"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Normalleşme nasıl olur?

Mehmet KARA
30 Temmuz 2017, Pazar
20 Temmuz 2016 tarihinde ilân edilen Olağanüstü Hal (OHAL) bir yılını doldurduktan sonra 4. kez uzatıldı. OHAL sonrası Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de askıya alınmıştı.

Muhalefet partisi olmasına rağmen hükümetin neredeyse bütün icraatlarını tasvip eden, 18 maddelik anayasa değişikliğini ve 18 yine maddelik içtüzük değişikliğini beraber hazırlayan MHP’nin genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin OHAL’i hükümetten daha fazla desteklediği malûmunuz.

Bahçeli şimdi, “Normalleşmemiz ve demokrasimizi zenginleştirmemiz gerekiyor” diye bir açıklama yaptı.

Peki, Türkiye’nin normalleşmesi yani, “olağan hal”e geçmek için olağanüstü halin kaldırılması gerekmez mi? Demokrasimizi geliştirmenin yolu da buradan geçmiyor mu? Bunların cevabı verilebilmeli…

* *  *

“NEZAKETSİZ!” POLEMİĞİ

Tuğrul Türkeş’in yeni kabinede yer almaması değişik yorumlara sebep oldu. 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP tek başına iktidar olamayınca, koalisyon hükümeti kurma çalışmalarına girişilmişti. Koalisyon kurulamayınca da dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu muhalefet partilerinden bazı isimlere bakanlık teklif etmiş, bu isimlerden Tuğrul Türkeş bakanlığı kabul etmişti. Türkeş sonrasında AKP’den milletvekili seçilmişti. Türkeş bu dönemde partisinden de (MHP) ihraç edilmişti.

Türkeş kabineye giremeyince, bunun AKP-MHP yakınlaşması sonrasında Bahçeli’nin istediğinin olduğu kulislere yansımıştı. Türkeş’in bakan olamamasında bunun etkisi ne kadar oldu bilemiyoruz. Bahçeli’ye, Türkeş’in kabine dışı kalması sorulunca, “Gidişinden haberimiz yokken, gelişimizden nasıl haberi olacak? Onu Ahmet Davutoğlu ölçüsüyle birilerinin izah etmesi lâzım” diye bir açıklama yapması Davutoğlu’nu hayli sinirlendirmişe benziyor.

Davutoğlu, Bahçeli’ye cevap verirken, “Her zaman yaptığı gibi nezaketsiz bir şekilde şahsım üzerinden gündem değiştirme çabasına girmiştir” diye sert ifadeler kullanırken, “Bahçeli ise uzlaşmaz tavrının karşılığını sandıkta görmüş ve MHP parlamentoda dördüncü parti konumuna gerilemiştir” ifadeleri polemiği daha da büyüttü.

Hele hele eski başbakan, AKP Konya milletvekili Davutoğlu, bu sözlerinin ardından, “Hal böyle iken Sayın Bahçeli’nin kendi parti içi meselelere dair sorular karşısında kendi sorunlarıyla yüzleşmek yerine şahsımı hedef göstermesi, insanî olgunluğa, siyasî ahlâka ve öncülüğünü yürüttüğü siyasî geleneğe yakışmamaktadır. Sayın Bahçeli’den beklenen, nezaketten ve siyasî olgunluktan yoksun tavırlar yerine kendi sorunlarıyla yüzleşme cesaret ve erdemini göstermesidir” diye devam etmesi de kavgayı iyice kızıştırdı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, Davutoğlu’nun açıklamalarına ilişkin zehir zemberek bir cevap verdi. Bunları biz burada yazmayalım…

Peşinden, tartışmanın odağında olan Türkeş, bir taraftan cevap vermeyeceğini söylerken, diğer yandan, “Bir kere sarhoşların seviyesine inemem bundan dolayı açıklama yapamam. İkincisi de o dönemde yapılanlar ile ilgili sanıyorum ki partim beni savunacaktır” demesi de yeni partisine göndermede bulunması da ilginçti.

Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Türkeş’in sözlerine karşılık ki, “Tabiî ki sahip çıkacaklarını” söylerken, “AK Parti ile MHP arasında liderler düzeyinde herhangi bir sorun söz konusu değildir” dedi. Ancak polemiğe girenler arasında yer alan Davutoğlu’nun ismini zikretmemeyi tercih etti.

Bakalım, Bahçeli bu sözlere cevap verir mi bilemiyoruz, ama partisinden “tam destek” gelmemesi de Davutoğlu’nu düşündürüyor olmalı… Şüphesiz ki, üzülmüştür de…

* *  * 

HAK, HUKUK, ADALET…

Meclis, AKP ve MHP’nin ortak hazırladığı içtüzük değişikliğini tamamladıktan sonra 1 Ekim’e kadar tatile girdi.

Gece yarılarına kadar devam eden içtüzük değişikliği görüşmeleri başlamadan önce gündem dışı konuşmalar oldu… Beşer dakikadan üç gündem dışı konuşma yapılırken 15 milletvekilinin de 1’er dakikalık gündem dışı konuşmaları oldu.

Bu hafta bir milletvekili bu 1 dakikasını sadece bir cümleyi tekrar ederek doldurdu. 

Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer yaptığı konuşmada, “Hak, hukuk, adalet; kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!” cümlesini 7 kez tekrarlarken, CHP sıralarından da aynı cümle bir kez daha tekrarlandı.

Böylece, bir konuşma içinde “Hak, hukuk, adalet; kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!” cümlesi de tarihe not düşülmüş oldu.

* *  *

SEVİNCİNİN SEBEBİ…

Tutuklu gazeteci Nazlı Ilıcak’ın oğlu Mehmet Ali Ilıcak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini kabul edip görüşmesinden son derece mutlu olmuş ve bu mutluluğunu, “Allah nazarlardan saklasın, cumhurbaşkanımıza hayran kaldım, annem yüzünden beni cezalandırmadı” diye sosyal medyada paylaşmış.

Neresinden baksanız, sorunlu cümle… Bir kere bir kişinin suçu ile başkası cezalandırılamaz. İkincisi de, Nazlı Ilıcak’ın yargı süreci devam ediyor, beraat ederse bir evlât olarak annesinin yüzüne nasıl bakacak?

Okunma Sayısı: 3728
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı