"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meğer beş gün önce 319 demiş!

Mehmet KARA
08 Kasım 2015, Pazar
1 Kasım seçim sonuçları analiz edilmeye devam ediyor. Sonuçların başta AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu olmak üzere parti yetkililerini dahi şaşırtması da ilginç bulunuyor.

Başta anket şirketleri olmak üzere birçok kişinin tahmini de tutmadı. AKP’liler, “Biz bile bu kadarını beklemiyorduk” diyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan bile, “Bu sonucu kimse beklemiyordu. Bu sonuç Allah’ın ülkemize bir takdiri, Allah’ın ülkemize bir nimeti adeta” demiş.

Diğer yandan, anket şirketleri neden tahmin edemediklerini izah etmeye çalışsalar da, halkın bu şirketlere güveni de azaldı. Bazı anket şirketleri de bu sonuçları bildiklerini ancak “mahalle baskısı nedeni”yle açıklayamadıklarını söyleyip kendilerini rezil ederken, inandırıcılıklarını da kaybediyorlar.

Ancak birisi var ki seçim sonucunu neredeyse tam bilmiş… Bu da Adalet eski Bakanı ve AKP Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bekir Bozdağ. Seçimden 5 gün önce Davutoğlu’nun cep telefonuna tahminini göndermiş ve 319 milletvekili çıkaracaklarını yazmış. (Habertürk, 4.10.15) Buna Davutoğlu bile şaşıp kalmış. Bozdağ öyle diyor.

Peki, herkes bu sonuçları şaşkınlıkla karşılarken, bu kez neden herkes yanıldı? Neden herkes adete ters köşe oldu? Bunların cevabı da tam olarak verilebilmiş değil… 

Sonuç olarak, 1 Kasım seçimleri siyasetçiler için ders alınması gereken bir seçim oldu. Tabiî ders alabilen için…

Ya diğerleri!

7 Haziran’da milletvekili seçilip de, 1 Kasım’da seçilemeyen 36 milletvekili var. Seçilemeyen milletvekillerinden birisinin peşin yatan maaşını iade edeceğini açıklaması normal karşılanması gerekirken, günlerdir haber yapılması anormal karşılanıyor. 

Merkez Bankası eski Başkanı ve MHP Uşak eski Milletvekili Durmuş Yılmaz, üç aylık peşin ödenen milletvekili maaşını geri vereceğini açıklarken, “Hak etmediğim parayı niye alayım? 15 Ekim’den 1 Kasım’a kadar olan kısmı helâl para. Ama milletvekilliğim düştüğü için geri kalanı hak edilmeyen bir para. Hakkım olmayan kısmını iade edeceğim” demiş.

Aylık maaşları 17 bin lira olan milletvekillerine 3 aylık peşin 51 bin lira ödenmiş. 15 Ekim’de 3 aylık maaş alan vekillerden 36’sı milletvekili seçilemedi. Bu durumda diğer 35 milletvekilinin ne yapacakları ise bilinmiyor. Bakalım onlarda bu davranışı örnek alıp maaşlarını iade edecekler mi?

Bu sefer onu aradı!

Seçimden önce MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin “5. parti” sözü epey tartışma konusu olmuştu. Bu sözün niçin söylendiği üzerinden tahminler yapılırken, Abdullah Gül’ün seçimden sonra çıkan sonuçlara göre parti kurabileceği dahi konuşulmuştu. Ancak Gül’ü tanıyanlar böyle bir şeyin olamayacağını daha o günlerde söylemişti.

Gül, o dönemde Ankara’daki saldırıdan sonra HDP Eşbaşkanı Demirtaş’ı telefonla arayıp “başsağlığı dileklerini” iletmişti. Davutoğlu ise buna tepki göstermiş, “Kendi takdiridir, ama taziye evi Başbakanlıktır. Burada taziye evi kim, taziye kime verilir. Burada taziye evi bütün Türkiye’dir” demişti. Gül de buna “Bugün öyle ki ölülerimize başsağlığı dilediğimizde bile garipseyen bir ortam var” diye cevap vermişti.

Seçimden sonra muhalefet partilerini arayıp “geçmiş olsun” dedi mi bilmiyoruz, ama Gül, Davutoğlu’nu aramış ve tebrik etmiş. Davutoğlu bu sefer memnun olmuştur…

Yüzde 49 kimin hanesine yazılmalı?

1 Kasım’da yapılan seçimlerinin galibi yüzde 49.4 oy oranı ile AKP oldu. Mağlûpları da şüphe yok ki, muhalefet partileri, özellikle de MHP ve HDP…

Peki, AKP’nin aldığı oy oranına bakıldığında bu oylar Erdoğan’ın mı, yoksa Davutoğlu’nun mu hanesine yazılmalı? 

Bu soru aslında garip bir soru gibi görünebilir. Ancak Erdoğan’ın eski (!) partisi ile ilişkisini kesmediği de malûmunuz. AKP’nin “doğal lideri…” Bu yüzden böyle bir sorunun cevabı garip olsa da merak ediliyor. Ve bunun tartışılmasına iki tarafta (şimdilik) ses çıkartmıyor.

7 Haziran seçim kampanyasında seçime katılan partilerin genel başkanlarından çok daha fazla miting yapan ve “400 milletvekili” isteyen Erdoğan, seçimden sonra eleştirilmiş, AKP’nin yüzde 41’e düşmesinde bu mitinglerin etkisinin olduğu söylenmişti. 

Erdoğan 1 Kasım öncesi muhtarları topladı yine siyasî mesajlar verdi, ancak çok az açılış (!) yaptı. Peki, miting yapmaması AKP’ye oy kazandırdı mı? Buna “evet” diyenlerin oranı hayli yüksek. Özellikle de AKP kanadından…

Bu durumda yüzde 49 kimin başarısı? Dış basında Erdoğan’ın başarısı olarak yazılıp çiziliyor. Ancak partinin başında Davutoğlu var ve seçime o girdi. Peki böyle söylenmesi en başta Davutoğlu’na haksızlık değil mi? Ya da şöyle soralım. Henüz sistem değişmiş değil, parlamenter sistem var. Bu durum sisteme ve demokrasiye uyuyor mu? 

Okunma Sayısı: 2327
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı