"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Restleşme nereye varır, nerede biter?

Mehmet KARA
08 Şubat 2015, Pazar
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Merkez Bankası Başkanı Başçı arasındaki “faiz düşürme” polemiği devam ediyor.

Erdoğan, son günlerde neredeyse her konuşmasında Merkez Bankası’na faizlerin düşürülmesini söylüyor. Gerekçesi de, “faizler indirilirse enflasyonda düşer…”

Merkez Bankası en son olarak yarım puanlık bir faiz indirimi yaptı, ama bu Erdoğan başta olmak üzere hükümeti memnun etmedi.

“Enflasyon rakamları açıklandığında hedeflenen rakam tutmazsa aynı gün toplanıp faizleri indirecekleri”ni söyleyen Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, rakamlar açıklanınca “acil toplantı” yapma ihtiyacı hissetmedi. Dolayısıyla da faizlerde bir değişikliğe gidilmedi.

Tabiî bu durum Erdoğan’ı epey kızdırmışa benziyor. Ancak öyle bir lâf etti ki, neresinden tutsanız elinizde kalır. “İşte adı bağımsız kurul… Bağımsız olunca gelinen nokta bu maalesef…”

Erdoğan’ın bu sözü söylemesinin hemen ardından da dolarda ani bir yükseliş yaşandı.

Bakalım bu “restleşme” nereye kadar varacak. Bakarsınız Merkez Bankası “bağımsız kurul” olmaktan bile çıkar. Olur mu olur, çünkü burası Türkiye…

“CİNLERİ TEPESİNE ÇIKIYOR”MUŞ!

Türkiye’de başkanlık sisteminin en büyük yılmaz savunucusu şüphe yok ki, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’dur. Başkanlık sistemi konuda bir kitabı da olan Kuzu, sistemin tartışıldığı şu günlerde en çok konuşan ve görüşüne en fazla başvurulan milletvekilleri arasında…

Meclis’te gazetecilerin sorularını cevaplandırırken, bu modelin asıl hedefinin parlamentoyu, milleti temsil edenleri güçlendirmek olarak sistemi savunun Burhan Kuzu, “Başkanlık sistemi diktatörlük getirir” diyenlere hayli sinirleniyor.

“Bu denildiği zaman benim cinlerim tepeme geliyor” diyen Kuzu’nun şu cümlesi de ilginç, “Diktatörlük parlamenter modele çok daha müsait… Kanun da yürütmenin elinde, bakanlıklar elinde, bürokrasi de onun elinde…”

Bu sözler karşısında “Bugüne kadar bu model hiç diktatör üretti mi?” diye de bir soru aklımıza geldi.

Bu arada Burhan Kuzu’nun, “Başkanlık sistemi diktatörlük getirir’ diyeni gırtlaklamak istiyorum” sözünü de unutmayalım.

Bakalım Kuzu’nun cinleri tepesine gelmeden, kimsenin gırtlağına sarılmadan bu mesele sakin sakin tartışılabilecek mi?

O NEREDE BİZ NEREDE?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kırşehir’de, “Yeni Türkiye… Hatırlıyorsunuz değil mi yeni Türkiye… Yeni Türkiye’nin yeni anayasası için siz iradenizi tam manasıyla ortaya koymalısınız” sözleri “Erdoğan isim vermeden AKP için oy istedi” şeklinde değerlendirilmişti.

Bu sözlerin üzerine bir de Erdoğan’ın seçime kadar mitinglere devam edeceğini açıklaması işin tuzu biberi olmuştu.

MHP bu gelişmeler üzerine Yüksek Seçim Kurulu’na başvurarak Erdoğan’ın 7 Haziran’a kadar yapacağı siyasî faaliyetlerin seçim yasakları kapsamına alınmasını istedi. YSK bu talebi reddetti. MHP bunun üzerine Erdoğan nerede miting yaparsa, orada miting yapma kararı aldı.

Genel Başkan Devlet Bahçeli, grup toplantısında bu kararlarını “Erdoğan nerede miting yaparsa biz orada olacağız ve halkla buluşacağız” cümlesiyle açıkladı ve dedi ki, “Erdoğan 30 Ocak’ta Kırşehir’de AKP’ye oy istemesi hukukî bir travmadır. Kırşehir’de destek aramış ve AKP’ye oy istemiştir. AKP’ye oy dilenmiştir…”

Sık sık meydan mitinglerini sürdüren Erdoğan seçim atmosferinde de bunları sürdürecek mi bilemiyoruz, ama bunu yaparsa başta MHP’den olmak üzere muhalefetten çok tenkit alacağa benziyor.

MAL VARLIĞI DA SÖZLEŞME DE “SIR” MIŞ!

Son günlerin önemli gündem maddelerinden birisi Erdoğan’ın mal varlığı ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın maliyeti.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu TBMM Başkanlığı’na Cumhurbaşkanı’nın malvarlığına ilişkin yazılı soru önergesi vermiş. Önergeyi de Adalet Bakanı Bekir Bozdağ cevaplamış, ama aslında cevaplamamış... Bozdağ, “Kişilik ve özel yaşama ilişkin hususları içeren sorulara cevap verilmesine yasal imkân görülememiştir” diye bir cevap göndermiş.

Peki, memurlar bile malvarlıkları dökümlerini verirken cumhurbaşkanın mal varlığının yazılı olduğu bir belge yok mudur da, böyle bir cevap verilmiş. Anlamadık doğrusu…

Bu meseleyi en sıkı takip eden TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca alanın kullanımına ilişkin kira sözleşmesi yapılıp yapılmadığını sormuş ve kira sözleşmesinin örneğini istemiş.

Üç ayrı kurumda üç farklı cevap gelmiş.

Başbakanlık alanının tamamının çevrelenmesine ilişkin AOÇ Müdürlüğü ile kiralama sözleşmesinin yapıldığını söylemiş. Orman ve Su işleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü ise “Kira sözleşmesi yapılmamıştır” ifadelerini kullanmış. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ise AOÇ Genel Müdürlüğü ise “Ticarî sır, veremeyiz” diyerek soruya cevap vermemiş.

Hadi bakalım çıkın işin içinden, maliyetini değişik gerekçelerle söylemiyorsunuz da üçü de devlet kurumu olan kurumların kira sözleşmesindeki çelişkisine ne demeli…

Okunma Sayısı: 1812
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı