görüşmeler yaptığını duyurmuştu. Ardından 21 Mart 2013’te, Öcalan’ın mektubu hem Türkçe hem de Kürtçe olarak Diyarbakır’da Nevruz faaliyetleri sırasında okunmuş. Mektupta PKK’nın silâhlı güçlerinin Türkiye topraklarından çekileceği ve silâhlı mücadeleye son verildiği bildirilmişti. Erdoğan mektubu olumlu karşılayıp, PKK’nın çekilmesiyle daha somut adımların atılacağını söylemişti. Bunu takip eden günlerde çözüm süreci ile ilgili “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” çıkartılmıştı.

Son olarak da, Dolmabahçe’de Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan başkanlığında, AKP’nin grup başkanvekilleri ve HDP’nin grup başkanvekillerinin olduğu bir masa etrafında “mutabakat metni” imzalanmıştı.

Bu süreçte fazla olay olmuyor, şehit haberleri gelmiyordu. Süreç ne olduysa oldu birdenbire sona erdi. Ve masa dağıldı ya da dağıtıldı.

Terör olaylarının artması, yine şehit haberlerinin ardı arkasına gelmesinden sonra devleti yönetenlerin “Çözüm sürecinde çok ciddî bir silâh stoklaması yaptılar”, “PKK, 2013’ten beri yığınak yapıyordu” türü açıklamalar yapması ve 80 bin silâhın depolandığının iktidara yakın bir gazetede çıkması hayli şaşırtıcı oldu. Bu itiraflar, “bu yığınaklar yapılırken, ilçelere hatta şehitlere ağır silâhlar ve bombalar yerleştirilirken devlet/hükümet neredeydi?” sorularını beraberinde getirdi.

Bu süreçte neler yapıldı, neler konuşuldu, sözler verildi mi? Bu soruların cevabı için bir an önce görüşme tutanakların açıklanması gerekiyor. Milletin ne olduğunu bilmeye hakkı var…

Meclis ortak ses vermeli!

Bu arada, terör bu kadar azmışken, Meclis’in kapalı olması da düşündürücü. Meclis’te grubu bulunan partiler bu durumdan şikâyetçiler gibi görünseler de Meclis’i toplamak için adım atmıyorlar.

Öyle ya, Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırmak için 110 milletvekilinin imzası yetiyor.

Muhalefet partileri bunu iktidar grubundan bekliyor. Hadi MHP, HDP bir araya gelemiyor. CHP’nin tek başına bunu yapmaya sayısı yetiyor. O zaman daha ne duruyorsunuz?

Ülke kan gölüne dönmüşken, Meclis’i toplayıp ortak bir ses verilmesi gerekmez mi?

Geç kalınmadı mı?

Dağlıca ve Iğdır’da düzenlenen saldırıların ardından Emniyet birimleri, terör örgütünün mayın haritasının peşine düşmüş. Terör örgütünün kullandığı bazı silâhların 60 santim duvarı delebilecek güçte olduğu emniyet raporlarında yer alıyormuş. Hatta tanksavar, uçaksavar, büyük çapta patlayıcıların olduğu da raporlara yansımış.

Bu durumda insanın aklına şu soru geliyor. Şimdiye kadar neden yapılmadı? Hem biraz geç kalınmadı mı?

Millet hesabını sorar!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Demokrasilerde bu hesaplaşmanın yeni ve zemini sandıktır, seçimdir. 1 Kasım’da da milletimiz inanıyorum ki bütün bu olanların hesabını birilerine soracaktır” demesi dikkat çekici.

Milletin bu olanların hesabını kimden soracağını biz de merak ediyoruz.

Güler misin ağlar mısın?

Bir not da dış ülkelerden aktaralım. Mısır’da darbeyle başa gelen Cumhurbaşkanı Abdülfettah El-Sisi, bir grup aktivist tarafından Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiş.

Bunu teklif edenler, Mısır eski cumhurbaşkanlarından Enver Sedat’ın, İsrail ile Camp David anlaşmasını imzaladıktan sonra 1978’de Nobel Barış Ödülü aldığından cesaret almış olmalı.

Darbeciye “barış ödülü”! Güler misin, ağlar mısın?

Okunma Sayısı: 1743
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı