"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ne olacağı kestirilemeyen bir döneme girildi

Mehmet KARA
06 Mayıs 2017, Cumartesi
Referandumun üzerinden 20 gün geçmesine rağmen sonuçlar üzerindeki tartışmalar bitmedi.

Yüksek Seçim Kurulu’nun 18 maddenin yüzde 51.41’le kabul edildiğini açıklayıp Resmî Gazete’de yayınlanmasından sonra üç madde hemen yürürlüğe sokuluyor.

HSYK’nın adındaki “yüksek” kelimesi kaldırıldı. Meclis tarafından HSK’ya seçilen 7 üyelik için müracaatlar başladı. Geri kalan 4 üyeyi cumhurbaşkanı belirleyecek. Adalet Bakanı ve Müsteşarı da “doğal üye” olduğu için toplam 15 üyeli yeni HSK bir ay içinde yeni yapısına kavuşacak.

Askerî yargı kaldırılıyor. Anayasa Mahkemesi’nin askerî üyesinin görevine son verilecek. Diğer üyelerin görev süreleri bitince yeni üyeler seçilecek… Değişiklikle Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 13’ünü Cumhurbaşkanı atayacak.

Hemen uygulanacak üçüncü değişiklik ise, Cumhurbaşkanı’nın partisine üye olmasının yolunun açılması... 2 Mayıs’ta Erdoğan AKP’ye üye oldu. 21 Mayıs’ta yapılacak olağanüstü kongrede de genel başkan olacak.

* *  *

16 Nisan halkoylamasından önce hep dikkat çekildiği gibi partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçildiğinde görüldü ki, sistem tam Türk tipi… (Zaten Erdoğan da bu sisteme “Türk tipi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” demişti.)

18 maddeden 15’i 3 Kasım 2019 tarihinde yürürlüğe girecekken, şu anda bir “partili cumhurbaşkanlığı sistemi”ne fiili olarak geçildi. Bu durumun 2.5 yıl daha devam etmesi durumunda neler olacağını kestirmek hayli zor.

21 Mayıs’ta yapılacak AKP olağanüstü kongresinde partinin yetkili kurullarında ciddi anlamda değişiklikler yapılmasına kesin gözüyle bakılırken,Bakanlar Kurulu’nda da revizyona gidileceği konuşuluyor.

Şu anda parlamenter sistem hâlâ devam ettiği için başbakanın ekibini kurması beklenir. Yeni sistem yürürlükte olmamasına rağmen partinin genel başkanı olacak Cumhurbaşkanının hem partinin yetkili organlarından hem de bakanlar kurulu üyelerinin seçiminde etkisinin büyük olması dönemin garipliklerinden olacak. Zira daha 2.5 yıl daha başbakanlık makamı kalacak olmasına rağmen etkisinin neredeyse sıfırlanması da dönemin ilginçliklerinden olacak…

Cumhurbaşkanı aynı zamanda partisinin genel başkanı olacağı için vali ve kaymakam ile, AKP’nin il ve ilçe başkanları aynı makam tarafından belirlenmesi dönemin bir başka enteresan durumu olarak ortaya çıkacak. Vali ve kaymakam bir bakıma o il ve ilçe de cumhurbaşkanının temsilcisi olurken, partinin il ve ilçe başkanı da aynı zamanda genel başkan olan cumhurbaşkanının partisinin o il ve ilçedeki temsilcisi olacak. Valiler atama ile, belediye başkanı ise seçilmiş olacak. Bu durumda seçilmiş mi, atanmış mı üstün olacak?

Bir diğer merak edilen durum ise, Erdoğan’ın mesailerinin tanziminin nasıl olacağı… Mesela, partisinin grup toplantısını geçtiğimiz hafta yaptığı gibi hep partide mi toplayacak, yoksa hep yapıla geldiği gibi Meclis’te mi?

Özetle Türkiye, kimsenin ne olacağını tam olarak kestiremediği bir döneme girdi.

* * *

Saadet Partisi’nin Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun sözleri ile yazımızı noktalayalım: “Sanki yeterince derdimiz yokmuş gibi, şimdi yeni bir kutuplaşmanın önü açılıyor, bunun endişesini taşıyoruz. Ancak, ‘Ak Partili bir Cumhurbaşkanı’ çok açıktır ki; Cumhurbaşkanının tarafsızlığına gölde düşürecektir. Bütün milleti temsil etmesi gereken makam üyelikle birlikte istesek de istemesek de Ak Parti’yi temsil eden makam olarak algılanacaktır…”

Anlaşılan o ki, “tarafsızlık ilkesi” bundan sonra hep tartışılacak…

Okunma Sayısı: 4030
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    6.5.2017 16:59:53

    ( .) Böyle bir dönemde asıl ve mühim mesele; ciddi ve müessir ,hür ve demokrat misyona sahip bir muhalefet blokunun şahsi manevi suretinde tezahür edememiş olmasıdır. Korkarım ki 7 Haziran sonrasında ortaya çıkan ve bunu, millet ve memleket hesabına fırsata dönüştüremeyen aynı muhalefet blokunun, %49'luk Hayır'ı da aynı şekilde 'işe yaramaz hâle getirecek olmasıdır. Artık miadını ve ömrünü doldurmakta olduğu referandum ile ortaya çıkan iktidarın, yeni sistemde Türkiye'ye verebileceği yeni şeyler de yok gibidir. Olsaydı asrın gerisinde kalmış, garabet ve belirsizliklere gebe, ucube bir sistemi "'yeni 'diye takdim etmezlerdi. Şu anda ülkede siyasî, ekonomik ve içtimai tıkanıklığı açacak hürriyeçi, medenî ve demokrat fakat 80 milyona hitap edecek güçlü ve müessir, doğru, samimi ve şeffaflık üzerine müesses bir muhalefet blokunun işe vaziyet etmesidir. Kan kaybediyoruz.

  • Özcan Erkiş

    6.5.2017 16:23:32

    ( 2 ) Bir de işin belirsizlik yönü var ki, o daha da kötü. Çünkü belirsizlik, hem ekonomik hem sosyal güven ve istikrarı menfi yönde etkileyecektir. Zaten OHAL darbe rejimiyle demokratik hukuk devletini askıya almış vaziyetteyiz. Temel hak ve hürriyetlerin gasp derecesinde kısıtlandığı antidemokratik bir ortam mevcut. Üstüne bir de ucube yeni sistemden kaynaklanacak garabet ve belirsizlikleri de ilave edince, meseleler hem büyüyecek hem içinden çıkılmaz bir hâl alacaktır. Peki fatura kime çıkacak? Elbetteki milletin tâ kendisine. Yâni hem evet hem hayır diyenlerin tamamı olan 80 milyona! Böyle bir garabeti ve belirsizliği netice verecek bir sistem değişikliğine, millet adına kim yahut kimler karar verdi? Fayda, zaruret yahut maslahat ve menfaat bunun neresinde? İnşâallah 'ah keşke! ' demeyiz!

  • Özcan Erkiş

    6.5.2017 16:10:02

    ( 1 ) Sayın Kara, yerinde ve haklı tespitlerinize aynen katılıyoruz. Garabet ve belirsizlik içiçe geçmiş, tuhaf bir süreç yaşıyoruz. Garabet olan şu ki, 2019'da yürürlüğe girecek bu sistemde, daha şimdiden CB. partili ve muhtemelen 21 Mayıs'tan sonra da parti genel başkanı olacak. Eski sistem hâlâ yürürlükte iken ve CB'nin "tarafsızlık yemini" varken bunları nasıl bağdaştıracağız.? Reisi Cumhur mu, reisi parti mi diyeceğiz meselâ? Hem mesela iktidar partisi taraftarları "cumhurbaşkanımız! " derken sair partililer aynı kelimeyi kullanacaklar mı? Daha ne gibi garabet yaşayacağız şimdilik bilmiyoruz. Ama garabetler yaşayacağımızı biliyoruz. Hem de bitmek bilmeyen kısır tartışmalarla....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı