"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sandığa giderken...

Mehmet KARA
06 Haziran 2015, Cumartesi
Yarın sandık başına gidiyoruz. Yaklaşık 3 aydır süren seçim mitingleri de bugün bitecek. Partiler yarın sandıktan çıkacak sonucu beklemeye başlayacaklar ve son sözü millet söyleyecek.

Şüphesiz ki, bu seçimin en dikkat çeken tarafı “tarafsızım” diyen cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın parti genel başkanları kadar miting yapması oldu. “Toplu açılış” ve seçim yasakları başladıktan sonra “halkla buluşmalar” adıyla yapılan mitinglerde bu tarafsızlığa pek uygun hareket etmediği de görüldü. Hükümeti bir tek yerde eleştirmezken, özellikle CHP, MHP ve HDP’yi eleştirip, adeta yerden yere vurması bunun en büyük göstergesi oldu.

Hele hele bir mitingin de AKP’nin “Onlar konuşur, AK Parti yapar” sloganının ilk kısmını söylemesi de tarafsızlığının “ne kadar” olduğunu gösterdi. Erdoğan, AKP’nin sloganının “Onlar konuşur” kısmını kendi söylerken, “AK Parti yapar” kısmını ise meydandakilere söyletti. Ardından da konuşmasını sürdürdü.

Erdoğan, bazen günde birkaç yerde yaptığı mitinglerden sonra “Bundan önceki geçmiş seçimlerdeki heyecanı görmüyorum. Alıştığım eski canlılık, eski hareketlilik, maalesef yok” itirafı da gösterdi ki, Başbakan Davutoğlu ile paralel yürüttükleri kampanyadaki heyecanı ne yaptıysa arttıramadı. 

7 Haziran 2015 seçimleri bütün tartışmalarının ötesinde bu mitinglerle tarihe not düşüldü.

SİYASΠTARİHE GEÇEN DÂVÂ...

Seçim kampanyalarındaki üsluptaki seviyesizlik de artık dip yaptı. Burada yazamayacağımız çok ağır hakaretlerin yanında bir de Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasında yaşanan “altın klozet kavgası” siyasetin iyice çukura battığını gösterdi.

Kılıçdaroğlu’nun, “Vatandaşı unuttular kendilerine altın kaplamalı klozet yaptırdılar” demesiyle başlayan, Erdoğan’ın Saray’a klozetleri kontrol etmesi için davet çıkarması ile devam eden ve ardından Kılıçdaroğlu’nun gelemeyeceğini söylemesi ile sürdürülen tartışma mahkemeye kadar düştü. Böylece siyasî tarihimizde bir de “klozet dâvâsı” armağan edilmiş oldu! Diğer yandan da, 10 aydır Cumhurbaşkanı olan Erdoğan’ın anamuhalefet partisi genel başkanını Saray’a “klozet” için davet etmesi de ibretlik oldu.

Neyse ki, yarın seçim var. Seçim kampanyaları biraz daha sürse artık insanlar televizyonlardaki konuşmaları izlerken yüzleri kızaracak hale gelecekti. Çoğu konuşmada kızardı da… Öyle anlaşıldı ki, bunu söyleyenlerin yüzleri kızarmadı. Kızarsa konuşmazlardı.

Ayıp çok ayıp…  Yazık, çok yazık.

“LİDER BENİM!” VURGUSUNUN ANLAMI

Seçim meydanlarına bakıldığında partiler bir genel başkanla seçmenin karşısına çıkarken AKP ve HDP’nin iki koldan çalıştıkları izlenimi doğdu! HDP’de eş başkanlık olduğu için normal karşılanıyor ama AKP’nin durumu biraz karışık. Cumhurbaşkanı Erdoğan “tarafsızım” diyor ama meydanlarda muhalefeti eleştiriyor, iktidar partisini eleştirmek bir yana icraatlarını anlatıyor.

Tabiî durum böyle olunca da AKP’de kimin “lider” olduğu da gündeme geliyor.

Çalışma Bakanı Faruk Çelik, “AK Parti’nin lideri Recep Tayyip Erdoğan’dır, bizim liderle ilgili bir sorunumuz yok” demişti. 

Bu tartışmalar AKP’nin Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da dikkatini çekmiş olmalı ki, “Ben genel başkanım. AK Parti’nin şu anki lideriyim. Başarının da başarısızlığın da sorumluluğu bana aittir. Lider olmak budur” ifadelerini meydanlarda söyleme gereği duydu.

“Liderim” demekle lider olunur mu, onu da sizin takdirlerinize bırakıyoruz…

O DA OLDU?

Seçim meydanlarında Davutoğlu ve Bahçeli’nin mitinge katılanlarla diyalog kurmak için soru-cevap yöntemini tercih ettiklerini yazmıştık. (Gerçi bu diyaloglarda zaman zaman kazalarda yaşanıyordu. Bununla ilgili örneklerde vermiştik.)

Davutoğlu’nun bir miting konuşmasında, “4-0 yapmaya var mısınız?” diye sormuş, “evet” cevabı almasına rağmen bu soruya 4 kez tekrar edip “evet” cevabını almıştı. Biz de bunu aktarıp, “Mitinge katılanların her seferinde ‘evet’ demesi karşısında aklımızdan ‘Bir tek yemin edin demediği kaldı’ cümlesi geçti. O da olsa tamam olacaktı…” diye bir yorum yapmıştık. Davutoğlu yemin ettirmedi ama Bahçeli bizim bu merakımızı giderdi. Elazığ da, “Bizimle yürüyecek misiniz?” sorusunu sorup “evet” cevabını aldıktan sonra peşinden “Vallahi mi, billahi mi?” diye sordu. “Evet” cevabını alınca da memnun kaldı.

“Bir yemin ettirmedikleri kaldı” demiştik seçim kampanyası bitmeden o da oldu. Seçmene farklı şekillerde yemin ettirildiğine şahit olmuştuk da, bu seçim de “Vallahi, billahi mi?” şeklinde yemin ettirilmesine de gördük.

Okunma Sayısı: 1226
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı