Hükümeti kurma görevi 32 gün sonra verildi ve 45 günlük hükümete kurma süreci de başlamış oldu.

Görevi alan AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Pazartesi CHP, Salı MHP, Çarşamba günü ise HDP ile ilk görüşmesini yapacak. İlk turdan sonuç beklenmiyor. Zaten Davutoğlu da bunu söylüyor. Bu yüzden ikinci tur görüşmeler bayramdan sonraya kalmış olacak.

Burada bir not aktaralım. Seçimin ardından hükümet istifasını vermiş Erdoğan da istifayı kabul etmişti. Ancak mevcut hükümetin bu arada 600’den fazla üst düzey atama yaptığı, büyük ihaleleri sonuçlandırdığı bildiriliyor. Yeni kurulacak hükümet bunları gözden geçirir mi bilemeyiz, ama bunları normal karşılamakta doğru değil.

***

Millet seçimde hiçbir partiye tek başına iktidar vermedi. “Uzlaşın aranızda bir koalisyon hükümeti kurun” dedi.

Peki partiler bu mesajı anladı mı? Anlamadıkları görülüyor. Partilerin bazı ilkelerin olması tabiîdir. Bu ilkeler çerçevesinde görüşmeler yapılması da tabiîdir. Bu ilkelerinden vazgeçmeleri de beklenemez. Ama uzlaşmak da gereklidir.

Başta görevi alan Davutoğlu, hiçbir kırmızı çizgimiz yok derken şimdi “Cumhurbaşkanını tartışmayız.” diyor.

Muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanın anayasal çizgiye çekilmesini istiyorlar.

Üç parti de yolsuzlukla mücadele edilmesini, 17/25 Aralık’ın adalete teslim edilmesini istiyor. Aslında hangi parti yolsuzlukla mücadele edilmesini istemez, ama AKP’nin 17/25 Aralık’ın üzerine gidilmesine müsaade etmeyeceği de ortada. AKP için kırmızı çizgilerden birisi bu olabilir.

***

Şu anda partiler nerede duruyor, ona bir bakalım.

Hükümet kurma görevini alan Davutoğlu, üç parti ile görüşecek, ancak HDP’ye sadece “nezaketen” gidecek. Şimdilik söylenen bu. Ancak CHP ve MHP ile koalisyon hükümeti kurulamazsa HDP’nin kapısı tekrar çalınabilir.

CHP, 14 maddelik “öncelikli ilke” açıkladı. Öte yandan da Kılıçdaroğlu, “AKP-MHP ihtimali daha yüksek” diyerek bir bakıma “bizimle zor” mesajı veriyor.

MHP’ye gelince. Meclis başkanlığı seçiminde zımnen destek vererek AKP’nin adayının seçilmesine katkı sağlayan MHP’nin tavrı da net olarak anlaşılamıyor. Bahçeli’nin açıklamalardaki net tavrı ve kırmızı çizgileri iki parti arasındaki koalisyonun olmayacağı havası veriyor. Çünkü Bahçeli’nin “Versin Bilâl’i alsın iktidarı” sözü ile “Sarayı terk etmeli ve Çankaya fanusuna girmeli” cümlesi orta yerde duruyor.

Diğer yandan da Bahçeli, “En geçerli yol AKP-CHP modeli” derken de “Bizimle çok zor” demek istiyor. Ancak, “MHP zor ve zahmetli de olsa ihtiyaç duyulduğunda görev başında olacak” sözünü bu kırmızı çizgiler ve başka adres göstermesiyle nasıl bağdaştırılacağı da merak konusu.

HDP, bu aşamada hep dışarıda durmayı tercih ediyor. Kapısı çalınınca neler söyleyecek merak ediliyor. MHP kesinlikle HDP ile yan yana durmaktan kaçınıyor. Hattı böyle bir görüntü verilmesini dahi istemiyor. 

İşte, görüşmeler böyle bir ortamda başlayacak. Bakalım görüşmelerden sonra tavizler verilecek mi?

Şu aşamada erken seçim daha yakın bir ihtimal gibi duruyor. Bakalım sonuç ne olacak?