"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Karaya vurmuş insanlık...

Mehmet KARA
05 Eylül 2015, Cumartesi
Arap Baharı denilen, ancak sonradan kışa dönen bölgesel oyunda onbirlerce insan öldü/ölüyor.

Yerini yurdunu terk eden milyonlarca insan aç, susuz, evsiz, barksız kaldı. Kirli bir savaş devam ediyor. Özellikle Suriye’de kimin eli kimin cebinde belli değil. Mısır ve Libya’da karışıklık devam ediyor. Irak fiilen üçe bölündü. Libya’da iç savaşın yanında bölünme yaşanıyor. Mısır’daki karışıklık herkesin malûmu. 

Suriye’nin kaça bölüneceği meçhul. Birçok grup orada savaşıyor. Suriye’de 5 yıldır süren iç savaştan kaçmaya çalışanların yaşadığı dram bütün dünyanın gözü önünde cereyan ederken, sessizlik insanın canını yakıyor.

Özellikle Suriye’de tam da ifadesiyle bir insanlık dramı yaşanıyor. Binlerce insan Türkiye topraklarında barındırılıyor. Lübnan’da da hakeza… 

Kamplarda yer bulamayanlar Türkiye’nin her bölgesine yayılmış durumda. Sokaklardan çöp toplayarak, köprü altlarında yatarak hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar.

Akdeniz’de, Ege’de, İtalya, Yunanistan, Makedonya, Macaristan yani Avrupa’ya gitmeye çalışan, bir şekilde denizden geçip bu ülkelerin kapılarına dayandıklarında da insanlık dramları yaşanıyor. Bu insanlara kapıları açmayan bu ülkeler dramlarının yaşanmasına sebep oluyorlar.

Kaçak yollarla Avrupa’ya geçmeye çalışanlar, ya denizde boğuluyor ya da insanlıktan nasibini almamışların kamyon kasalarına doldurdukları bu insanlar havasızlıktan can veriyorlar. Çoğu çocuk, kadın… 

Daha önceki gün derme çatma tekne ve botun batmasıyla 12 kişinin cesedine ulaşıldı. Bazen yüzlerce kişi botlara bindirilirken son anda kurtarılıyor, bazıları ise kurtarılamayan çıktıkları yolda ölüp gidiyorlar. Televizyon ekranlarına, gazete sütunlarına yansıyanlara bakılırsa bu insanlara kalitesiz kurtarma yelekleri satanlar ortada. Bunları yapanlar neredeyse belli. Neden engel olunamıyor? Bu insanlık dramına, facialara “dur” diyecek kimse yok mu? Derme çatma botlara daha yola çıkmadan neden engel olunmuyor? 

Kıyılara vuran çocuklar artık bu savaşın kirli yüzünün son noktası… 

Sahildeki 3 yaşındaki cansız çocuğa bakınca yüreğiniz daralmıyor mu, insanlığınızdan utanmıyor musunuz?

İnsanlık ölüyor, dünya seyrediyor. Tıpkı, Gazze’de, tıpkı Afganistan’da, tıpkı geçmişte Bosna’da olduğu gibi seyrediliyor. Seyrederken de insanlık ölüyor. Artık insanlığından utanıp bir ses vermenin vakti gelmedi mi?

ÇOCUKLAR ÖLMESİN, ŞEHİTLER GELMESİN!

Diğer yandan da özellikle Doğu ve Güneydoğu’da devam eden çatışmalarda ölen çocuklar var.

Cizre’de, Silopi’de ve daha birçok bölgede arada kalan sivil halk, evlerini terk eden binlerce insan… Silâhlardan çıkan kurşunlarla ölen çocuklar…

Seçimin hemen ardından Suruç’ta yaşanan saldırının ardından Türkiye bir terör sarmalına girmişti. O günden bu yana asker, polis, korucu birçok insan şehit düştü. Neredeyse her gün şehit haberleri alıyoruz. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın koordinasyonunda HDP, İmralı ve Kandil arasında yürütülen “çözüm süreci”nin bitip bitmediği tartışmaları arasında her gün yeni şehit haberleri gelmeye devam ediyor.

Bunlar olurken hükümetten çelişkili açıklamalar geliyor. Bir taraftan “çözüm süreci bitti” denilirken, diğer taraftan “çözüm sürecini ciddiye alıyoruz, süreç bitmedi” açıklamaları geliyor. Cumhurbaşkanı ise çözüm sürecinin artık buzdolabında olduğunu söylüyor.

Kurulan seçim hükümetinde süreci beraber yürüten AKP ve HDP var. Mesele orada konuşulmuyor mu? Sürecin devam etmesini engelleyenler mi var? 

Kulislere göre Bakanlar Kurulu’nda HDP’li bakanların “Barış çağrısı yapılmalı” sözlerine Başbakan Davutoğlu’nun “Önce silâhlar gömülmeli” dediği konuşuluyor. Peki, iki çağrı aynı anda yapılamaz mı? Bunun için yol/yollar bulunamaz mı?

Akan kanı durdurmak bütün siyasî hesapların üzerinde olmak zorunda… Sürecin adını ne koyarsanız koyun, bu çatışmaları bitirecek adımları atın. Artık çocuklar, kadınlar ölmesin. Askerimiz, polisimiz ölmesin. Şehit haberiyle babalar, anneler, eşler, çocuklar ağlamasın.

Bırakın seçimi, geçimi, hesap kitabı, önce yaşama hürriyeti…

Okunma Sayısı: 2250
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı