"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Tek adam” ama nasıl?

Mehmet KARA
06 Mart 2017, Pazartesi
Referanduma sunulan anayasa değişiklik teklifi gündeme geldiği andan itibaren muhalefet ve bazı hukukçular paketin “tek adam rejimi”ni getirdiğini söylüyorlardı. Buna karşılık iktidar kanadı bu eleştiriyi kabul etmezken, hep şiddetle karşılık veriyordu.

Ancak Ankara’nın Kahramankazan ilçesinin meydanın da halka seslenen Başbakan Binali Yıldırım, değişikliğin ‘tek adam’ getireceğini ifade edenlere adeta, meydan okudu.

“Tek adam diyorlar... Başka ne olacak! Elbet tek olacak” derken ‘ama’sını şöyle açıkladı: “Ama tek adam dediğiniz milletin oylarıyla gelecek, milletin oylarıyla gidecek…”

Fakat ondan sonraki mitinglerinde söz “tek adam” mevzusuna gelince farklı ifadeler kullanmaya, “elbette tek adam” sözünü kullanmamaya dikkat eder oldu.

Kılıçdaroğlu’nun “Tek adam mı, yoksa demokrasi mi?” eleştirilerini “Kafayı takmış, tek adam tek adam, ya ne kıskanıyorsun? Cumhurbaşkanı seçilirse sen de gel yanında yardımcı ol” diyerek cevap vermeyi tercih etti.

“Elbette tek olacak” sözü Yıldırım’ın bundan sonra hep önüne çıkacağa benziyor.

41 gün kala geldiğimiz nokta!

Başbakan Binali Yıldırım önceki hafta parti grubunda MHP’nin simgesi “bozkurt selâmı”nı verdi vermesine, ama “evet cephesi”nde önce “idam” ardından da “bayrak krizi” yaşanıyor.

Bahçeli’nin idam konusunda “Topu çevirmeyin. İdamı getirin destekleyelim” sözlerine karşılık Yıldırım’ın “Referandum bittikten sonra konuşuruz” sözüyle karşılık vermişti.

Şimdi, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Barzani, Türkiye ziyaretinde, Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından üst düzeyde karşılanırken, havalimanına bu bölgenin bayrağının asılması ile sert bir tartışma başladı.

Bahçeli, “Skandaldır, aymazlıktır, rezalettir. Bu sözde bayrağın dalgalanmasına kim izin vermiştir. Önü arkası düşünülmüş bir komplonun mu bir parçasıdır?” diyerek eleştirmişti. “Bizi değil Barzani’yi mi tercih ediyorsunuz” diye sormuştu.

Bahçeli’den sonra kürsüye gelen Yıldırım ise, “Irak Anayasası’na göre Kuzey Kürdistan Bölgesel Yönetimi özerk bir yapıdır. Parlamentosu vardır, Başbakanı, Bakanları, ayrı bayrağı vardır. Dünyada bu şekilde tanınır” derken, eleştirilerin “iyi niyetli” olmadığını söyledi.

Bahçeli bunun üzerine sosyal medyadan daha sert bir açıklama yaptı. “Eğer Barzani, bize tercih ediliyorsa, ki bu da bir tercihtir, asıl bunu iyi niyetle yorumlayamam, samimiyetle okuyamam” cümlesinin de olduğu uzun bir metinle cevap verdi.

“Evet cephesi”nin arasını Barzani açacak mı, açmayacak mı bilemeyiz, ama bunlar parti “tabanlarına selâm” olarak değerlendirilebileceği gibi kampanyada “beraber program” yapmaları da etkileyebilir.

Bekleyip görelim…

“Bozkurt işareti” yapmıştı, ama...

Referanduma 41 gün kalırken, kampanyalar son sür’at devam ediyor. Anayasa değişikliğinin milletin ve ülkenin hayrına olmadığını düşünüp “hayır” kampanyası yürütenler seslerini halka duyurmakta zorlanırken, milletin hayrına olduğunu düşünüp “evet” kampanyası yürütenler ise daha rahat seslerini duyurabiliyorlar. “Neden hayır”ı anlatacaklara meydanlarda sıkıntı çıkarılırken, medyada seslerini zor duyuruyorlar.

Oysa, Binali Yıldırım’ın “halk oylaması genelgesi”nde “seçimin düzen ve dürüstlük ilkesine uygun, millet iradesinin sandığa yansıması için bütün tedbirlerin alınması” yer alıyor. İllerdeki mülkî idarecilerin bu genelgeye uygun hareket etmesi, demokrasi ve ifade özgürlüğü açısından son derece önemlidir.

Diğer taraftan kampanya başlarken Başbakan Binali Yıldırım, “Terör örgütlerinin ‘hayır’ dediği yerde benim vatandaşım aynı safta olmaz” sözlerinin yanlış anlaşıldığını söylemiş ve üslûbunu değiştirmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Körfez turuna çıkarken, “16 Nisan aynı zamanda 15 Temmuz’un bir cevabı olacak. ‘hayır’ diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz’un bir yerde de yanında yer almak” derken, başka bir konuşmasında “Gerek AK Parti, gerek MHP tabanı gerek CHP tabanı, oraya gönül vermiş olanlar ve hatta HDP’ye gönül vermiş olan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum…” diyerek söylemini yumuşattığı şeklinde yorumlanmıştı.

Tam da bu yorumlar yapılırken, Pakistan dönüşü bunun böyle olmayacağı daha da sertleşeceği ortaya çıktı. Kendisini takip eden gazetecilere, “Kandil, ‘Oylarımız hayır’dır, hayır verin’ diyor. Bunu bir kenara koyamayız. ‘Hayır’ demek, eşittir çukur; ‘hayır’ demek eşittir, o çukurların altında açılan şehirler demektir. Ben hayır dersem, oyumun gideceği yer Kandil’dir” sözleri artık “son nokta” oldu.

Bunun daha ötesi olur mu, bekleyip göreceğiz.

Milletin önüne konulan referandum tercihinde “evet” ya da “hayır” denilmesi demokratik tercihtir. Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş da dediği gibi “Sonucunda millet ne derse başımızın gözümüzün üstünedir” tavrı gösterilmelidir.

Okunma Sayısı: 2817
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • vedat

    6.3.2017 14:28:27

    Makamı için parti ve dostlarını gözden çıkaranların bayrak yada terörist alerjisi sadece arkasındakilerein gazını almak içindir.Samimiyet kaf dağı kadar uzakta

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı