"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nafile mi, az da olsa umut var mı?

Mehmet KARA
17 Ağustos 2015, Pazartesi
AKP-CHP koalisyon hükümetinin kurulamamasından sonra Cumhurbaşkanından aldığı görevi iade etmeyen Ahmet Davutoğlu bugün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşecek.

Peki neyi görüşecek? Bir koalisyon hükümeti mi, yoksa seçim hükümeti mi teklif edecek? Kılıçdaroğlu’na koalisyon hükümeti teklif etmeyen Davutoğlu’nun Bahçeli’ye de tıpkı CHP’ye teklif ettiği gibi bir seçim hükümeti teklif edeceği görülüyor.

MHP’nin koalisyon ya da seçim hükümetleri konusundaki tavrını aslında Bahçeli’den başka kimse anlamıyor. Baştan beri neredeyse bütün hükümet formüllerine kapısını kapatan MHP, son günlerde “şartlar” gereği koalisyona kapıyı aralamış gibi gözüküyor. 

“Gözüküyor” diyoruz çünkü aynı gün içinde hem koalisyonu görüşebileceklerini söyleyip hem de yeni bir koalisyon için CHP’nin kapısının tekrar çalınmasını isteyebiliyor.

Şu andaki tavırları azınlık, dışarıdan destekleme, seçim hükümetlerine MHP’nin kapıları kapalı. Hatta “Davutoğlu bu tekliflerle gelecekse, gelmesin” diyecek kadar net bir tavır sergiliyorlar. MHP erken seçime de karşı. Bu durumda bir tek seçenek kalıyor. O da AKP-MHP koalisyon hükümeti. Bahçeli, buna da pek ihtimal vermiyor. “Az da olsa koalisyon için umut kırıntısı var” diyerek de niyetini ortaya koyuyor.

MHP’nin tâ başından beri koalisyon için öne sürdüğü üç şart var. “17 Aralık ile ilgili 4 eski bakan yargılansın. Çözüm süreci bitsin. Cumhurbaşkanı Erdoğan yetkilerinin dışına çıkmasın…”

Buna karşılık AKP, “Cumhurbaşkanlığı makamı tartışmaların unsuru değildir. Tartışmaların parçası hali getirilmesine izin vermeyiz” görüşünde. Bir bakıma Erdoğan’ın konumunun tartışılması AKP’nin en büyük kırmızı çizgisi…

Öte yandan, MHP, “Davutoğlu bize Erdoğan’ın telkini ile gelecekse, bilinsin ki, danışıklı dövüş cevap bulmaz” sözlerinin Erdoğan’ı ne kadar sinirlendirdiği de ortada. “Bahçeli’yi muhatap almayacağım. Makamımla, şahsımla, ailemle ilgili edep sınırlarını çok aşan ifadeler kullanmıştır. Yasal haklarımı kullanacağım” demesi de bunun ispatı.

Aslında muhtarları Saray’da toplayıp konuşması ve muhalefet partileriyle ilgili “eleştirel sözler”ine başlamasına bakılırsa Erdoğan’ın kafasında erken seçim kararı netleşmiş... 

KOŞAR ADIM SEÇİME

İşte bunları alt alta koyduğumuzda koşar adım erken bir seçime gidildiği rahatlıkla görülebiliyor.

Hükümet kurmak için gerekli olan 45 günlük süre bu hafta sonu doluyor. Yani bir hükümetin kurulabilmesi için 6 günlük bir süre var. Eğer kurulamazsa Erdoğan’ın ülkeyi seçime götürmesi kesin gibi görülüyor. 

Bugün Davutoğlu-Bahçeli görüşmesinden sonra seçim kararının nasıl alınacağı da ortaya çıkabilir. MHP ile AKP arasında istikşafi görüşme olmayacağı görülüyor. Yeteri kadar birbirlerini keşfetmiş oldukları anlaşılıyor!

Şu andaki belirsizlik şu: Bir azınlık hükümeti ile mi yoksa bir seçim hükümetiyle mi erken seçime gidileceği. Azınlık hükümetine kimse destek vermiyor. Seçim hükümetinde MHP yer almak istemiyor.  Seçim hükümeti olur da HDP de bakanlık kurulunda yer alırsa MHP kabinede kesinlikle yer almayacak! Bu durumda AKP, CHP ve HDP’li bir hükümet olabilir.

Şu aşama da CHP, MHP ve HDP’nin erken seçimin taraftarı da olmadığını görülüyor. 

Peki ne olacak? İşte bugünkü görüşmede bunun kararı verilebilir. MHP seçim hükümetine HDP olacağı için kesinlikle karşı. Bu durumda Meclis Başkanlığı seçiminde olduğu gibi AKP’nin kuracağı bir azınlık hükümeti oylamasına katılmayarak destek verebilir. 

Şu anda koalisyon hükümeti için umutlar yok denecek kadar az, seçimin nasıl yapılacağı da tam bir muamma. Gözler 14.00’de yapılacak görüşmede… 

Nafile bir görüşme mi olacak, az da olsa umut var mı? Bekleyip göreceğiz… *

HABERİNİZ VAR MI, SİSTEM DEĞİŞMİŞ!

7 Haziran seçimi öncesinde Türkiye’yi adım adım dolaşıp “başkanlık sistemi” için destek isteyen Erdoğan, AKP’den bile çok fazla destek alamamıştı. Önce “400 milletvekili verin bu iş olsun” demiş ardından bunu 330’lara kadar düşürmüştü.  Ancak AKP 258 milletvekilinde kalınca “başkanlık sistemi” unutulup gitmişti.

Ancak unutmayan birisi vardı. O da Erdoğan. 

Erdoğan not edilmesi gereken ve ileride çokça tartışılacak ifadeler kullandı. Biz de “beyler” diye başlayan sözlerini buraya not edelim.

“İster kabul edilsin ister edilmesin. Türkiye’de yönetim şekli değişmiştir. Artık bu ülkede sembolik değil fiilen gücü olan bir cumhurbaşkanı var. Şimdi yapılması gereken; bu fiili durumun yeni bir anayasa ile netleştirilmesi ve kesinleştirilmesi…”

Meğer parlamenter sistem değişmiş. Milletin de böylece haberi olmuş oldu. Bu da Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile olmuş. Oysa, bunun için anayasanın değişmesi gerekiyor, anayasa ise orta yerde duruyor. Şu an içinde anayasayı değiştirecek bir ortam ve milletvekili sayısı da yok.

Öyle anlaşılıyor ki, Erdoğan seçime kadar bunu söylemeyi sürdürecek. Seçimden sonra yapmadığı açılışlara devam edecek.

Okunma Sayısı: 2126
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Karayel

    17.8.2015 00:25:26

    Burasi Almanya'mi iki büyük parti basiret ve sorumluluk gösterip halkinin mesajini 1) Anlasin 2) Halkina yüksek saygisindan istemese de böyle bir koalisyonu vatan, millet cikarlari icin kursun. Evet, Almanya secim sonrasinda paralel bir secim tablosu vardi Türkiye'deki HDP gibi ne Hristiyan Demokratlarin ne de Sosyalist Partinin koalisyon kurmaya yanasmayacagi komünist genetikli eski Dogu Almanya zihniyetini tasiyan bir parti. Türkiye'de ise basiret, vatan, millet sevgisi, saygisi YOK. Enaniyet, makam sevdasi ve riyakarlik FIRAVUNLARINKINI gecmis. Koalisyon asla mümkün degil! Türkiye'de koalisyon olmanin ön sartlari yok,. Medenilik, demokratlik, basiret sahipligi, vatanina ve milletine saygi, sorumluluk bilinci. Bunlar YOK Kemalizmin bir zamanlar Din ve Müslümanlara mücadelesinde bu yolda 30 bin insan ölse deger demesi gibi, insan, polis, asker canina önem vermeyen buna mukabil kendi cikar odaklarinin ve evladi iyalinin kilina zarar gelmesine razi olmayanlar var meydanda.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı