"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Referandumun ardından...

Mehmet KARA
17 Nisan 2017, Pazartesi
Türk tipi cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adı verilen 18 maddelik anayasa değişikliği için dün sandık başındaydık. Bu yazıyı yazdığımız saatlerde henüz sonuçlar açıklanmadığını için sonuçlar hakkında yorum yapmamız mümkün değil.

Referandum kampanyalarında göze çarpan ve dikkat çeken birkaç anekdot aktarmak istiyoruz.

***

“HAYIRA KARGALAR BİLE GÜLER” Mİ?

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ çıktığı bir televizyon kanalında program yapımcısının kinayeli “Bir konuda çalışma yapmamışsınız, şikâyetler var. Haklılar da! CHP’nin pankartını koparan karga ile ilgili nasıl bir işlem yaptınız?” şeklindeki sorusuna kahkahalar ile gülerek “hayıra kargalar bile güler” demişti.

Olay şuydu: CHP’li Muharrem İnce Yalova’da “hayır pankartı”nın kesildiğini iddia ederek, “Talimat verdim, kimsenin canını yakmayın dedim” ifadelerini kullanmıştı. Bu sözlerin ardından sosyal medyada “hayır pankartını kesen karga”nın görüntüleri paylaşılmıştı.

Bu durumun hatırlatılması üzerine, “Bu hayıra kargaların bile güldüğünü gösteriyor. Hayıra kimse müdahale etmiyor” diye cevap verdi.

Referandum kampanyalarının eşit şartlarda yapıldığını kim iddia edebilir ki?

***

İBRETLİK SAVUNMA

Referandumda “evet’i savunanların “tek adam” eleştirilerinin Mustafa Kemal ve İsmet İnönü dönemi ile savunmaları ibretlikti…

Sosyal medyada “18 maddelik referandum” şeklinde hazırlanan tek sayfalık paylaşım tablosunun son maddesindeki “Atatürk ve İnönü gibi RTE’de partisiyle ilişik kesmeyecek” bölümü de dikkat çekti.

Bu doğru bir tesbit…

CHP’li Mehmet Bekaroğlu’nun dediği gibi “Gazi de tek adamdı, İnönü de. Doğru da o zaman zaten tek parti vardı…”

Bu durumda şu sorular akla geldi: Türkiye’de 1946’da çok partili hayata ve demokrasiye geçilmedi mi? O tarihten sonra bir partinin genel başkanı aynı zamanda cumhurbaşkanı oldu mu?

Bu savunma, referandum kampanyalarının ibretlik savunmalarından birisi oldu.

***

SON ANDA “EVETÇİLER” ARASINDA KRİZ

Bugün nasıl bir sonuç çıkacak bilemiyoruz. “Hayır” çıkarsa “kandırıldık, aldatıldık” türü savunmalara hazırlıklı olalım. Bu tür sözlerin olacağı referanduma günler kala hem MHP hem de AKP’li yetkililerin beyanlarıyla ortaya çıkmıştı.

Referanduma 3-4 gün kala Cumhurbaşkanı danışmanlarının “eyalet sistemi”ni çağrıştıran açıklamalarına cevaben Devlet Bahçeli, “Şimdi ‘Eyalet sistemini getireceğiz’ diye bir danışman, Cumhurbaşkanı danışmanı olarak söylüyor ve Cumhurbaşkanı da buna ses çıkartmıyor, kabulleniyor ise o zaman iki gün içerisinde eyalet sistemine karşı olan, üniter yapıda düşüncesi olan ülkücülerin kararı ne olabilir? Bunları düşünmek lâzım” demişti. Ardından sosyal medyada “Bahçeli hayır diyor” paylaşımları başlayınca, Bahçeli’nin “Biz 16 Nisan’da millet için evet, devlet için evet diyeceğiz” sözleri genel merkezden paylaşılmıştı.

Erdoğan, “Ben ne diyorum, sen ona bak. Böyle bir şey yok, benden duydunuz mu? Yok” diye cevap vermişti. Başbakan Yıldırım ise, “Eyalete yol açacak madde varsa bugün bu görevi anında bırakacağım” demişti.

Mevcut anayasada muğlak ifadeler olduğundan hep şikâyet edilirdi. Görüldü ki 18 maddelik değişiklikte de muğlak ifadeler var.

***

MEĞER 1982 ANAYASASINA KİMSE “EVET” DEMEMİŞ!

12 Eylül darbecilerinin hazırladığı 1982 anayasasını savunan kimse kalmadı. Referandum kampanyasında neredeyse herkes 1982 anayasasına “hayır” dediğini söylerken de adeta bir yarışa da girdiler. “Evet verdik, ama hata ettik” diyene hiç rastladınız mı?

Darbe anayasasına yüzde 92 “evet” çıkmıştı. Bunları görünce insanın aklına, “Peki, yüzde 92’yi kim vermişti?” sorusu takıldı. Kampanyanın ibretlik olanlarından birisi de bu oldu.

***

BAKTIK OLMUYOR!

Cumhurbaşkanı danışmanlarının halkoylamasına günler kala çıkışları hayli ses getirdi. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, “Uygularız 3 sene 5 sene, baktık olmuyor, toplanır parlamento tekrar değiştirir” sözleri bunlardan birisiydi.

Sanki anayasa deneme yanılma tahtası…

Okunma Sayısı: 3326
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    17.4.2017 12:39:07

    (4) Tıpkı 82 Anayasasını bugüne kadar tartışdığımız gibi OHAL şartlarında yapılan 2017 referandumu da içine YSK'nın kararı da dahil edilerek hep tartışılacaktır. Önümüzdeki günlerden itibaren referandum neticesinin ilk icraatlarından olan partili cumhurbaşkanı ve HSK nun yeni yapılanmasıyla beraber yansımalarını görmeye başlayacağı. İnşâallah evet diyenlerin "yanılmışız! " dememelerini temenni ederiz. Zira 17 Nisan'dan sonra Türkiye'nin sanki dünyanın "en iyi"ve "en mutlu" ülkeleri arasında ilk 10'a giriverecekmiş gibi bir hava oluşturrdu. Tek adamlık sistemi, her derde deva-hâşâ - mucize bir ilaç gibi takdim edildi. Üstelik Ortadoğu başta olmak üzere dünyada bolca kötü örnekleri olduğu hâlde. Yine de Erz.İ. Hakkı Hz.lerinin dediği gibi diyoruz : "Hak şerleri hayreyler /Zannetme ki ğayreyler /Arif ânı seyreyler /Mevlâ görelim neyler /Neylerse güzel eyler."

  • Özcan Erkiş

    17.4.2017 12:20:10

    (3) Milli, vatani, tarihi, vicdani, insanî vazifemizi "Hayır" yönünde oy kullanarak yaptık. Vicdanen müsterihiz. Artık iktidar cenahının 17 Nisan'dan sonra muhalif ve muarızlarını şikayet edecek bir mazeretleri de kalmamıştır. Tam tersi yâni %51 Hayır çıksaydı, muhtemelen, 17 Nisan'dan sonraki bütün başarısızlıklarını hayır diyen muhalif ve muarızlara fatura edeceklerdi. Şimdi böyle bir mazeret de kalmadı. Artık SOS veren ekonomi, %13 'e gelmiş işsizlik, yaz-boz a dönmüş eğitim, dostların düşmana döndüğü dış politika, içerde terör dışarda savaş.gibi yani siyasi, iktisadi, ictimai...çözüm bekleyen meselelerin biriktiği Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız. Hem demokratik hukuk devletinin askıda olduğu, temel hak ve hürriyetlerin ihlâl edildiği ve bu sebepten önümüzdeki süreçte AİHM'de muhtemelen görülecek davalar ile de uluslararası arenada sıkıntılı bir dönem de yaşanacaktır. İdamda ısrar da AB ile yaşanacak problemin habercisi gibi. Velhasıl işimiz hem içerde hem dışarda zor.

  • Özcan Erkiş

    17.4.2017 11:59:11

    (2) Cüz'i bir farkla (1 puan farkla ) Evet çıkmasını bir kaç cihetten inceleyek olursak (bence ): %49'luk Hayır daha anlamlı. Çünkü OHAL'in antidemokratik ortamında, âdil ve eşit olmayan şartlarda, baskı ve korku atmosferinde, devlet imkânlarının külliyen iktidar partisi lehinde seferber edildiği bir referandum %49 Hayır çıkması, iktidara ciddi ve düşündürücü bir mesajdır. Bir de YSK 'nın son anda "mühürsüz zarf ve pusulaların geçerli olacağını"açıklaması referanduma gölge düşürmüş ve tartışmalı hâle getirmiştir. Yeni Asya'nın manşette dediği gibi bu iş "Mahkemede biter! " Yâni mahkemelik bir referandum.

  • Özcan Erkiş

    17.4.2017 11:46:00

    Sayın Kara, evvela Yeni Asya ve değerli kalemlerine referandum sürecindeki tenvir edici yazılarından dolayı bir kez daha teşekkür ediyoruz. Duâmız şudur ki Cenab-ı Hakk neticeyi hayırlara tebdil eylesin. Resmi olmayan netice: %51 Evet, %49 Hayır şeklindedir. Zafer yahut hezimet demek mânâsız olacaktır. Millet ve memleket hesabına düşündürücü bir neticedir. 17 Nisan'dan sonrası, iktidar cenahı için zor millet için zorlu bir sürecin başlangıcı olacaktır. Zira dahili ve harici devasa meseleler yerinde durmakta ve acil çözüm beklemektedir. Dedikleri gibi tek adamlık sistemi Türkiye'yi ne vakit "uçuşa "geçirecek hep birlikte göreceğiz. Yine de hayırlısı diyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı