21 Mart Nevruz yaklaşırken çözüm sürecinde gelinen nokta kafaları iyice karıştırıyor.
Bir yandan hükümet ve HDP arasındaki görüşmeler yapılıyor, diğer yandan İmralı ve Kandil’e ziyaretler… Ancak görüşmelerden sonra yapılan açıklamalar birbirini tekzip ediyor.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP’li Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder Meclis’te görüşüyor. Çıkışta, Buldan, 16 kişilik izleme heyeti oluşturulduğunu, HDP’lilerin bu heyetle birlikte İmralı’ya gideceğini söylüyor. Buldan, 16 kişilik heyette âkil insanlar ve bölge başkanları ile isimleri belirlenecek 9 kişinin yer alacağını belirtiyor. Ve bu açıklama “son dakika” olarak geçiliyor. Ardından Akdoğan, sosyal medyadan bunun “külliyen yalan” olduğunu açıklıyor. Ve “Görüşmeye atfen yapılan açıklamalar sürecin ciddiyetiyle bağdaşmamaktadır” diye de ilâve ediyor.
Çözüm süreci görüşmeleri Meclis yani milletten kaçırılıyor. Millet ne olduğunu bilmiyor. Bilmeyince de kime inanacağını şaşırıyor. Sahi, kim ciddî, kim değil…
“Geri dönmez” denilmişti, ama...
Bir şaşkınlık da MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın 1 ay içinde yaptıklarında yaşadık. Önce milletvekili aday adayı olmak için MİT’den istifa etti. Sonra AKP’ye aday adaylığı için müracaat etti. Aradan bir ay geçmişti ki, bu sefer de aday adayı olmaktan vazgeçti. Sonra tekrar MİT Müsteşarlığına atandı.
Partilerin YSK’ya milletvekili aday listelerini vermelerine 3 hafta kadar var. Bu arada Fidan MİT’ten aday adaylığı için tekrar istifa eder mi? Bu hızla bunu da yaparsa şaşırmayız… Aslında Fidan’ın bir ay içindeki bu tercihlerinin yanında şaşılacak başka şeylerde var. Meselâ, aday olduğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kanaatlerimizi ifade etmiş olmamıza rağmen, istifa edip adaylık söz konusu olmuşsa elbette bir kırgınlık söz konusudur. Onu göreve getiren de benim. Madem öyle, eğer müsaade edilmiyorsa orada kalması gerekirdi. Dolayısıyla elbette kırgınım” diye tepki göstermesine şaşırmıştık.
Sonra “Bana siyasette lâzım” diyen Başbakan Davutoğlu, “Hangi görevi alırsa, nerede bulunursa hakkını verir; cesurdur, yiğittir, attığı adımdan geri dönmez” demesine şaşırdık. Davutoğlu’nun bu sözüne rağmen attığı adımdan geri döndü. Bir şaşırmamızı da burada yaşadık. Bir aylık süre içerisindeki dönüşlerden sonra kimin karizmasının çizildiği, partiyi kimin yönettiği de ortaya çıkmış oldu. Bununu görmüş olduk.
Sonrasında AKP yandaşlarının hem MİT’ten istifa ettikten sonraki, hem de adaylıktan çekildikten sonraki sevinmelerine şaşırdık desek yalan olur. Dön baba dönelim, durumlarına alıştığımız için şaşırmadık bu durumlarına…
Faiz lobisiymiş...
Bir başka şaşırılan olaya gelince…
Dolardaki hızlı artışta Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanı hakkında söylediği sözlerin etkili olduğu söyleniyordu. Ancak Erdoğan bunu kabul etmemiş olacak ki, artıştaki suçluyu “faiz ve döviz lobisi” diyerek açıkladı. Suçu da bu lobiye attı. Buna şaşırdık, ancak esas şaşırtıcı olan, Meclis’te muhalefetin “faiz lobisinin araştırılması” ile ilgi verilen önergeyi reddetmesinde yaşadık. Gerçi bunu da o kadar şaşırmamak lâzım… Çünkü AKP, paralel yapının, gizli dinlemelerin, Kobani olaylarının araştırılması için verilen önergeleri de reddetmişti… Son günlerde ne çok şaşırdığımız olay arttı, siz de müşahede ediyor musunuz?