"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suçladı, ama sloganı kendisi unuttu!

Mehmet KARA
19 Şubat 2017, Pazar
Başbakan Binali Yıldırım, siyasî kişiliği ile farklı bir başbakan portresi çiziyor. Esprilerle süslediği konuşmalarında ikili diyaloglara da giriyor.

Bu haftaki Meclis grubu konuşmasına, grup salonunu dolduran partililerin sloganları nedeniyle bir türlü başlayamayan Yıldırım, aslında bundan da memnun gözüküyordu. Göreve geldiğinde sloganlara pek alışamamış, sık sık slogan atılmaması için şakayla karışık “bırakın da işimizi yapalım” diyordu. Ama şimdi durum değişti. Slogan atılırken bekliyor, bazen karşılık veriyor.

Geçmişte Meclis başkanlarının bile itiraz ettiği slogan atmayla ilgili artık kimse ses çıkartmıyor. Bu haftada uzun süre slogan atılması karşılığında, “Sessizlik istiyorum. Şu görevi tamamlayalım sonra coşalım” dese de karşılıklı diyaloglarla slogan atılmasını adeta teşvik dahi etti.

Konuşmasının sonuna doğru, “Şimdi beni dinleyin, ‘İşimiz millet’ diyerek dinleyenlerden devamını getirmesini bekledi. Sonra dinleyenlere baktı, dinleyenler ses gelmeyince “olmadı şimdi, unutmuşsunuz” dedi. 

Ardından tekrar “işimiz millet” dediğinde yine ses çıkmayınca hatasını anlayıp “ben unutmuşum” diyerek güldü. Sonra düzeltip, “İşimiz hizmet…” diyerek partililerle ikili diyaloğu sürdürdü.

***  

ADINDAN TERCİHİNİ ÇIKARDI

Başkanlık sistemini gündeme getirip bugünlere kadar getiren Bahçeli, anayasa değişikliği ile ilgili MHP’nin eleştirilmesinden yakınıyor. “Hayırcı” diyenleri disipline gönderirken, hem grup konuşmasında hem de sosyal medyada çok sert açıklamalar yapıyor.

Eleştirileri o kadar sert ki, normal yaşamında hayli esprili olan Bahçeli’yi tanıyanlar şaşkınlığını gizleyemiyorlar. Sosyal medyada, “provokatörler, bozguncular, spekülatörler, müşfik kisveli münafıklar” gibi birçok yatıştırmalar yapan Bahçeli, isminden “evet” çıkararak biraz olsun tebessüm ettirmiş.

Partililerle sohbeti sırasında çıkardığı bir kâğıda kendi eliyle farklı bir slogan yazmış. Bahçeli çizdiği notta, adından ‘d’ ve ‘l’ harflerini çıkartarak “evet” kelimesi çıkarttıktan sonra yanına ismini ilave edip “Devlet için evet” sloganını ortaya çıkarmış. Soyadında “h” veya “a” var ama “hayır’ çıkmıyor. Gerçi, diğer harfleri de olsa bile hayır yazmazdı belki de. 

Bahçeli’nin bu tavrı daha önceki hesaplamalarını gündeme getirdi. Daha önce de ilginç matematik formülleriyle kamuoyu önüne çıkan Bahçeli, 2009 yılında yerel seçim adaylarını tanıtırken bir hesap yapmış ve günlerce konuşulmuş, çıkardığı formül ile matematikçileri bile hayrete düşürmüştü. “2009 yılındayız. 2009’un sıfırlarının üzerine çarpı koyun, atın. İki sıfırı kaldırdık. Ne kaldı 29. 11 ile 29’u toplayın ne oldu, 40. Milliyetçi hareketinin 40. yılı. Bunlar tesadüf olamaz...”

Yine, bir seçim öncesi şöyle bir hesaplamaya girmişti. “ Hayatında MHP’ye hiç oy vermemiş ilkokuldaki 5 arkadaşını bulacaksın. Ortaöğretimde 5 arkadaşını bulacaksın. Askerliğinizi yaptığınıza göre 5 asker arkadaşınızı bulacaksın. Mahalleden 5 arkadaşını bulacaksın, sokaktan da 4 arkadaşını bulacaksın. Toplayın 24. 49 milyon seçmen var, bunu 24’e bölerseniz ortaya çıkan rakam ülkücülerin oy temin etmesini gerektiren hane sayısını verir. Demek ki 19 milyon alabilirsek MHP iktidar olur. Bu inandırıcı olmayan bir hesap mı?”

Devlet Bahçeli’den daha ne hesaplar duyacağız bakalım…

***

EL ÜZERİNDEN SALVOLAR

Bahçeli’den bir not daha aktaralım.

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in “Ele güvenen yarı yolda kalır. Her zaman olduğu gibi AK Parti teşkilatları kendi sorumluluğunu alacak” demesini Bahçeli üzerine alınmış… Zira Türkeş’i en iyi tanıyan da kendisi. Nasıl alınmasın ki, başkanlık sistemi ilk gündeme geldiğinde “Bahçeli’nin birden bire başkanlık sistemini çağırısı yapmasını erken seçim tuzağı olarak” değerlendirmişti Türkeş… 

Türkeş’e içinde bolca “el” geçen cevabında “İddia edildiği gibi, ele güvenen var mı bilmem. El kim onu da bilemem. Eğer el olarak görülen dün elele duranlar ise, bunu nankörlük sayarım. Aramızdayken el üstünde tutulanların yeni yuvalarında arkalarına dönüp geçmişine el muamelesi yapması bayağı ve bayat bir retoriktir. El sanılanlar aslında gelinen yerdir. El denilenler Türkiye’nin varlığına, Türk’ün kudretine bel bağlayanlardır. Sele dönenler anlayamaz. Ele güvenmeyelim güvenmemesine de, elâleme rezil olmaktansa millete güvenelim, inançlarımızdan gücümüzü alalım yeter” demiş.

Zaman zaman kameralara bol gülücüklü pozlar verilse de “parti disiplinine aykırı hareket ettiği” gerekçesiyle partiden atılan ve Davutoğlu hükümetinde bakan olan Tuğrul Türkeş ile Bahçeli’nin bir daha aralarının düzelmesi zor gibi görünüyor. 

Ama bu siyasettir yine de kesin konuşmamak lâzım…

Okunma Sayısı: 3019
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı