"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘Sen bizim sayemizde oradasın!’

Mehmet KARA
14 Şubat 2016, Pazar
Bu haftaki notlarımızı geçtiğimiz hafta tatil yaptıktan sonra bu hafta çalışmaya başlayan Meclis genel kurulunda yaşanan ilginç tartışmalardan aktaralım.

28 Şubat postmodern darbe sürecinde başörtüsü mücadelesinde ön saflarda yer alan Hüda Kaya şimdi HDP İstanbul Milletvekili… Kaya, hafta içinde Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada AKP’nin politikalarını eleştirirken, “Ergenekon sizi kullanıyor” demesi AKP’li vekilleri çileden çıkardı.

AKP iktidarının Kur’ân’ın emrettiği ‘hak, adalet, barış ve özgürlük’ kavramlarıyla savaştığını, buna karşılık İslâm dışı olan ‘saray ve saltanat’ mücadelesi verdiğini savunduğu konuşması sık sık AKP’li vekiller tarafından kesilip sataşma yapılırken kullanılan ifadeler de ibretlikti.

Kaya’nın bu sözlerine, Trabzon Milletvekili Ayşe Sula Köseoğlu, “Zerre kadar vicdanınız varsa bu konuşmayı yapmazsınız” derken, Kahramanmaraş Milletvekili Nursel Reyhanlıoğlu, “Başörtüsü mücadelesi verdiğiniz günleri unuttunuz mu? Başörtüsüyle kürsüde konuşup sonra devleti suçluyorsunuz” diye cevap verdiler.

Yine, Kaya’nın, “28 Şubat’ın yıl dönümü geliyor. Herkes 28 Şubat mağduriyeti edebiyatı etmeye başlayacak. Arkadaşlar, ‘28 Şubat bin yıl sürecek’ diyenler haklı çıktı. Bugün 28 Şubatlar hâlâ devam ediyor ve siz bu darbecilerin maşası hâline geldiniz” sözleri, Köseoğlu ve Reyhanlıoğlu tarafından, “Yazıklar olsun, başka bir şey demiyorum sana. Sana yazıklar olsun. 28 Şubat devam etse siz orada konuşamazdınız” diye kesilirken, Reyhanlıoğlu’dan şu ilginç cümle geldi. “Siz bizim sayemizde oradasınız…”

Konuşmacının sözlerine katılırsınız, katılmazsınız. Bizim de katılmadığımız noktalar var. Ancak ona diyet ödetircesine, hem de milletin seçtiği bir vekile “Siz bizim sayemizde oradasınız” denmesi ne kadar doğru olur. Onu da milletin vicdanına havale ediyoruz.

*

“TERFİ DEDİ, TERBİYE DEĞİL!”

TBMM Kâtip Üyesi ve CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, geçtiğimiz hafta Ankara’daki ulaşım zamlarını protesto etmek için resmî araçla yolcu taşımıştı. Bu hafta bu tutumu “şov yapmakla” itham edilince kürsüden cevap verdi. Cevap verirken de başka bir milletvekiline “terfi etmek” sözünü kullandığı için başka bir tartışmaya kapı açtı.

AKP Tokat Milletvekili Coşkun Çakır’ın kendisine “şov yapmakla” suçladığını söyleyen Hakverdi, kürsüye gelirken, AKP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Uğur Dilibak da aynı cümle ile sataşmada bulundu. Hakverdi’nin, “Ben kefilim, buradan durdukları yerden bana bağırdılar ki, Sayın Başbakana benim ricamdır -belki gücü yeter yetmez ama- hatta Cumhurbaşkanına ricamdır: ‘Evet, bu arkadaş buradan bana çok büyük tepki gösterdi, hem de bağırdı, lütfen arkadaşı terfi ettirin” diye cevap verdi. 

Dilibak bu cümleyi üzerine alırken, “Şahsıma ‘Terfi ettirilmek için bir hareket yapıyor’ şeklinde ithamda bulundu” diyerek başkandan söz istedi. Başkan anlamadığını söylediğinde ise, “Terfi etmek gibi, yalakalık göstermek gibi bir işlem yaptığımı düşünerek…” diye cevap verince, Başkan “O kelimeyi kullanmadı” diye karşılık verdi.

Bu arada CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, “Terfi etmek’ diyor efendim, ‘terbiye’ demiyor. Kötü bir şey değil, kötü bir şey değil, terfi etmek iyi bir şey” diye oturduğu yerden seslendi. Dilibak hem bu sözü üzerine alındı hem de söylenmeyen “yalakalık” kelimesini… Gerçekten de terfi etmek kötü bir şey değildir. Vekilin bu cevabını duyunca, “Acaba, CHP’li vekilin Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan ricası sözlerinden mi rahatsız olmuştu?” diye bir soru akıllara takıldı.

*

GEÇMİŞ OLSUN

TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, bir süredir oturumları yönetmiyordu. Sebebi rahatsızlığıymış. Bu hafta Meclis’e gelip oturumları yönetti. Yönetirken de kürsüye gelen her partiden milletvekili kendisine “geçmiş olsun” dileklerini iletti.

Hep kavga yapmalarına, birbirlerinin sözlerini dilememelerine alıştığımız vekillerin “geçmiş olsun” dilekleri biraz olsun umutlandırdı. Aslına bakılırsa doğrusu da budur. Hastalıkta, sağlıkta, vefatta, dertte, tasa da birliktelikler olmalıdır. Çünkü bunlar insanî davranışlardır.

Bahçekapılı’nın, “Evet, bir rahatsızlık geçirdim görme duyusuyla ilgili olarak, ama geldi geçti, bitti gitti. Bundan sonra inşallah hep birlikte kardeşlik hukuku çerçevesi içinde hep birlikte sağlıklı, sıhhatli bir çalışma sürdürebiliriz ve yaşayabiliriz. Ben hepinizi sevgiyle selâmlıyorum, gerçekten çok yakın ilginizi gördüm, parti ayrımı olmaksızın bu ilgiyi gördüm, bu beni çok mutlu etti. Dediğim gibi, sağlıklı, iyi niyetli, kardeşlik hukuku çerçevesinde birlikte iyi şeyler üretebileceğimiz bir dönem diliyorum” demesi de bu umutları arttırdı.

Biz de sayın başkanvekilimize geçmiş olsun dileklerimizi iletirken, çalışmaların “kardeşlik hukuku” içerisinde birbirini dinleyen, eleştiriden korkmayan bir çalışma döneminin geçmesini temenni ediyoruz.

Okunma Sayısı: 1532
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • kubilay

    14.2.2016 09:30:06

    ergenekonun bir kısım mensuplarının şu andaki iktidarın içinde olduğunu kabul ediyoruz.ancak hüd'a kaya'yı da hem ergenekon hem pekaka hem onlarca dış güçler kullanıyor.zavallı biri.ayrıca hüd'anın(hüda değil hud'a)hayatına bir bakınız; hayatının her günü her saati bir mecrada geçen,ne idüğü belirsiz flu ve ajan hasiyetli bir kişiliktir.o baş örtüsü bir kamuflajdır,28 şubatçı fadime şahin gibi.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı