"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘Tam başkanlık, ama adı cumhurbaşkanlığı’

Mehmet KARA
19 Kasım 2016, Cumartesi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Cumhurbaşkanı fiilî başkanlık dayatıyor, hükümet başkanı gibi davranıyor, dolayısıyla da anayasayı çiğniyor” diyerek başlattığı Anayasa değişiklik teklifi AKP tarafından MHP’ye sunuldu.

Bahçeli bu durumdan çıkmanın yolunun fiilî durumun hukukî boyut kazanabilmesi için anayasa değişiklik teklifinin Meclis’e getirilmesi olarak izah ediliyordu. Şimdi hukukî durum için çalışmalar başladı.

Tartışma başladığı andan itibaren şu soruya ise cevap bulunmuş değil. Fiilî durumu normale döndürmek için “zorlamadan vazgeçirme”nin yollarını bulmak mıydı, yoksa fiilî durumu hukukî duruma getirmek için referanduma gitmek mi? İkinci yol tercih edildi.

MHP’den ihraç edilen Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, bu durumu şöyle özetliyor: “Eğer bir cumhurbaşkanı anayasayı çiğniyorsa hiçbir parti, ‘Gel o zaman bu anayasayı senin çiğnemeyeceğin şekle dönüştürelim’ diyemez…”

İkinci bir soru daha… 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında soruşturmalar, görevden almalar, gözaltılar, tutuklamalar devam ederken, ekonomide sıkıntılar yaşanırken, üç aydan fazla bir süredir Fırat Kalkanı hareketi çerçevesinde Suriye’de askerlerimiz bir savaş halindeyken, “başkanlık sistemi”nin gündeme getirilmesinin aceleciliğini sadece “fiilî durumun hukukîleştirilmesi” ile izah edilebilir mi?

Çok az kişinin gördüğü MHP’ye sunulan değişiklik taslağıyla ilgili birçok şey yazılıp çiziliyor. Yazılara bakıldığında ortak olan şey başkan/cumhurbaşkanı olacak kişiye verilen yetkilerin bugünden çok daha fazla olması.

Mevcut Anayasa’daki ‘Cumhurbaşkanı’ adı kalsa bile, yetkileri mevcut durumla kıyas edilemeyecek kadar geniş. Meselâ, Başbakanlık kalkıyor, bakanlar milletvekilleri arasından seçilmiyor, cumhurbaşkanı atıyor. Birçok anayasal kurumu cumhurbaşkanı atama yapıyor. Yürütme yetkisi bakanlar kurulundan alınıp, bir tek kişiye veriliyor. Kararname çıkarma yetkisi geliyor. HSYK ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin yarısını seçiyor. Rektörleri atıyor...

MHP’nin, parlamenter sistemin kalması ya da güçlendirilmesiyle ilgili “kırmızı çizgisi”nin “başkanlık” yerine “cumhurbaşkanlığı”nın kalması ile aşılacak mı, onu çalışmalar neticesinde göreceğiz.

Kulislerdeki metinlerin ortak yanı, yetkileri ve görevleri bakımından getirilmek istenen ‘tam başkanlık sistemi’. Kaldı ki, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’de bunu “Metin sonuçta tam başkanlık sistemidir” diyerek de tarif ediyor.

Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş taslağı anlatırken, “Yasama ve yargının da hep beraber bir arada toplanması değil, tam tersine yasamanın daha da güçlü şekilde yoluna devam etmesi. Yargı bağımsızlığının koruma altına alınması. Böylece daha hızlı karar verebilen, ama daha çok denetlenen, siyasî hesap verebilen bir sistemi öngörüyoruz” diye savunuyor.

Diğer yandan, anayasadan “cumhurbaşkanı” ifadesi kaldırılıp “başkan” ifadesi getirilmesi durumunda birçok maddenin de değişmesi gerekiyor. Ne kadar az madde olursa o kadar çıkması kolay olacağından bu yol bulunmuş gibi gözüküyor.

Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı AKP’li Mustafa Şentop bir televizyon kanalında esprili bir şekilde “her yerde başkan var, hatta sınıf başkanı bile var. Bunun için cumhurbaşkanı daha doğru” diye açıklama yapması da dikkat çekici…

Kaldı ki, Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, “İsminin ne olacağından çok, fonksiyonunun ne olacağı önemli” diye ifade ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Yapılan bu çalışmanın, ‘başkanlık’ veya ‘cumhurbaşkanlığı’ olması hususunda şahsen benim açımdan herhangi bir sıkıntı söz konusu değildir” demesi ile de zaten mesele de kalmıyor!

Özetle, teklif de adı “Cumhurbaşkanlığı” olsa da, yetki açısından tam da başkanlık… Buna “kelime oyunu” demek de mümkün.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu da, “Daha ziyade tam başkanlık, adı da cumhurbaşkanlığı olacak. Sistem olarak başkanlık, ama adı cumhurbaşkanlığı olacak” diyerek bunu ikrar ediyor.

Şimdi merak edilen “adı cumhurbaşkanlığı yetkileri itibariyle başkanlık” olan tasarıya MHP’nin ne cevap vereceği…

Cevabı “destek” yönünde olursa baştan beri söylediği “güçlendirilmiş parlamenter sistemi”le bunu nasıl izah edecek? Ya da “destek olmazsa” nasıl bir teklif ile gelecek?

AKP’nin MHP’nin getireceği (getirirse) teklife nasıl bakacağı da önemli. Görünürde, “Başkanlık” tanımından vazgeçti, “yarı başkanlık”tan da vazgeçti. Partili cumhurbaşkanlığı ile tarif edilecek bir modele razı oldu gibi bir durum ortaya çıktı.

Öyle görünüyor ki Türkiye bunca gündem yoğunluğu arasında bununla epey efor sarf edecek…

Okunma Sayısı: 2435
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mehmet

    19.11.2016 19:08:32

    Başkanlık olunca:Hukuk; demokrasi,adalet,paylaşım,fikir ,basın özgürlüğü olacak mı? Yoksa bir kişi konuşacak herkes dinleyecek mi? Bari kendimize acımıyoruz gelecek nesillere acıyalım.

  • Fatıma

    19.11.2016 10:09:42

    Anayasayı ihlâl eden cumhurbaşkanı ihlalini hukuka uyduracak adı da "tam cumhurbaşkanlığı" olacak hepsi bu. Cumhurbaşkanı her şeyi yapacak da onu kim denetleyecek? Bu koca bir soru işareti.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı