"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsrail’e diz mi çöktürdük, yoksa…

Mehmet KARA
09 Temmuz 2016, Cumartesi
Bir apartman komşuluğu için, “Komşu komşunun külüne muhtaç” denir. Ülkeler içinde böyledir, ülkelerin de birbirlerine ihtiyacı vardır.

Ülkeler arasındaki ilişkiler karşılıklı menfaate dayanır. Bu menfaat bozulduğunda tepki gösterilmesi normaldir, ancak bu tepkinin ne kadar olacağı da diplomasinin kuralları arasındadır.

Eğer muhatabınız olan ülkeyi bütün ilişkileri yıllarca bitirecek seviyede ve ağır şekilde eleştirirseniz, o ülke ile ilişkileri düzeltmek için de, tavizler vermek, geri adım atmak, savunduğunuz fikirlerden tamamen vazgeçmek ya da söylediğinizin tam tersini söylemek zorunda kalabilirsiniz.

« 

Türkiye’nin Rusya ve İsrail’le ilişkilerinde yaşanan gelişmelere de bu gözle bakmak gerekir. Türkiye’nin dış politikasında baş döndürücü gelişmeler yaşandı, yaşanıyor. Binali Yıldırım, Başbakanlık görevine “dostlarımızı arttıracağız, düşmanlarımızı azaltacağız” diye başlamıştı. Şimdi hızla bunu gerçekleştirmek çabası içinde olduğu görülüyor! Şu andaki hükümet sanki başka bir partinin hükümeti gibi İsrail ve Rusya ile başlayan Mısır -belki de- Suriye ile devam edecek farklı bir dış politika sürdürülüyor. Adeta kendi ezberlerini bozuyorlar! 

Bu yapılırken de “komşularla sıfır sorundan, sırf soruna” dönüşen dış politikadaki yanlışların Davutoğlu’na fatura edilerek yürütüleceği artık ortaya çıktı. Böyle olunca da insanın aklına Rusya ve İsrail ile ilişkileri düzeltmek için, Davutoğlu’nun seçimin üzerinden 5 ay geçtikten sonra görevden ayırma manevrasının yapıldığı ihtimali geliyor.

Oysa, Rusya’nın savaş uçağının düşürülmesinde ve “one minute” ile başlayan ve Mavi Marmara Gemisi’nin batırılıp 10 kişinin vefat etmesiyle ve neticesinde de kopan Türkiye-İsrail ilişkilerinin faturasının sadece Davutoğlu’na yükleyip kurtulmak imkânsız. Hatta İsrail’le ilişkilerin bitmesinin faturasını başkasına yüklemek daha doğrudur. “Uçağı düşürme emrini ben verdim” diyen Davutoğlu’dur, ama “Tekrar olsa yine düşürürüz” diyen de Erdoğan’dır…

«

31 Mayıs 2010 tarihinde Gazze’ye yardım malzemesi götüren Mavi Marmara Gemisi’ne saldırıp 10 kişiyi katleden İsrail’e üç şart sunulmuştu. Özür, tazminat ve Gazze ablukasının kaldırılması.

Anlaşma imzalandı, ama ortada İsrail’in yazılı bir özrü yok. Obama’nın şahitliğinde bir özür dilendiği söylendi. Yani şifahi bir özür olduğu söyleniyor. Tazminat ödeneceğine ilişkin imza atıldı. Anlaşmada “tazminat” ifadesi yerine “insanî yardım” deniliyor. Gazze ablukasının kalkmasının söz konusu olmadığı İsrail başbakanı tarafından söylendi. Yardımlar İsrail’in limanına gidecek. (Geçtiğimiz Cuma günü de ilk parti yardım gönderildi) Oradan İsrailliler alıp Gazze’ye gönderecekler. Yani bu şart da tam olarak yerine getirilebilmiş değil. 

Ramazan ayının son günlerinde gazete ve televizyonların Ankara Temsilcileri olarak SP genel Başkanı Mustafa Kamalak’ın iftar yemeğindeydik. İsrail’le yapılan anlaşmayı kastederek, “Ne değişti? Üç şart da tam olarak yerine getirilmedi. O zaman neyin kavgasını verdik? Dış politikada yanlışlar yapıldığı için Türkiye, İsrail ile anlaşmak zorunda kaldı. Aslında teslim oldu” demesi ilginçti.

Burada şunun da  altını çizmekte fayda var. “İsrail ile Türkiye arasında bir anlaşma imzalandı” deniliyor. Ama bununla ilgili tek bir görüntü yok. Dışişleri Müsteşarı Sinirlioğlu Ankara’da, İsrail Dışişleri Genel Direktörü Dore Gold ise mutabakatı Kudüs’te imzaladığı duyuruldu. Basına kapalı kapılar ardında imzalanmasının Dışişleri literatüründe bir değeri var mı bilemiyoruz, ama çok önem verilen bu anlaşmanın böyle adeta gizli saklı yapılmasının sebebi nedir?

Önümüzdeki dönemde anlaşma maddeleri arasında yer alan İsrail doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya pazarlanacak olmasını çokça konuşacağız.

O zaman şunu soralım: Bu durumda Türkiye bu anlaşma ile bir hezimete mi uğradı, yoksa bir başarıya mı imza atmış oluyor? Bütün bunlardan sonra “İsrail’e diz çöktürdük” demek abartılı değil mi? 

«

HAYRET VERİCİ!

İsrail anlaşmasına tepki gösterenlerden birisi de Gazze’ye Mavi Marmara Gemisi’yle yardım götüren İHH’nın Başkanı Bülent Yıldırım’dı. “Şaşkınız. Abluka kalkmadı, İsrail kazançlı çıktı, Türkiye bir şey almadı” tepkisinden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Türkiye’den böyle bir insanî yardımı götürmek için günün başbakanına mı sordunuz? Biz zaten yardımı yaptık, yapıyoruz. Bunları da yaparken, gövde gösterisi olsun diye mi yapıyoruz? Edebi adabı içinde yaptık yapıyoruz” çıkışı da hayret vericiydi. Çünkü, Erdoğan bundan daha iki yıl önce, izni kendilerinin verdiğini söylemişti.

(İHH sonradan bir açıklama yaparak, “İsrail’le örtünen çıplak kalır” sözünün yanlış anlaşıldığı gerekçesiyle sosyal medya hesabından özür diledi, ama Yıldırım’ın bu tenkitleri orta yerde duruyor.)

Bundan sonra, iktidara yakın kesimler tarafından İsrail aleyhine pek söz söyleyecek kişinin kalmayacağı görülüyor. Artık “katil devlet” demeyi bırakın “Güneydeki devlet” dahi denmek için yürek isteyecek… Ne dersiniz?

Okunma Sayısı: 2590
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • CESUR ADAM

    9.7.2016 13:33:52

    RTE liderliğindeki AKP DIŞ POLİTİKADA CUMHURİYET TARİHİNİN en basiretsiz,en beceriksiiiiiz,en zayıf ve korkakça yürütülen bakanlığıdır.RTE ile AKP one minuet ile başlayıp hava -cıva yaptığı ve SURİYE BATAKLIĞI,İSLAM BELDESİNİN MAHVOLUŞUNUN MÜSEBBİBLİĞİ,MÜLTECİLERİN DRAMLARI'EGE-AKDENİZDE BOĞULAN HER CANDAN RTE ile AKP SORUMLUDUR)İSRAİL'e karşı MAVİ MARMARA,MISIR-LİBYA-YEMEN-RUSYA UÇAK KRİZLERİ,tüm bunlardan sonra ilişkileri düzeltiyoruz yaveleri okumak ancak bu kadar basiretsiiiz,becer,ksizlerce MEZİYET OLABİLEN HALDİR.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı