Şüphe yok ki Erdoğan’ın baskın karakteri Davutoğlu’nu gölgede bırakıyor. Partinin “doğal lideri” olmaktan öte adeta başbakan gibi hareket ettiğini söylemek de yanlış olmaz.

Uyum tartışmalarına yol açan birkaç hadiseyi tekrar edelim.

Erdoğan her toplantıda başkanlık sisteminden bahsediyor. “Ahmet Beyin de savunulacak en önemli tezlerinden bir tanesidir. Onun projesidir” dese de Davutoğlu’nun şimdiye kadar bu konuda bir kez görüşünü açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki Davutoğlu’nun asık suratlı görüntüsü hâlâ hafızalarda.

Parti içerisinde lider olarak hâlâ Erdoğan gözüküyor. Milletvekilleri bunu söylemekten çekinmiyorlar.

Davutoğlu grup toplantısına gelirken “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları atılıyor.

“Seçime lidersiz gidiyoruz” diyen belediye başkanları var.

TBMM’deki Yüce Divan olmasında parti içinde kimin daha etkili olduğu görüldü.

Bunları çoğaltmak mümkün. Davutoğlu, “Bizi kıskanıyorlar, uyum içerisindeyiz” demesi de bunları örtmüyor.

Belki bu söylentileri biraz olsun boşa çıkarmak adına bu hafta Erdoğan kucağına torununu alıp Davutoğlu’na ziyaret gitti. İki hafta içinde iki kez yapılan karşılıklı aile ziyaretleri, “Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın araları açık” söylentilerine karşı da bir mesaj olarak yorumlayanlar oldu.

Gerçekten uyum var mı?

* *  *

TÜRK TİPİ BAŞKANLIK

Erdoğan başkanlık sistemi her ortamda gündeme getirirken, nasıl bir sistem arzu ettiğinin işaretlerini bu haftaki bir konuşmasında verdi.

ABD’deki başkanlık sisteminden örnekler veren Erdoğan, “Amerika’da bunların temsilciler meclisi ve onun üstünde senato olduğunu söylerken, “Burası çok güçlü bir denetime sahip. Biz de diyoruz ki şu anki yapı gibi olsun. Bu parlamento neye müsaade ederse başkan onu yapabilsin. O kadar yapabilsin. Müsaade etmediğini yapamasın. Biz sağlık reformunu yaptık. Ama sayın Obama hâlâ sağlık reformunu yapamadı. Müsaade etmiyorlar. Biz bunu niye istiyoruz? Bizim derdimiz başka. Başkan yetkisini sonuna kadar kullanabiliyor. Atanmışların değil seçilmişlerin daha hâkim kudretli olduğu bir yapı ortaya çıkıyor. Gerçek ve ileri demokrasi bu. Atananlar seçilenleri değil seçilenler atananları yönetecek. Olay bu” diye konuştu.

Erdoğan bu örneği verirken aslında ciddî bir çelişkiye düştüğünün farkında mı acaba? Zira Erdoğan Başkanlık sistemini işleri daha hızlı ve kolay yürütmek için istediğini iddia ediyor, ama ABD’deki başkanlığı örnek verirken Obama’nın sağlık reformunu yapamadığını da söylüyor. Halbuki Erdoğan’a göre Türkiye mevcut parlamenter sistemde sağlık reformunu başarmıştı. Bu derin çelişkiden çıkmak için Erdoğan bu sefer Türk tipi bir başkanlık sisteminde karar mı kılıyor?

Anladığımız kadarıyla onun kafasındaki Başkanlık “her istediğini kolayca engelsiz yapabileceği” bir başkanlık olacaktır. 

* * *

ÖRNEK OLSUN, YAYGINLAŞSIN!

Maliye Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur, bakanlığa giderken makam aracı yerine dolmuşa binmiş ve dolmuşta çektiği “selfie”yi de sosyal paylaşım sitesinde yayınladı.

Cantimur, fotoğrafın altına da “Bakanlığa giderken bazen otobüse bazen de minibüse binerim. Bugün şansımıza minibüs denk geldi. Bir de özçekim yaptım” şeklinde kısa bir not düşmüş.

Bu davranışın yaygınlaşmasını gerektiğine inanıyoruz. Yöneticiler halkın içinde olurlarsa halkın dertlerini daha iyi anlarlar, ona göre kanun, yönetmelik çıkartırlar. Yoksa halkın değil de belli bir zümrenin sözlerine kulak verip hareket ederler.

* *  *

“VERDİĞİNİZ SÖZLERİ YERİNE GETİRMİYORSUNUZ…”

“Etraftakiler kulak vermek” derken, bu hafta Meclis’te bir olay yaşandı. Davutoğlu, partisini Grup toplantısının ardından salondan çıkarken protesto edildi.

AKP teşkilâtından olduğu belirtilen iki kadın, Başbakan’la görüşmek istemişler. Başbakanlık korumaları engel olmaya kalkınca da kadınlardan bir tanesi, “Sayın Başbakan verdiğiniz sözleri yerine getirmiyorsunuz. Etrafınızda bulunanlar size yalan söylüyor” diye bağırmış.

Korumaların araya girmesi ile birlikte kadınlar apar topar kulis dışına çıkarılmış ve Meclis Koruma amirliği tarafından ifadeleri alınmak için götürülmüşler.

Muhtemeldir ki, ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmışlardır. Sonra kamu dâvâsı açılır mı bilemeyiz, ama etrafınızdakilerin sözlerine her zaman itimat etmek doğru değildir. Esas olan milleti dinlemektir…

* *  * *

HÂLÂ PARTİ ÜYESİ Mİ?

Seçim atmosferine girilmişten Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, miting yapması muhalefetin tepkisi çekiyor. MHP Erdoğan nerede miting yaparsa orada miting yapma kararı aldı. CHP’de konuyu Meclis gündemine taşıdı. CHP’li Umut Oran, Davutoğlu’nun cevaplaması istemiyle Meclis Başkanlığına bir soru önergesi verdi.

Önergesinde, 12. Cumhurbaşkanı, selefiniz, eski Genel Başkanınız Recep Tayyip Erdoğan halen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin üyesi midir? Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından parti üyeliğinden ayrıldı mı, bu doğruysa hangi tarihte AKP’den ayrıldı? AKP Genel Başkanı olarak, 12.Cumhurbaşkanı’nın 7 Haziran 2015 seçimleri için miting düzenlemeye başlaması talimatını siz mi verdiniz? AKP’nin 7 Haziran 2015 seçimlerinde milletvekili adayı göstereceği isimlerin 12. Cumhurbaşkanı ve Beşir Atalay tarafından, sizin inisiyatifiniz dışında belirlenmeye başlandığı iddiası doğru mudur?” diye ilginç sorular yöneltti.

Bakalım, Başbakan Davutoğlu bu ilginç sorulara ne cevap verecek? Gerçekten de merak ediyoruz.