"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Mini anayasa değişikliği” gündemde

Mehmet KARA
31 Temmuz 2016, Pazar
15 Temmuz’daki darbe teşebbüsünden sonra ilan edilen OHAL uygulamasıyla Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) birbiri ardına çıkarken, ilk kararnamede okullar, hastaneler, sendikalar, vakıflar, dernekler kapatıldı.

İkincisin de ise bin 684 asker TSK’ten ihraç edildi, Jandarma ve Sahil Güvenlik İçişleri Bakanlığı’na bağlanırken, 45 gazete, 16 televizyon, 3 ajans kapatıldı. Öyle görünüyor ki yeni kararnameler de yayınlanacak.

İşte bu ortamda Cumhurbaşkanın dâvet üzerine liderlerin (Binali Yıldırım, Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli) Beştepe’de vardığı mutabakata göre “mini” bir anayasa değişikliği için çalışmalar önümüzdeki hafta başlayacak. Liderlerin söz konusu demokrasi olduğunda bütün siyasî kırgınlık ve farklılıkları bir kenara bırakması demokrasi adına önemli ve değerliydi. Bu mutabakatın devam etmesi darbe anayasasından kurtulmak için bir fırsat olarak değerlendirilebilmelidir.

Aslında böyle bir ortamda yapılması gereken yeni, hürriyetçi, demokrat, sivil bir anayasanın ortaya çıkarılabilmesidir. Başbakan Binali Yıldırım, “Bugünün ihtiyaçlarını karşılayacak ve 79 milyonun hepsini kapsayacak bir anayasa yapmayı düşünüyoruz” dese de öyle görünüyor ki, bu şartlarda bunu yapmak çok zor.

Bu yüzden ülkenin bir an önce normalleşmesi gerekiyor. Bu normalleşme olduktan sonrada bu mutabakat bozulmadan yeni bir anayasanın yapılması son derece hayatî hale geldi.

Geçtiğimiz dönemde partilerin üzerinde uzlaştıkları 60 maddeden başlayarak kısa zamanda sivil bir anayasa yapılabilir. 

* *  *

Şu anda gündemde olan paketin, anayasada darbeye kapı aralayan unsurların ayıklanması ile yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile ilgili en fazla 10-15 maddelik bir değişikliğinden oluşacağı görülüyor. 

Askerî yargının tamamen kaldırılacağı, anayasal kurum olan MGK’nın anayasadan çıkarılacağı, TSK’nin sivil denetime açılacağı gibi konular şimdiden tartışılmaya başlandı.

Partilerden yapılan açıklamada, bu uzlaşmanın bozulmamasına azami özen gösterileceği belirtilirken, bakalım “mini anayasa değişiklik paketi” ile gündeme gelecek değişiklikler bu mutabakatı devam ettirecek mi?

Bu çerçevede Meclis Başkanı ve Meclis Başkanlık divanının AKP, CHP, MHP, HDP’li üyelerinin olduğu heyeti kabulünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya attığı, MİT ve Genelkurmay Başkanın Cumhurbaşkanı bağlanması konusunda görüş ayrılığının olabileceği yapılan açıklamalarla şimdiden ortaya çıkmış durumda. 

Sivil anayasa yapma konusunda yapılan bundan önceki çalışmalarda Genelkurmay’ın Millî Savunma Bakanlığına bağlanması konusunda görüş ağırlık basarken, geldiğimiz safhada bu iki kurumun Cumhurbaşkanına, kuvvet komutanlıklarını ise Başbakana bağlanmasının konuşulması yeni bir durum. Partiler bu konuda nasıl bir teklifle gelecek bunu hafta içinde göreceğiz

Genelkurmay Başkanı’nın protokolde 4. sırada olması darbelerin getirdiği bir durum. Yanlışlığını herkes kabul etmesine rağmen bugüne kadar değiştirilemedi. Protokolde Millî Savunma Bakanı’nın çok üzerinde. Sivilleşme için öncelikle Millî Savunma’nın Genelkurmay kampüsünden çıkarılması gerekir. Başka bir sivilleşme adımı da, Meclis’in etrafını kuşatan genelkurmay ve kuvvet komutanlıklarının şehir dışına çıkarılması olacaktır.

Cemil Çiçek’in Meclis Başkanı olduğu dönemde, sivilleşme adımı olarak Meclis içerisinde bulunan askerî tabur kampüsten çıkarılmış, kapılardaki nöbetleri polisler devralmıştı. O dönemde demokratikleşme adımı olarak olumlu ve memnuniyetle karşılanmıştı. 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Çiçek’in “Eğer bu taburu kaldırmasaydım, milletvekilleri o Meclis’e girebilir miydi?” sözleri bir gerçeğin altını çiziyor. 

* *  *  

Tam demokrasi için öncelikle yapılması gereken, darbe ürünü anayasadan “darbe hukuku”nun temizlenmesi gerekiyor. Öyle değişiklikler yapılmalı ki, artık kimsenin aklına darbe yapmak dahi gelemesin. Zira, bu ülke darbelerden, darbe teşebbüslerinden, ara dönemlerden çok çekti. Yıllarını kaybetti. 15 Temmuz darbe teşebbüsünün yaralarının sarılması ve demokrasinin rayına oturması da yıllar sürecektir.

Uzunca bir süredir herkesim tarafından yargıdan şikayetler vardı. Referandumla getirilen düzenlemelerde bu şikayetleri bitirmedi. Yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşürecek düzenlemeler yapılırken, yeni yanlışlar yapılmaması, bir oldu-bittiye getirilmemesi, uygar dünyadaki örneklerinin de dikkate alınması elzem. Bu konuda daha önce ortaya çıkar görüş ve öneriler “olağanüstü dönem” gerekçesiyle yabana atılmamalı.

Meclis’teki bu mutabakatla yeni anayasanın bir bütün olarak ele alınması ve ülkenin bir takım vesayetlerden kurtulması gerekiyor, Darbe anayasasının yapıldığı 1982 yılından bu yana görüldü ki şu anda sorun sadece yargı da değil. 

Her şeye rağmen siyasî partilerin darbenin önüne kapatacak düzenlemeler konusunda görüş birliğini varmaları memnuniyet verici.

Okunma Sayısı: 1720
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı