"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Niye var bu Sayıştay?”

Mehmet KARA
12 Ekim 2020, Pazartesi
Sayıştay’ın açıkladığı raporlar gündemdeki yerini korurken, Bakanlıklar ve kamu idarelerindeki mali konularda yaşanan usulsüzlükler de bir bir ortaya çıkıyor.

Sayıştay, Anayasa’da düzenlendiği şekliyle, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını “Türkiye Büyük Millet Meclisi adına” denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevli malî bir organ. 

Medyada çıkan haberler üzerine RTÜK’ün yaptığı bir açıklamada, “Henüz sonuçlanmamış Sayıştay raporlarını kullanarak devlet kurumlarını yıpratmaya yönelik habercilik anlayışından vazgeçilmelidir” denilmesi Meclis’te sert tartışmalara neden oldu. 

Meclis Genel Kurulu’nda gündem dışı konuşan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Sayıştay raporlarının tam bir facia olduğunu belirtirken, “Sayıştay raporları devletin çürüdüğünü tescil ediyor. Biz bunları sümen altı yapmamalıyız” derken ilginç bir öneri ortaya attı. “Sayıştay’ı kapatalım, olsun bitsin. Niye var bu Sayıştay?”

Anlaşılan o ki, Sayıştay’ın raporu rahatsızlık vermeye devam edecek. Önümüzdeki günlerde bütçeyle birlikte TBMM Plân ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek olan bu raporlar epey kişinin canını sıkacak.  

Bu safha, birilerinin çıkıp “Türk tipi partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine uygunluğu” açısından Sayıştay’ın da yeniden yapılandırılmasını isterse sürpriz olmayacaktır… 

*** 

İZAHA MUHTAÇ DEĞİL Mİ? 

Sayıştay raporlarının Meclis gündeminde konuşulmaya başlanmasına bir örnek verelim. 

Meclis Genel Kurulu’nun açık olduğu günlerde milletvekillerine birer dakikalık konuşma süresi veriliyor.

Bursa Milletvekili Erkan Aydın da Sayıştay raporlarına göre Sağlık Bakanlığı bütçesinin önemli bir kısmının kusurları nedeniyle davalara gittiğini hatırlatarak, “2018 yılında 125 dava açılmış, 2019’daki davalarla birlikte toplam 31 milyon 290 bin 211 TL, kusurlar nedeniyle dâvâlara gitmiş. Şimdi, buradan Sayın Bakana soruyorum: Bu kusurlar nelerdir? Vatandaş neden bu kadar fazla dava açmış ve Bakanlık bu kadar yüksek tazminata mahkûm olmuştur?” sorularını sıralıyor. 

Sağlık Bakanlığı bu sorulara cevap verir mi, bilemiyoruz ama gerçekten de izaha muhtaç… Milletin vergi olarak verdiği paralarının nereye gittiğini öğrenmeye hakkı yok mu? 

*** 

6-8 EKİM OLAYLARI AYDINLATILMALI 

Meclis’in açılmasıyla birlikte siyasi partilerin, pandemi nedeniyle izleyicisiz, grup toplantıları da başladı. CHP, İYİ Parti, HDP ve MHP’nin grup toplantıları olurken AKP Grup Toplantısı yapılmadı. 

MHP Genel Başkanı Bahçeli, “6-8 Ekim olaylarıyla ilgili yürütülen soruşturmanın ucu nereye dayanıyorsa dayansın oraya kadar gidilmeli” diye konuştu. 

Aynı gün Meclis Genel Kurulu’nda HDP’nin, Kobani olaylarının araştırılması için verdiği Meclis Araştırma Önergesi AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi. Araştırma önergesinde iktidar kanadının katılmadığı bazı tarafları olduğu için bu önergeye ret oyu verilmişse, düzeltilmiş yeni bir önerge verip olayların araştırılması gerekmez mi?

6-8 Ekim olaylarıyla 53 kişi vefat etmiş yüzlerce resmî bina tahrip edilmişti. 6 sene geçmesine rağmen bu olaylar aydınlatılmayı bekliyor. O zaman iktidardan beklenen Meclis’e verecekleri araştırma önergesiyle bu olayların araştırılması ve açığa kavuşturulması değil mi? 

*** 

TARİH NEYİ YAZACAK? 

Bütün dünya gibi ülkemizi de kasıp kavuran koronavirüs salgını, Sağlık Bakanlığı’nın her gün açıkladığı koronavirüs tablosu ile de gündemde… Bakan Fahrettin Koca’nın, “Her vaka hasta değildir” sözünden sonra alevlenen “tabloya güvensizlik” tartışmalarına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Sayın Bakanımız Fahrettin Koca Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, pandemiyi dünyaya örnek olacak şekilde yönetmeye devam ediyor. Başarılarını tarih yazacak” diyerek Sayın Koca’ya desteğini açıkladı. 

Bakan Koca da “İçişleri Bakanımız, pandemide yakın mücadele arkadaşım Süleyman Soylu’ya teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, kabine üyelerimiz, devletimizin tüm yönetim birimleri ve milli beraberlik ruhuyla sonuca ulaşacağımıza inanıyorum. Tarihin yazacağı bu beraberlik olacak” diyerek teşekkür etti. 

İki bakan arasındaki bu mesajlardaki “Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki” sözü dikkat çekerken, tarih beraberliği mi, yoksa Sayın Koca’nın başarılarını mı yazacak onu da gelecek kuşaklar görecek…

Okunma Sayısı: 2501
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    12.10.2020 00:07:36

    İki bakan arasındaki paslaşmalar tıpkı 'BOZACININ ŞAHİDİ ŞIRACI,sözüne tıpatıp uyuyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı