Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “abi” dediği ve yemin töreninde hep yanında olan eski bakan İsmail Kahraman muhtemeldir ki, üçüncü turda başkan seçilecek. 

Ardından hükümet programı okunup güvenoylamasından sonra yeni hükümet işbaşı yapacak. Hükümetler için ilk 100 gün önemlidir. Davutoğlu’nun da açıklamalarına bakılırsa ilk yüzde günde emekli ve çalışanların durumu başta olmak üzere ekonomik vaatler hayata geçirilecek.

Bu arada da ülke ki, durum hâlâ normale dönmüş değil. Holdinglere el konuluyor, kayyımlar atanıyor. Gazete ve televizyonlara el konulup, binlerce insan işsizler ordusuna katılıyor. Şu anda işsizlik oranı çift haneli rakamlara ulaşarak yüzde 10’u geçti. Yani, her geçen gün işsizler ordusuna yeni insanlar ilâve ediliyor. Özel teşebbüse yapılan el koymalar endişe vermeye, insanları korkutmaya devam ediyor.

17/25 Aralık’ta yapılan yolsuzluk operasyonundan bu yana güvenlik güçleri başta olmak üzere yargıda görevden almalar, tayinler, memuriyetine son vermeler sürüp gidiyor. Hükümetin hazırlıklarında son aşamaya geldiği bir çalışma ise, “artık son nokta” denilecek düzeyde. Şu anda memuriyetten atma zor. Yüz kızartıcı bir suç olmadığı sürece “iş güvencesi” sona erdirilemiyor.

Şu anki uygulama şöyle: Eğer bir bakan birisiyle çalışmak istemiyorsa ya havuz denilen bir sisteme atıyor, ya da “kızak” denilen bir görevde tutuluyor. Bu insanlara görev verilmezken, bakanlıkta oturacak bir yerleri dahi olmuyor. Ankara’da bu şekilde görev yapan kamu görevlilerine “kart memuru” da deniliyor. Böyle binlerce memur var. Hiçbir görev yapmadığı halde aybaşında gidip maaşını alıyor.

***

Hükümet şu anda bir çalışma içinde… Ve bu çalışmanın son aşamaya geldiği söyleniyor. Çalışma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmalarda detaylar da belli olmaya başladı. Kamu kuruluşlarında çalışan işçi ve memurların çalışma hayatını “kökten değiştirecek” bu çalışma “müjde” olarak söylense de hiç de öyle değil. Bir çok sakıncalı tarafı var.

İzin sürelerinden engelli çalışan sayısının artmasına, ücretlerde ayardan işçi, memur ayrımının kalkmasına, terfide performanstan işlerin yeniden tanımlanmasına kadar pek çok düzenleme yapıldığı söyleniyor.

Burada dikkatimizi çeken bir düzenleme var. 50 yıllık kanunun değiştirilmesinin ana sebebi de bu olsa gerek. Hükümete yakın bir gazetede bu haber çıktığı için de dikkat çekici. Bu uygulamaya göre, “Terör örgütlerine destek veren memurlar, kolaylıkla disiplin cezasıyla işten atılacak. Bunun dışında devlet memurları ile ilgili ağırlaştırıcı düzenleme olmayacak. Disiplin cezaları yeniden tanımlanacak…” Yani, kamu kurumlarında çalışan işçi ve memurların iş garantisi kalkmış olacak.

Tam da “cadı avı”nı yaşatacak bir düzenleme. Memurlar birbirlerini şikâyet edip, işten atılmasına sebep olabilecek. Memuriyetten atmada kriterler belirlenirken, çok basit sebeplerin olacağı da söyleniyor. Meselâ, “işini yapmadı” gibi sebeplerin atılma sebebi sayılacağı da iddialar arasında… İspiyonculuğun had safhaya çıkacağını gün gibi ortada. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “devletin paralel yapıdan kurtulabilmesi için ‘memura iş garantisi sağlayan 657 sayıl Devlet Memurları Kanunu’nun değiştirilmesi gerektiğini” söylemesi de bunun olabileceğini gösteriyor. Böylelikle devlet memurluğundan binlerce, hatta onbinlerce insanın bir çırpıda atılabileceğini söylemek yanlış olmayacaktır.

***

Memurların en büyük sendikası olan, 11 iş kolunun tamamında yetkili olan Memur-Sen, “iş güvencesi”yle ilgili açıklamaları bu aşamada yerinde açıklamalar. Memur-Sen yetkililerinin, “iş güvencemize dokundurtmayız. İş güvencesi kırmızı çizgimiz. Kamu görevlilerinin bu kırmızı çizgisinin erozyona uğratılmasına, aşılmasına, etrafından dolanılmasına müsaade etmeyeceğiz” denilmesi de bu hukuksuzluğun önüne geçilmesi açısından önemli… 

Kanun görüşmeleri sırasında da bu tavırlarını devam ettirip, sözlerinin arkasında dururlarsa yapılabilecek büyük bir kıyımın önüne geçmiş olurlar.  

Tıpkı başörtü yasağının kaldırılması konusunda başlatılan kampanyada 12 milyon 300 bin imzayı toplayıp Çalışma Bakanlığı’na verdikleri gibi henüz çalışma yapılarken böyle bir kampanya başlatmalarının yerinde olacağı kanaatindeyiz. 

Bu bakımdan şimdiden bunların gündeme getirilip tepki koyulması önemlidir.