"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Liderler” adına dâvetiye gönderilirse…

Mehmet KARA
12 Haziran 2017, Pazartesi
TBMM Başkanı İsmail Kahraman Meclis’in kapanmasına günler kala “içtüzük” gündemiyle bir toplantı yapmaya karar verdi. Bu amaçla parti liderlerine (!) dâvetiye gönderdi.

CHP ve MHP Genel Başkanları tamamdı da, AKP’nin şu anki genel Başkanı Tayyip Erdoğan olduğu için dâvetiyenin ona gitmesi gerekiyordu. 

İşte tam da burada yeni dönemin garipliklerinden birisi daha ortaya çıktı. Şu anda hem parlamenter sistem, hem de 16 Nisan’da kabul edilen Türk tipi cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemi olduğu için gariplikler ortaya çıkıyor. Bu duruma bir çözüm bulunması gerekiyor. Çözüm, dâvetiyenin “Grup başkanları”na gönderilmesiyle bulundu. AKP’nin grup başkanı Başbakan Binali Yıldırım olduğu için dâvetiye ona gönderildi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Liderlerin böyle bir teknik aşamada bir araya gelmeleri erken ve zamansızdı” derken, Kılıçdaroğlu, “Anayasaya uyum sağlanması gerekçesi ile çıkılan yolda Meclis’in etkin olmasını sağlayacak iç tüzük çıkmaz. Sorun iç tüzük değil OHAL’in kaldırılmasıdır” diyerek toplantı dâvetine “olumsuz” cevap verdiler. 

Toplantı liderler düzeyinde yapılamadı. Kahraman da grup başkanvekilleri ile toplandı, ama ondan da sonuç çıkmadı. Bu yüzden İçtüzük Komisyonu da kurulamadı. Bu durumda partiler içtüzük değişikliği ile ilgili tekliflerini Meclis’e gönderecekler. Meclis açılınca da bu teklifler teker teker görüşülüp karara bağlanacak…

Bahçeli’nin de dediği gibi dönem biterken yapılan bu dâvet zamansız ve erken miydi bilemeyiz, ama dâvetiye safahatı hayli ilginçti… 

2019 sonuna kadar bu gariplikleri yaşayacağız da, alışacak mıyız onu bilemiyoruz.

«««

KAMUOYUNUN (MİLLETİN) GÜCÜ

Demokrasilerde milletin gücünün üzerinde güç yoktur. Bu bir temel kaidedir. Millete rağmen yapılan her şey, er ya da geç gelecekte çöpe gitmeye mahkûmdur. Darbeler, ara dönemler bunların örnekleriyle doludur.

Şiddete ve teröre başvurmadan yapılan demokratik tepki, demokrasinin temel direklerinden birisidir.

Bunun son örneğini “zeytinlik düzenlemesi”nde gördük.

Torba tasarı içinde yer alan bir düzenleme ile zeytinliklerin sanayileşmeye açılmasına imkân sağladığı muhalefet tarafından gündeme getirilince tartışma başladı. Aslında tartışmanın ateşini şarkıcı Tarkan’ın, sosyal medyadaki “Bir ülkenin en büyük nimeti, değeri onun doğasıdır. Zeytin ağaçları Anadolu’nun hazinesidir, belleğidir. Rant için zeytin ağaçlarına kıymayın” paylaşımı ateşledi. 

Ardından Türkiye’de muhalefet, sivil toplum kuruluşları, zeytin işiyle uğraşanlar, çiftçiler, gazetecilerin ardından da AKP içinden tepkiler gelince gündem birden değişti. Komisyondan geçip Genel Kurul’a gönderilen ilgili tasarı komisyona geri çekildi.

Bu tasarı bu şekliyle gündeme bir daha gelir mi bilemiyoruz, ama bu süre zarfında akıllarda, Bakanlığı döneminde neredeyse hiç polemiğe girmeyen Sanayi Bakanı Faruk Özlü’nün, “Tarkan’ın burada ne işi var, niye karıştırıyorsunuz. Tarkan’ın zeytinlikleri mi varmış, ne yapacakmış zeytinlikleri? Tarkan’ın şarkılarını seviyoruz. Tarkan şarkılarını söylesin” sözü ile Başbakan Binali Yıldırım’ın “Zeytin mi daha önemli, yapılacak tesis mi?” sözleri kaldı…

Bu da gösterdi ki, demokratik tepkiler neticesinde sorunlara çözüm bulunabiliyor. Bir de bu tartışmada önemli olanın tesis değil, zeytin olduğu da görülmüş oldu. 

«««

KÖTÜ ÖRNEK…

Sanatçıların duyarlığından bahsetmişken bir konuya daha dikkat çekmek istiyoruz.

Hafta içinde uyuşturucu kullanmak ve temin etmekten suçlu bulunan ve 3 yıldan fazla cezaevinde kalan bir sanatçının, cezasını tamamlayıp cezaevinden çıkmasına gösterilen ilgi ve alâka hayret vericiydi!

Televizyonlarda canlı yayınlandı, ertesi gün röportaj yapmak için sıraya girildi. Yüzlerce kişi cezaevi kapısına gitti.

Böyle bir görüntü karşısında şu haklı soru hep hafızalarda kaldı: Uyuşturucu satmaktan mahkûm bir insana böyle bir muamele yapılırsa çocuklarımıza uyuşturucunun kötü olduğunu nasıl anlatacağız?

Gençlik ve Spor Bakanlığı Müşaviri ve Maarif Vakfı mütevelli heyet üyesi Selim Cerrah’ın şu tweetini de burada aktaralım: “Suçu ve suçluyu övmek suçtur, der ceza kanunu. Cezasını çekmiş olsa bile özendirmek ve bunu medya yoluyla yapmak nedir?!!”

Kötü, örnek olmaz ve buna dikkat edilmesi lâzım…

«««

DOSTLARIN SUSKUNLUĞU!

1 Kasım seçimlerinde AKP’nin aldığı en fazla oyu alan ancak 5 ay sonra AKP olağanüstü kongresinde hem parti genel başkanlığını ve başbakanlığı bırakmak durumunda kalan Ahmet Davutoğlu aylar sonra mahalli bir televizyon kanalında konuştu ve içini döndü.  

Davutoğlu özetle, “Ak Parti, kendi değerlerini hızla zayıflatıyor; bizi üzen dostlarımızın suskunluğudur…” dedi.

AKP içindeki “reisçiler” buna cevap verirken, Davutoğlu’nun “dostlarım” dediği insanların bu sözler karşısında da susması da ibretlikti…

Okunma Sayısı: 1884
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı