"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kardeşliğe evet!

Mehmet KARA
19 Eylül 2015, Cumartesi
​Türkiye, 7 Haziran seçimlerinin ardından Suruç’ta başlayan bir terör sarmalına girdi. Neredeyse her gün şehit cenazesi geliyor.

Yürekler yanıyor. İnsanlarda büyük bir tedirginlik hakim. Hele bir de seçime doğru giderken, seçimin güvenliği ve güvenilirliği şimdiden tartışılmaya, hatta seçimin yapılıp yapılmayacağı dahi konuşuluyor.

Terör bahane edilerek Türk-Kürt ayrışmasının körüklenmesi şu an için en büyük tehlikelidir. Bazı illerde Kürt vatandaşlar dövülmesi, linç edilmekten son anda kurtulmaları çok tehlikeli gelişmeler. Bin yıllık kardeşlik provokatörler tarafından zedelenmeye, yok edilmeye çalışılıyor.

Halbuki, Bu günlerde, bu kardeşliği her zamanınkinden daha iyi anlamamız ve hatırlamamız lâzım. Bu topraklarda yaşayan insanları birbirine bağlayan en güçlü bağın “din kardeşliği” bağı olduğu hiç unutulmamalıdır. Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’de mü’minlerin sadece kardeş olduklarını, din kardeşliğinin nesep ve ırk kardeşliğinin üstünde olduğunu buyurması hep akıllarda tutulmalıdır. Bu vatan toprakları üzerinde yaşayan insanları bir arada tutan çimento dindir. Tek başına dil, ya da başka bir unsur değildir. 

PKK bir terör örgütüdür ve Kürtlerin temsilcisi değildir. Önce bu ayrımı herkesin yapması lâzım. Bu yüzden de bazı illerin girişine “Kürtler giremez” yazan provokatörlere prim verilmemesi çok önemlidir. Çünkü bu bin yıllık kardeşliğe zarar verir.

***

GÜN KOMŞUNA SARILMA GÜNÜDÜR

Son günlerde artan terör olaylarını protesto etmek, barış için bir ses vermek adına sivil toplum kuruluşları Türkiye’nin bir çok ilinde teröre lânetleyip kardeşliğe vurgu yapmaları ne kadar değerli ise, Meclis’in toplanmaması da düşündürücüdür. Aralarında TZOB, Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen, Türk-İş, Hak-iş, TESK, TÜSİAD, gibi milyonlarca üyesi olan sivil toplum kuruluşların bulunduğu Türkiye’nin en büyük 14 sivil toplum kuruluşunun öncülüğünde 250’nin üzerinde STK’nın geçtiğimiz Perşembe günü Ankara’da Sıhhıye’den 1. Meclis binasına kadar yürüyerek, “Teröre hayır, kardeşliğe evet” diyerek yürümeleri yarınlarımız için önemlidir. 

Ankara’da mitinge katılanlar ortak bir mesaj verdiler. Bu da kutuplaşma ve ayrışma değil kucaklaşma, kan ve gözyaşı değil kardeşlik ve barış oldu. Böyle bir ortamda, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun duyuruyu yaparken ifade ettiği, “Gün komşuna sarılma günü. Gün Türk’ün Kürd’e, Kürd’ün Türk’e, Alevî’nin Sünnî’ye, Sünnî’nin Alevî’ye el uzatma günüdür. Gün bir olma, iri olma, diri olma günüdür” sözü çok anlamlı, yerinde ve önemli… Zira, Türk-Kürt, Alevî-Sünnî diye ayrımların ülkeyi nelere götürdüğünü acı tecrübeleriyle yaşayıp görmüş bir ülkeyiz. Bu yüzden bundan ders çıkarmamız gerekir.

***

MECLİS NEDEN TATİL?

Burada dikkat çekmek istediğimiz bir konu var.

Meclis’e 1 km mesafede toplanan Türkiye’nin en büyük 14 sivil toplum kuruluşunun kardeşlik vurgusu ile 1. Meclis’e doğru yürümeleri önemliydi, ama düşündürücüydü de… Çünkü, Sıhhıye meydanında “kardeşliğe evet” diyen onbinlerce kişi, tam tersi istikamette yer alan 1. Meclis binasına yürümek yerine şu andaki Meclis binasına yürüse ve siyasî partiler göreve çağrılsa daha anlamlı olurdu. 

7 Haziran’da toplanan Meclis, Meclis başkanlığı seçimi, yemin töreni, bakanların yemin etmesi ve Suriye tezkeresinin oylanmasından bu yana hiç çalışmadı. Komisyonlar dahi seçilmedi. Bazı milletvekillerine oturacak oda bile bulunamadı.

Terör canları yakıp, Türkiye’nin birinci gündem maddesi haline gelmişken, Meclis’in toplanmaması da düşündürücü. Oysa, 130 şehidimiz varken, terör bu kadar azmışken ortak bir ses çıkarılması gerekirdi.

Hatta cumhurbaşkanından başbakanına, siyasî partilerin genel başkanlarından bakanlarına, milletvekillerine bu yürüyüşe katılsa daha büyük ses getirmez miydi? Böyle ortak bir meselede neden bu birliktelik sağlanamıyor?

Şehit cenazelerinde bir araya gelebilen siyasetçilerin “teröre hayır, kardeşliği evet” mitingine gelebilmeliydi. Programı tertip edenler parti genel başkan ve yöneticilerini dâvet ettiler mi bilemiyoruz, ama böyle bir ortam oluşturulabilmeliydi.

Diğer taraftan tıpkı bu yılın başında Fransa’nın başşehri Paris’te “terörle mücadelede dayanışma” için düzenlenen ve dünya liderlerinin katıldığı yürüyüşte olduğu gibi ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarına dâvet edilse daha güçlü bir ses çıkardı. 

Bu arada yarın İstanbul’da yapılacak “teröre karşı tek ses” mitingine Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakanın katılması önemli. Ancak bu programa siyasî partilerin genel başkanlarının çağrılmaması da büyük bir eksiklik…

Terör başladığından beri yaptığımız çağrımızı tekrar edelim: Meclis acilen toplanmalı, teröre ve bu provokasyonlara karşı ortak bir dil oluşturulmalıdır. Şimdi değilse ne zaman?

Okunma Sayısı: 2107
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdurrahman KOÇAK

    19.9.2015 08:54:09

    Yeni Asya görevini yapıyor.Teşekkürler Yeni Asya.....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı