“Cumhurbaşkanlığı sistemi”ni içeren 18 maddelik anayasa değişiklik paketi 13 gün sonra Cumhurbaşkanlığına gönderildi. Paketin, Erdoğan tarafından onaylamasına kesin gözüyle bakılırken, imzanın ardından 60 gün sonraki ilk Pazar günü referandum yapılacak.
Nisan ayında bir seçim yapılmayacak, bir sistem değişikliği oylanacak. Türkiye’nin parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı sistemine geçmesi için bir referandum yapılacak.
Bu yüzden bu meseleye bir parti meselesi gibi yaklaşmamak, yeni sistemin ülkenin ve milletin hayrına olup olmayacağına bakarak oylama yapılması lâzım.
Demokrasi daha ileriye mi gidecek? Hürriyetler genişleyecek mi? Darbe anayasasının ruhu değişecek mi? Devleti değil, milleti mi önceleyecek? Milletin hangi meselesine çare olacak? Bu ve benzeri soruların cevabını bularak sandığa gitmemiz lâzım.
***
Bu minvalde bir kaç soru sorulalım, cevabını bulmaya çalışalım. Bunu yaparken de birbirimizi suçlamayalım, hakaret etmeyelim, hain ilân etmeyelim, kutuplaştırmayalım. Sakin ve sükûnetle cevap verelim…
- Seçilme yaşının 18’e inmesinin faydaları nelerdir? (18 yaş lise çağıdır.)
- Milletvekili sayısının 550’den 600’e çıkmasının faydası nedir?
- Cumhurbaşkanının aynı zaman bir partinin genel başkanı olması “tarafsızlığı”na gölge düşürmez mi?
- Bakanları ataması, milletvekili adaylarını belirlemesi, üst düzey atamaları yapması dikkate alındığında Cumhurbaşkanına bu kadar yetki verilmesi doğru mu?
- Bakanları direkt cumhurbaşkanı belirlerken, Meclis’ten onay almayacak olunması bakanların milletten kopmasına sebep olmayacak mı?
- Bakanlar için gensorunun kaldırması, hükümet için güvenoyunun aranmaması sıkıntı meydana getirmeyecek mi?
- Seçimle gelen milletvekilinin bakan olması durumunda vekilliğinin düşecek olması demokrasiye ne gibi bir katkısı olacak?
- Cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 13’ünü, içinden yüksek kelimesi çıkartılan Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 13 üyesinden 5’ini belirleyeceği için yargı bağımsızlığına gölge düşünmeyecek mi? Değişikliğinin birinci maddesine “bağımsız” ibaresine “ve tarafsız” ibaresi eklenmesi bağımsız ve tarafsız olmasına yeterli olacak mı?
- Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri seçimle gelirken, Cumhurbaşkanına vekâlet edecek yardımcıları milletin oyuyla gelmeyecek... Cumhurbaşkanının seçeceği kişiler ona vekâlet edecek. Gerektiğinde seçim kararı bile alabilecek? Bu millet iradesinin güçlenmesi anlamına mı gelir?
- Cumhurbaşkanı’nın Olağanüstü Hal (OHAL) ilân etmesi, Kanun Hükmünde Kararnameler çıkarması sıkıntı olmayacak mı? Buradan sürekli OHAL altında yaşamayı kabul edileceği anlamı çıkmaz mı?
Önce bu ve benzerî sorulara cevap bulmaya çalışalım.
Yoksa, bu ve bunun gibi bir sorunun cevabının bulmadan, sloganlara aldanarak, “o yaptıysa bir bildiği vardır” diyerek sandığa gitmek en başta demokrasiye inancı zayıflatır.
* **
GERÇEKTEN ÖYLE Mİ?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı, gazeteci İlnur Çevik, anayasa değişiklik teklifi ile ilgili görüşlerini açıklarken, “Şimdi cumhurbaşkanımız diyor ki; ben üstümdeki yetkileri devretmeye, sorumlu olmaya hazırım. Yani burada Cumhurbaşkanımızın esasındaki elindeki nimetleri bırakmak taraftarı. Nimetler, bu sınırsız yetkiler… Cumhurbaşkanımızın yetkileriyle Meclis’in yetkileri dengeli” demiş. (Hürriyet. 1.2.17)
Gerçekten öyle mi olacak, yoksa tam tersi mi?
Bakanları ve üst düzey memurları atayan, milletvekilleri listesini belirleyen, hem cumhurbaşkanı, hem parti başkanı olan, Anayasa Mahkemesi ve HSYK’daki atamaların çoğunluğunu yapan bir insan yetkileri azalmış mı artmış mı oluyor? Siz karar verin…