"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Muhatap polemiği!

Mehmet KARA
04 Ocak 2015, Pazar
Patronlar kulübü TÜSİAD’ın 22 Ocak’ta genel kurulu var. Başkanlık için seçim de yapılacak.

TÜSİAD bir “dernek” olmasına rağmen faaliyetini bilmeyen yok. Dernekleri küçüksemek amacıyla bunu söylemedik. Sadece yüzbinlerce üyesi olan konfederasyonlar ve büyük büyük sivil toplum kuruluşlarından daha fazla etkisi olduğu şüphe götürmez bir gerçek.

Derneğin genel başkanı Haluk Dinçer’in genel kurula günler kala söylediği, “Cumhurbaşkanı devletin başıdır. TÜSİAD’ın muhatabı zaten Cumhurbaşkanı değildir, başbakandır” ifadelerine önce Tayyip Erdoğan’dan cevap geldi. “Madem muhatap biz değiliz, bundan sonra davetlerine katılacak bir muhatap bulurlar” diyerek aslında kendisinden “beklenilen cevabı” verdi. Bir bakıma da restini çekti…

TÜSİAD’ın “muhatabımız” dediği Ahmet Davutoğlu’nun ne cevap vereceği merak ediliyor ki, o da kendisinden beklenileni yaptı ve gelen daveti reddetti. Oysa Davutoğlu görevi geldiğinde ilk görüşmelerinden birisini bu derneğe yapmış ve “sıcak” bir görüşme olmuştu.

Görülen o ki belirli bir süre, “O gitmezse ben de gitmem” tavrı devam edip gidecek.

Türkiye şaşırdı mı, hayır... Erdoğan daha önce adlî yıl açılışı törenlerine katılmayacağını açıklamasından sonra da Başbakan katılmayacağını söylemişti. 

Barışırlar mı, elbette barışırlar. Başkan değişir, yeni bir başkanla “beyaz sayfa” açıp ilişkiler devam eder. Hatta bu başkan dursa bile barışabilirler. Çünkü Gezi olaylarında Koç’la ilgili onca söz söyledikten sonra barışmaları gibi… 

Her eleştiri karşısında böyle bir tavır sergilemek doğru mudur? Bunu tartışmak gerekir. Hem, işverenlerin muhatabı başbakan mıdır, cumhurbaşkanı mı? Bunu sakin kafayla düşünmek lâzım…

“KUMPAS”TAN SONRA “NANİK”!

Siyasî literatürümüze “nanik” kelimesi de girdi.

Geçmişte “başdanışman” olduğu dönemde “Millî orduya kumpas kuruldu” diyen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan şimdi de böyle bir kelime kullandı. “Kumpas” kelimesini kullandıktan sonra başta Ergenekon olmak üzere Balyoz dâvâsındaki gelişmeleri, hapiste olanların bir bir dışarı çıktıklarına şahit olmuştuk.

2014 yılının son günlerinde Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaşanan olaylarda 3 kişi ölmüş, onlarca kişi yaralanmıştı. Orada yaşananlar “çözüm süreci”nde gelinen noktayı da çok iyi özetliyordu. Cizre’de yaşananlara bakılırsa da enteresan bir çatışma yaşanıyor. Çatışmalar güvenlik güçleri ile terör örgütü arasında yaşanmıyor. Terör örgütü PKK’nın gençlik yapılanması ile HÜDA-PAR üyeleri arasında yaşanan bu çatışma bölgede yaşanabilecek ve çok büyük olayların olabileceğinin habercisi niteliğinde…

Aynı zamanda “Çözüm süreci koordinatörü” de olan Akdoğan’a bu konu sorulduğunda tıpkı geçmişte yaptığı “kumpas” açıklaması gibi bir ilginç bir açıklama yaptı. “Bu açıkça Kandil’e nanik yapmaktır. ‘Ben sizi takmıyorum’ demektir” türü açıklama yapmasının enteresan bulundu. 

Zira, orada yaşananlar sadece Kandil’e mi, yoksa çözüm sürecini yürüten hükümete, İmralı’da bulunan terör başına, HDP’ye yapılan “nanik” mi? Eğer bir nanik yapıldıysa bu nanik, çözüm sürecini yürüten dört tarafa da yapılmıştır.

Diğer taraftan, orada tezgâhlanan bir oyun varsa bu sözlerle geçiştirilecek bir durum olmaması, daha büyük tedbirlerin alınması gerekmez mi?

“DİSİPLİN” ÇALIŞACAK MI, GÖRELİM!

AKP’li bazı milletvekili, eski bakan ve il, ilçe örgütlerinin “din ve dinî değerlerimiz”le ilgili zaman zaman yaptıkları açıklamaların ardı arkası gelmiyor.

En son olarak da AKP Düzce Milletvekili İbrahim Korkmaz’dan “tepki çeken” bir açıklama geldi. Bir internet paylaşım sitesinde doğum gününe ilişkin yaptığı paylaşım tepki çekerken, sonrasında yaptığı açıklama ondan daha çok tepki çekti.

Bakın ne yazmıştı: “Çok, ama çok sevdiğinizi bildiğim iki önemli şahsiyet bu gecede dünyaya gelmişlerdir. Bunlardan birincisi Hazreti İbrahim, ikincisi ise Hazreti Muhammed’dir. Hz. İbrahim tabiî ki benim. Hz. Muhammed ise en küçük kardeşim…”

Vekil bunu söylerken sözde espri yapmış (!) Bu sözlere tepki gösterenleri “ahkâmlıkla” suçlaması ise işin “hakaret”, “pişkinlik” ve “çirkin” tarafı. 

Vekil, öyle garip bir şekilde kendisini savunmuş ki, adeta kendini iyice batırmış. Aynı zamanda doçent olan bu vekil, “İnsanlar; okuma, okuduğunu anlama, espri yapma veyahutta yapılan esprideki inceliği anlama özürlü olabilirler. Bu kabiliyetler Allah vergisidir. Vermediği zaman da yapılacak hiçbir şey yoktur. ‘Gazi Paşa Hazretleri’,  ‘İsmet Paşa Hazretleri’, ‘Hazreti Mevlânâ’ gibi… Hatta dahası var. MHP’li Meclis Başkanvekili Meral Akşener Hanım, Meclisi yönetirken, vekiller için bu sıfatı çok sık ve esprili bir şekilde kullanır. Arapça olan ‘hazret’ kelimesinin Türkçe manası ‘beyefendi’, İngilizce karşılığı ise ‘gentlemen’dir. Yani karşınızdakine değer verdiğinizi gösterir bir kelimedir…”

Bu sözlere ne söylesek eksik kalır. Burada şunu söyleyelim. Partisinin “yetkili organları” bu açıklamalar karşısında ne yapacaklar onu merak ediyoruz. Bir de muhafazakâr yandaş medyanın bu konudaki tepkisizliğine de anlam veremiyoruz…

Ama şunu da biliyoruz. Bundan önce dine ve dinî değerlerimize yapılan hakaretlerin ve saygısızlıkların üstünün örtüldüğüne dikkat çekerken bu “skandal” sözlerin de üstünü örtüleceği ve herhangi bir yaptırım yapılmayacağı düşüncemizi de buraya not düşelim… Görün bakın. 

HATİPOĞLUN’DAN İSMİNİN BAŞINA “HZ” KOYANLARA CEVAP

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’nun 2 Ocak 2015 tarihinde ATV’de canlı yayında “İnsanlar isminin önüne ‘Hz’ koyuyorlar bu doğru mudur?” şeklindeki soruya verdiği cevabı burada aktaralım:

“Bunu yapmak en azından usûlsüzlüktür, saygısızlıktır, ölçüsüzlüktür… Bazı insanlar internet sitelerinde utanmadan, sıkılmadan kendi isimlerinin önüne ‘hz’ koyuyorlar. ‘Hz falan’ gibi… Bunlar çirkin şeylerdir. Peygamber ve sahabeyi itibarsızlaştırmadır. İnsanların içindeki niyeti okuyamayız, ama varılan sonuç bu. Bir millet Peygamberine, Sahabisine büyük âlimlerine ‘hazret” ifadesini saygı ifadesi olarak kullanmışsa, sen bunu kullanmayacaksın. Milletin saygı duyduğuna saygı duyacaksın. Milletin saygı ifadeleriyle alay edilmez..” 

http://www.youtube.com/watch?v=t2MBlsjyjmk  (18. dakika)

Okunma Sayısı: 1674
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İLHAN

    4.1.2015 21:32:05

    1-Y.Akdoğan 'nanik,yaptılar derken acaba terörist,cani,katil,hain ve kalleşlerden acaba ne bekliyordu ki.Gerçi kendileride millete habire nanik yapmanın ötesinde aldatmaktalar.Kömür diye taş ile aldatıp soydurtma,haramsaray yapma,milletin ve insanlığın hizmetinde olması gerekene el koyma(risalelere güya sahip çıkıyoruz deyip kirli siyasetlerine alet ettiler)tüm bunlar AKP nin milletle dalga geçmesi ve İHALE HÜKÜMETİ,RANT BİRLİKTELİKLERİDİR. 2-HZ.Kelimesini kullanıp sonrada o ifadelerle dalga geçen şahıs DÇ. değil PRF. olsa ne yazar(PRF.olsa ne yazar sözü RTE na aittir)ifadesine asıl müstehak bu şahsiyet fakiridir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı