"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Keşke, keşke, ah keşke…

Mehmet KARA
31 Mayıs 2015, Pazar
Bu seçim cumhurbaşkanın “toplu açılış” adıyla meydanlarda bir parti genel başkanı gibi yaptığı mitingler ile hatırlanacak. Bazı açılışları sadece Ahmet Davutoğlu ile yapması ile de bu seçim dönemi hatırlanacak.

Birçok kişinin “keşke öyle olmasaydı” dediğini duyar gibi oluyoruz. Elbette “keşke” demeyenler de olacaktır.

Hakkâri’de havaalanı yapılması elbette önemlidir. Ancak “Herkesin cumhurbaşkanıyım” diyen birisinin yanında AKP Genel Başkanının yanında, başta anamuhalefet partisi genel başkanı olmak üzere seçime katılan 20 partinin genel başkanını alabilseydi daha iyi olmaz mıydı? 

“Erdoğan keşke kendisine oy veren yüzde 51.8’i değil, yüzde 100’ün cumhurbaşkanı olabilse” diyenlerin oranı çok büyük. Keşke, bu dönemde başta aldığı kararı uygulayıp meydanlara çıkmasaydı. Meydanlardan kopamıyorsa keşke herkesin cumhurbaşkanı gibi davransaydı. Keşke… Keşke… 

***

“VER HAVUZDAN BİR UÇAK!”

Diyanet İşleri Başkanı’na alınan son model makam arabası ile ilgili tartışmalar bitmek bilmiyor. Kimilerine göre 1 milyon, kimilerine göre de 330 bin değerindeki bu araba haber olunca, Başkan Mehmet Görmez gelen tepkiler üzerine arabaya binmedi. Daha sonra da geri iade edildiği “ibret-i âlem” için sözleriyle duyurdu.

Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan makam arabasının iade edilmesine içerledi ve Saray’a ait bir aracı Başkana tahsis etti.

Bununla da kalmadı. Başkana bir uçak tahsis edileceğini açıkladı. Açıklarken de, “Vatikan’da Papa’ya uçak tahsis ediyorlar. Tarifeli uçaklarla seyahat etmiyor. Bizim de havuzumuz var. Başbakanımıza teklif edeceğim. Biz de havuzumuzdan tahsis edeceğimiz uçakla Diyanet İşleri Başkanımız yurt dışına gidecek” dedi. 

Diyanet İşleri Başkanı’nın böyle bir tartışmanın içine sokulmasının zarar vereceği hiç hesaba katılmadı.

Başkan Görmez şimdilik yeni makam arabası ve başbakanlık tahsisli uçakla ilgili bir açıklama yapmadı. Erdoğan’a rağmen hem makam arabasını hem de uçak tahsisini istemediğini söyleyebilir mi? Ona da bakacağız. Bizce böyle bir konuda Diyanet daha fazla tartışma içine çekilmek istemiyorsa bunu yapar, yapmalı da…

***

“YOKSULLUK SINIRI 3.770” İSE

Seçim meydanlarının en çok konuşulan konusu asgarî ücretin arttırılması oluyor. Asgarî ücret şu anda 949 lira. Muhalefet partileri 1400 lira ile 1800 arasında bir asgarî ücret vaad ediyorlar. Hükümet ise bunun ekonomik denkleri altüst edeceğini söylüyor.

Türkiye’nin önde gelen patronlarıyla görüşen Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Muhalefetin asgarî ücret vaadlerine neden tepki göstermiyorsunuz?” diye sormuş. Patronlar da seçim sürecinde partilerin seçim vaadleriyle ilgili bir yorum yapmadıklarını söylemişler. (Posta, 29.5.15)

Bunlar kulis bilgisi; ne kadar doğru bilemiyoruz, ama Davutoğlu bunları meydanlarda da söylüyor. Ama hep söylenen asgarî ücretten alınan verginin düşürüleceğini şimdi kimse söylemesi de dikkat çekici. Vergi düşürülürse zaten bu rakamlara erişileceğini de kimse dile getirilmiyor.

Asgarî ücretin 949 olduğu bir ülkede “açlık sınırı”nın bin 349, “yoksulluk sınırı”nın 3 bin 770 olduğu ortadayken ne söylense bir değeri kalmıyor.

Daha neyi tartışıyoruz ki… Çekilebiliriz…

***

NOKTA

Son günlerde aynı kişililerin birbiriyle çelişen sözleri duyunca hayretler içinde kalıyoruz. Bu duruma “Milletin aklıyla oynuyorlar” sözü ne kadar da uygun düşüyor. Değil mi?

Okunma Sayısı: 1333
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İLHAN

    31.5.2015 11:44:36

    Harami haydutlar,iğfal ile elde ettikleri makam ve mevkilerini adalet ve hak gasbına ve israflarına DİN ve dinin temsil edildiği makamlarıda dahil etmekte,kendi haramlarına şemsiye etmek için alet etmekte beis görmüyorlar.Haydi kalp ve vicdanları menfaat için kirlenmiş,taşlaşmışlar bunu yapıyorda EHLİ İMAN a ne oluyor.ZALİME DESTEK ZALİMİN SUÇ ORTAKLIĞIDIR.ZALİME SESSİZ KALMAK İSE AHMAKLIKTIR.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı