Koalisyon hükümeti kurma çalışmaları devam ederken, Bahçeli, öncelikle “çözüm ortakları” dediği AKP-HDP, olmazsa AKP-CHP hükümeti kurulmasını isterken, Kılıçdaroğlu “AKP-MHP hükümet olsun” diyor. 

Hükümet kurma çalışmalarında hiç adı geçmeyen Demirtaş ise, “her parti ile görüşebiliriz” derken, AKP-CHP hükümetinin en doğru model olduğunu söylüyor.

Konuşurken birbirlerini bazen ağza alınmayacak sözlerle eleştiren liderlerin bu kibarlığının altında, “AKP ile hükümet kuran parti baraj altında kalır” düşüncesi yatıyor olabileceğini düşünüyoruz. Yoksa hangi parti iktidara gelmek istemez ki?

***

BIKTIMMMM

MHP’nin son turda boş oy kullanması ile Meclis Başkanı AKP’nin adayı olan İsmet Yılmaz seçildi, ama tartışması bir türlü bitmiyor.

Görülen o ki, kendisini iyice Meclis Başkanlığına hazır hisseden Deniz Baykal, hâlâ neden seçilemediğini anlamaya çalışıyor.

Özel bir televizyon kanalında gazetecilerle girdiği diyaloglarda gergin olduğu gözlenen Baykal, MHP tarafından “yarı yolda bırakıldığı”nı söylemiş.

Baykal’ın bu sözünden sonra CHP ve MHP grup başkanvekilleri arasında bir polemik başladı. CHP’li Gök, Halaçoğlu’nun görüşmede kendisine “Grubu serbest bırakacağız bir sıkıntı yok, Baykal seçilebilir” dediğini aktardı. Halaçoğlu ise görüşmeyi doğrularken, “grubu serbest bırakacağız” diye bir şey söylemediğini ifade etti.

Bu tartışma ve polemikler Kılıçdaroğlu’na hatırlatılınca zaten Erdoğan-Baykal görüşmesine içerleyen Kılıçdaroğlu, “Seçim yapıldı. Mesele bitti. Vallahi dedikodudan bıktım artık” diye alışık olunmayan bir cevap verdi. Peşinden de “Yeter artık” diyerek kestirip attı.

Ancak bu tartışma uzun süre devam edeceğe benziyor. Özellikle Erdoğan-Baykal arasındaki 2.5 saatlik görüşme hâlâ sır gibi ortada dururken…

***

HARÇ BİTTİ DAĞILABİLİRİZ!

Hükümet, HDP, Kandil ve İmralı arasında yürütülen süreçte en son olarak 10 maddelik bir eylem planı ortaya çıkmıştı. Sonrasında izleme heyeti oluşturulacağı konuşulmaya başlanınca, Erdoğan devreye girip hem plâna, hem de izleme heyetine karşı olduğunu söylemiş ve Başbakan Yardımcısı Arınç da buna itiraz etmişti.

Sonrasında Arınç’a cevap Erdoğan’dan değil, Melih Gökçek’ten gelmişti.  Gökçek Arınç’ı istifaya çağırmış ve “paralel yapı üyesi” olarak suçlamıştı.

Peşinden Arınç Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Gökçek ile ilgili öyle sözler söylemişti ki, yenir yutulur cinsten değildi. O toplantıda Gökçek’in parsel parsel Ankara’yı sattığını söylemiş ve onlarca dosya olduğunu ve seçimden sonra bu dosyaları açıklayacağını söylemişti.

Seçim yapıldı üzerinden bir aydan fazla süre geçti, ama bahsedilen dosyalar gün yüzüne çıkmadı, çıkarılmadı. Arınç ise, hâlâ Başbakan Yardımcısı. Bunlar hatırlatılınca, “kendisinin seçimden hemen sonra demediğini zamana yayılacağını” söylemişti.

Arınç’ın açıklamalarından sonra aralarında siyasetçilerin bulunduğu 14 kişi Gökçek hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Arınç’ın bahsettiği dosyalar nerede bilinmez, ama Ankara Savcılığı Melih Gökçek hakkında “takipsizlik kararı” verdi.

Onca söz orta yerde dururken, takipsizlik kararı da manidar oldu.

O zaman bizim bu aşamada söyleyeceğimiz şey şudur:

İş bitti, yapı paydos, artık dağılabiliriz…

*** 

ÇEKİŞTE DÜŞME VAR!

İnsanın kendisini bilmesi kadar çok güzel bir şey yoktur.  Daha iyiye, güzele gidebilmek için özeleştiri yapmak da iyidir. “Ben doğruyum. En iyisini ben bilirim. Ben her zaman haklıyım” türü sözler ise, kendine yapılabilecek en büyük kötülük olur.

Seçimden önce, “Koalisyon dönemleri gelebilir. Nihayet AK Parti’nin de bir ömrü vardır” diyen AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in seçimden sonraki değerlendirmeleri de dikkat çekiyor. En son olarak, “Bize seçmen dedi ki, ‘Sizin arabanın çekişinde düşme var. Şöyle buji, platin ayarını filan bir yaptırın. Belki vantilatör kayışı gevşemiş olabilir. Karbüratörü de bir temizleyin. Araba sağa sola da çekiyor. Bir rot balans ayarı da yaptırın. Sizin egzozdan birtakım çatlak sesler geliyor. Bir egzozu da tamir ettirin.’ Biz bu mesajları aldık 7 Haziran’dan” dedi.

Milletin mesajını iyi almışa benziyor. Darısı diğer yöneticilere ve partilere…