"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Osmanlıca dersi üzerinde koparılan fırtına!

Mehmet KARA
15 Aralık 2014, Pazartesi
Geçtiğimiz haftalarda toplanan Millî Eğitim Şûrâsı’nda birçok konu konuşuldu ve tavsiye kararı alındı.

Ancak bu kararların birçoğu eğitimi çok daha fazla ilgilendirmesine rağmen karma eğitim ve Osmanlıca dersi meselesi daha fazla tartışıldı. Hâlâ da tartışılmaya devam ediliyor.

Karma eğitim ve Osmanlı dersi elbette önemli, ama bunların üzerinde tartışma “siyasî ve ideolojik” olunca gerçek anlamda faydalı bir tartışma da yapılamıyor.

Bu tartışmalar yapılırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsteseler de istemeseler de öğretilecek” sözü tartışmayı daha da alevlendirirken, Başbakan Davutoğlu’nun, “İsteyen seçer istemeyen seçmez” sözü bile Erdoğan’ın bu sözü üzerinden tartışılmasını engelleyemedi.

Bu arada şu da unutulmamalıyız. Bir önceki Millî Eğitim Şûrâsı’nda alınan “tavsiye kararları”ndan ancak çok azı uygulanabilmiş.

Yani bunun uygulanıp uygulanmayacağı belli dahi değilken, imam hatipler ile sosyal bilimler lisesinde okutulacağı konusunda “tavsiye kararı” alınmışken koparılan fırtınayı anlamak mümkün değil.

Diğer yandan da insan fıtratı gereği kendisine “dayatılan” bir şeyi kabul etmez. Tercihi insanın kendisine bırakmak en doğru olan yöntemdir. Seçmeli ders olarak konular Kur’ân-ı Kerîm ve Siyer derslerinin en çok tercih edilen dersler olması da bunu gösteriyor.

Topluma bir şey dayatmak patlamalara neden olabilir, faydalı olan şeyin kabul edilmemesini netice verebilir. Demokrasinin gereği de budur.

Kanaatimizce de, Osmanlıca dersinin seçmeli olarak konulması Kur’ân-ı Kerîm ve Siyer’den sonra en çok tercih edilen ders olacaktır…

Özellikle seçim dönelerinde yapılan kutuplaştırıcı konuşmaların toplumu ne hale getirdiğini tecrübelerle gördük. İnsanlar sokaklarda, hatta ev ortamındaki tartışmalarının ne boyutlara geldiğini müşahede ettik. Bu yüzden böyle emr-i vaki değil, tercihin insanlara bırakılması bu tartışmaları da asgariye indirir.

Anlayan var mı?

Bedelli askerlik Meclis’ten geçti. 2011’de 30 milyon olan bedel, 18 milyona indi. Taksit yapılmayacak tek seferde ödenecek.

Fakat Kanun Meclis Genel Kurulu’nda görüşülürken sürpriz bir teklif verildi ve bu da müjde (!) olarak ifade edildi. Buna göre, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sağlık dolayısıyla haklarında verilen askerliğe “elverişli olmadıklarına dair kararlar”dan dolayı askerlik hizmetinden muaf tutulanlar da istekleri halinde yaş şartı aranmaksızın bedelli askerlikten faydalanabilecekler!

Yani, “Çürük raporu alanlar” da bedelliden yararlanacak…

Bizim anlamadığımız çürük raporu alın birisi zaten askere gitmeyecek, peki askere gitmeyecek olan kişi neden 18 milyon lira versin? 

Bunu anlayan var mı?

Saray tartışmalarına devam

Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili ilginç tartışmalar ve eleştiriler yapılmaya devam ediyor. En son olarak da CHP Genel Başkanı Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Meclis’e 1000 oda için 1000 soru önergesi verip, cevap istemesi dikkat çekti.

Saray konusu bütçe görüşmelerine da damga vuruyor. Genel Başkanların konuştuğu ilk gün olduğu gibi “Genel Kurul’daki değişik kurumların bütçelerinin görüşülmesi de sırasında sık sık gündeme getiriliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, söylenenlerin umurunda olmadığını söylüyor ancak, peşinden de, eleştiri getirenleri “Burası Tayyip Erdoğan’ın sarayı değil. Burası Türk milletinin sarayıdır” diyerek eleştirilere cevap veriyor.

Zaten kimse oranın Erdoğan’ın sarayı olduğunu söylemiyor ki… İnsanlar, sarayın büyüklüğünü, yapılan masrafı, lavaboların ve tuvalet taşlarının, bardakların ve koltukların bu kadar lüks ve pahalı olmasını eleştiriyor. Elbette orası kimseye baki değil… Erdoğan gider, başkası gelir, oturur.

Saray’la ilgili ilginç bir açıklamada TOKİ’den gelmişti Mimarlar Odası Ankara Şubesi, resmî yazıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’ndan Saray’ın maliyetlerini istemiş. TOKİ’den gelen cevap ise şaşırtıcı... TOKİ, resmi yazıyla verdiği cevapta bilgi ve belgelerin zamanından önce açıklanması halinde ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar vereceği (!) açıklamış. Sonrasında da Mimarlar Odasının kanunlardaki durumu tartışılmaya başlandı!

(Anlaşılan, yaklaşık 1.4 milyar liraya mâl olduğu söylenen Saray’ın maliyeti daha yüksek ki, açıklandığında ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verecek!)

Saray’la ilgili tartışmalar her fırsatta devam edeceğe benziyor. Erdoğan, Saray’ın 1000 odalı olmadığını bin 150 küsur odasının olduğunu açıklaması da dikkat çekiciydi. Bu açıklamadan da anlaşılıyor ki Saray’ın maliyeti 1.360 milyondan daha fazla...

Sarayla ilgili her gün yeni bir şey öğreniyoruz. Tartışıla tartışılan her şey bir gün gün yüzüne çıkacaktır…

Hem ne diyor Cumhurbaşkanı… “İtibardan tasarruf olmaz, gelenler gidenler oraya bakıyor…” Hem diyor ki, “Başka devletlerin saraylarının restorasyonu için daha fazla masraf yapılmış…”

O zaman hadi artık dağılabiliriz…

Okunma Sayısı: 1610
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı