"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kitap fuarından anekdotlar

Mehmet KARA
17 Haziran 2017, Cumartesi
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise Cehennem ateşinden kurtuluş olan Ramazan ayının son günlerine yaklaşırken, bu mübarek ay içerisinde 36 yıldır geleneksel hale gelen Ankara Kocatepe Camii’nin iç avlusundaki fuarda yaptığımız sohbetlerden yola çıkarak ülkenin içinden geçtiği durumunu anlamamıza yardımcı oluyor.

Fuar alanını gezen insanlarla sohbet imkânı bulurken, insanların dinî kitap almaktan endişe hatta korku duyduklarını görmek son derece üzüntü verici.

Bu manzarayı görünce 1980 darbesinden sonra siyasî yasaklı hale gelen Demirel, Erbakan, Türkeş ve Ecevit başta olmak üzere siyasetçilerin 7 yıl sonra siyasî yasaklarının kalkması için korku ortamında yapılan referandum aklımıza geldi. Referandumda yasakların kalkması için meydanlara çıkan liderlerden merhum Süleyman Demirel’in Isparta meydanında tarihe mal olmuş, “Korku dağları sarmış” sözünü hatırladık.

Bir de şu sıralarda kamuoyundaki yaygın “Türkiye tam bir korku imparatorluğuna dönüştü. İnsanlar birbiriyle sohbet edemiyor. Telefonda görüşmekten bile korkuyor” kanaatleri buna eklenince nasıl dönemden geçildiği daha net anlaşılıyor.

Zaten fuara gelenlerin sayısı oldukça düşük olurken bir de bu türden endişeler yayıncıları kara kara düşündürüyor. Bırakın kâr etmeyi, toplam cirosunu kira ve fuar masraflarına vermek zorunda kalan yayıncılar bundan sonra bütün korkuların giderilmesini umut ediyorlar, bekliyorlar…

* * *

Her sabah fuar başlarken standımıza Yeni Asya, manşetinin görüleceği şekilde asılıyor. Bu neredeyse yıllardır yaptığımız bir uygulama…

Fuarda bulunduğumuz bir sırada standa gelen bir ziyaretçi, gazetemizin o günkü manşetini (Damat kriterleri herkese uygulansın, 11.6.2017) görünce önce bu dönemde Yeni Asya’nın büyük görev ve misyon üstlendiğini, unutulmaz yayınlar yaptığını ifade ettikten sonra, “Kardeşim siz yürek mi yediniz?” diye sorması gerçekten enteresandı.

Kendisine Yeni Asya’nın 21 Şubat 1970 tarihinde kurulmasından bu yana hep hak ve haklının yanında durduğunu, darbe ve darbecilerin karşısında olduğunu, hep demokrasi, hürriyet, adalet dediğini anlattık.

12 Mart 1971 muhtırasından itibaren başlayan 1980 ihtilâline, 27 Nisan e-muhtırasından 28 Şubat postmodern darbesine kadar bütün darbe ve ara dönemlere karşı olduğumuzu, hep seçilmişten yana tavrımızı devam ettirdiğimizi anlatırken, partilerin kapatılmasına demokrasi adına karşı çıktığımızı aktardık. Refah ve Fazilet Partilerinin kapatılmasında, AKP’nin kapatılma dâvâsında -siyasî görüşümüze uyuşmasa- da hep karşı çıktığımız “Siyasî partileri millet açar, millet kapatır” düşünce ve tavrımızı net şekilde ortaya koyduğumuzu izah ettik.

Hatta şu anda “yandaş” diye tarif edilen gazeteler bile AKP’ye dâvâ açıldığı ilk gün sessiz kalırken Yeni Asya’nın net tavrını ilk gün ortaya koyduğunu söyledik. Yeni Asya’nın yayınları ve kitaplarından örneklerin bu partiler tarafından kapatılma dâvâsında delil olarak sunulduğunu da anlattık.

Tıptı 1970’den bu yana olduğu gibi şimdiden 15 Temmuz hain darbe teşebbüsüne karşı olduğumuzu, teşebbüs edenlerin, bunlara açıkça destek çıkanların, akıl verenlerin, içinde olanların, millete ateş edenlerin hukuk içinde alabilecekleri en ağır cezayı almalarını istediğimiz hem yayınlarımızda hem de çıkardığımız broşürlerimizde de deklare ettiğimizi ifade etti…

Yeni Asya’nın şu andaki tavrı darbecilerle mücadele edilirken, şüpheliler yargının önüne çıkarılırken, ya da memurluktan ihraç edilirken yaşla kurunun ayrılmasını, hukuk kurallarını ve adaletli davranılmasını hatırlatmaktır. Mağduriyetlerin yaşanmaması için gayret gösterilmesinin dile getirilmesidir.

* * *

Yine bir yayınevinden kitap alan bir vatandaşın aynı yayınevine kitabı iade ederken ki tedirginliğini görmek de geldiğimiz nokta açısından ürkütücüydü.

Dikkatimizi çeken başka bir durumda şu oldu. Yazar ve eser konusunda geniş bir yelpazeye sahip olan bir yayınevinin hali de gerçekten ibretlikti. Korkudan olmalı ki bazı yazarlarının kitaplarını raflarına dahi koyamamış. Bu yayınevinin o yazarlarının kitaplarını da bir şekilde imha ettiğini duymuştuk…

Bütün bunları görünce, sadece ülkenin bu atmosferden bir an önce çıkması gerektiğini düşünmeden edemedik. Bu türden korku ortamında demokrasi gelişmez, adalet duygusu zarar görür… Bir devletin temel direği olan adaletten şüphe duyulduğunda da gerisini siz düşünün. Demokrasinin ayrılmaz ilkesi olan adalete güven unsuru zedelenmemelidir… 

Okunma Sayısı: 1608
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı