Referandum sonucunun yüzde 51.41 çıkmasından sonra AKP’yi destekleyen medya içindeki tartışmalar ilginç boyut kazanıyor.
Yüzde 60 “evet” çıkmasını bekleyen ancak bu beklentileri gerçekleşmeyenler birbirine düştüler. Bu tartışma ibretlik bir boyut ta kazandı. “İslâmcılık yarışı” üzerinden yapılan tartışmalar bazı yazarlarının işine son vermeye kadar uzandı.
Bu tartışmaya bir de Mavi Marmara üzerinden tartışma eklenince ayrışma ve birbirlerini ağır şekilde eleştiriler başladı. Tartışmalarda iplikler pazara çıkmaya da başladı.
Birbirlerini “ihanet”le suçlamaya varan tartışmada özellikle eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan eski yardımcılarından Bülent Arınç’ın isminin de karıştırılması da tartışmalara farklı bir nitelik kazandırdı. Siyasetçiler arasında kavga da dahi söylenmeyecek sözler sarf ediliyor.
Arınç için “parti kuracak” iddiaları ortaya atılırken, “Parti kurma gibi bir çalışmam yok. Kendimi şu an çok iyi bir AK Partili olarak görüyorum. Bizi tahrik edenler var, parti kurmayacağız. Bizi baskı altında tutmaya çalışanlar var. Onlar da şimdi birbirine düştü. Ben 4 tane partisi kapatılmış bir insanım. Biz artık şerbetliyiz” şeklindeki açıklamada “onlar” derken kimleri kastettiği merak edildi.
«««
“BAŞBAKANA YALVARIYORUM!”
Etkili görevde olduğu dönemde “AKP’nin vicdanı” olarak nitelendirilen Arınç’ın bir açıklaması ise dikkat çekti. “3 ay oldu OHAL İnceleme Komisyonunun kurulacağının duyurulması. Ancak hâlâ faaliyete geçmedi. Rica ediyorum hükümetten. Bunun bir an önce hayata geçmesinde fayda var. Başbakan Binali Yıldırım’a bu açıdan yalvarıyorum” sözleri ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin “Türkiye ilk fırsatta OHAL’den kurtulmalı” sözleri yan yana getirildiğin de kurulmasına 23 Ocak’ta karar verilen ‘Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’nu hatırlattı.
Kanun Hükmünde Kararname’ye göre, komisyonun üyelerinin 23 Şubat’a kadar belirlenmesi gerekiyordu. Ancak kuruluş tarihi olan o tarihten bu yana 3 aydan fazla bir zaman geçti hâlâ kurulmadı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Mart ayının sonunda “Bu hafta kurulabilir” açıklaması yapmıştı Nisan ayı da bitti, ama hâlâ kurulabilmiş değil.
Şunu da not edelim. OHAL’in ilânından bu yana yayınlanan kararnamelerle 10 binden fazla kurumun kapatıldığı, yüzbinin üzerinde memurun ihraç edildiği, onbinlerce memurun açıkta olduğu düşünüldüğünde bu komisyonun ne kadar mağduriyetleri sonlandırabileceği ve bu işin altından nasıl kalkabileceği ayrı bir tartışma konusu…
Komisyonun kurulduğu günlerde, “Geç kalan adaletin adalet olmadığı”nı söyleyen Başbakan Yıldırım, komisyonunun kurulamamasını referandum kampanyalarına ve güvenlik soruşturmasının uzun sürmesine bağlıyor. Yıldırım, Arınç’ın sözlerini dikkate alır mı bilemiyoruz. Ancak komisyonun kurulması geciktikçe mağduriyetlerin uzadığı da ortada…
Bu noktada, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’un, “Kurulması dahi, yılan hikâyesine dönen OHAL Komisyonları’nın, bu şartlar altında sağlıklı kararlar vermesini beklemek de zordur. Mevcut kriterler ortada dururken, OHAL Komisyonu nasıl karar verecektir” sözlerini de hatırlatalım.
«««
RAPOR DÖRT AYDA YAZILAMADI!
15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra kurulan ve üç ay süren çalışmalarını 4 Ocak 2017’de bitiren Meclis 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu raporu da hâlâ yazabilmiş değil. Yani üç ay çalışan komisyon raporunu 4 ay da yazamadı!
Anayasa değişikliği halk oylaması öncesinde Hürriyet’ten Murat Yetkin’in (11.04.2017) rapor yazılamamasının bir sebebini. Genelkurmay ve MİT’ten bir cevap gelmemesine bağlamıştı.
Haberden de anlıyoruz ki, Komisyon, iki kuruma da yazılı sorular sormuş, ama bugüne kadar henüz bir cevap alamamış.
Komisyon Başkanı Reşat Petek’in, “İfadelerinin olmayışı (Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadelerinden bahsediliyor) kamuoyunda raporun eksik bırakıldığı şeklinde düşünüldüğü noktada Genelkurmay’a ve MİT’e yazılar yazdık. MİT’ten henüz bir cevap gelmedi; göndermeyeceğiz diye bir cevap da gelmedi. Araya referandum girdi tabiî. Genelkurmay Başkanlığı’na da sorular yönelttik, oradan da gelmedi. Gelmesi beklentisi var tabiî” sözleri de dikkat çekiciydi.
Bu cevaplar gelmezse de raporu yazabileceğini söyleyen Petek’in, “Ama kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından her ikisinden de cevap gelmesini isteriz tabiî” sözlerinden de anlıyoruz ki MİT ve Genelkurmay’dan cevap gelmese rapor eksik kalacak.
Cevaplar gelir mi, gelirse raporda ne kadar yer alır bilemeyiz, ama “kendisinden çok şey beklenilen” komisyonun beklenileni vermediği de ortada.
«««
“İYİ ÖRNEK” Mİ DEDİNİZ?
Binali Yıldırım, “Meclis açılınca nasıl bir tablo bekliyorsunuz, gerginlik devam eder mi?” sorusuna, “Niye gerginlik olsun, ne sebep var? 3 günlük yalan dünya, neyimizi paylaşamıyoruz. Vatandaşa iyi örnek olmamız lâzım. Çocuklar bugün bize çok güzel ders verdiler” diye cevap vermiş.
Bu sözlere çok şaşırdık. Bu sözler siyaseten söylenmediyse, referandum kampanyasındaki üslûplar neydi? Şurası bir gerçek ki, ne çocuklardan ders alınıyor ne de vatandaşa iyi örnek olunuyor.