"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Teklif geçmezse” ne olur?

Mehmet KARA
16 Ocak 2017, Pazartesi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Anayasa değişikliği Meclis’ten geçmezse parlamento yenilenmeli” açıklaması sistem değişikliğini gündeme getirmesi gibi “erken seçim” tartışmasını da beraberinde getirdi.

Yumruklu kavgaların yaşandığı, kürsünün kırıldığı, milletvekillerinin birbirini ısırdığı, yaralanan milletvekillerin olduğu bir zamanda söylenen bu sözden ne anlamak lâzım?

Acaba bahçeli milletvekillerine, “Buna göre oy kullanın, gidip gelmemek var” mı demek istedi acaba? Yoksa geçmezse “fiili durum hukukî duruma dönüşmeyeceği için seçim yapması gerekir” mi demek istedi?

Başbakanlık sistemini gündeme getirdiğinde başta partisine mensup milletvekilleri, kamuoyu hatta başbakanlık isteyen ancak son dönemdeki şartları da dikkate alarak gündeme dahi getirmeyen AKP’liler bile anlam verememişti. “Bakalım bu sözlerinden nasıl bir anlam çıkartılacak? Farklı yorumlar yapılırsa heceleyerek tekrar tekrar anlatacak mı?” diye düşünürken konu restleşmeye kadar getirildi.

Peşinden Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop’tan da anayasa değişiklik paketinin Meclis’ten geçmemesi durumunda erken seçimden bahseden bir açıklama geldi. 

Hem Bahçeli hem Şentop’un sözleri “seçim resti” olarak görülürken, CHP’de reste restle cevap verdi.

Son olarak da, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Parlamento çalışamaz hale getirilirse erken seçim düşünülür” diyerek tartışmalara katıldı.

Peki seçim restini nasıl yorumlamak lâzım? Milletvekillerini ikaz mı, yoksa ikinci turdan endişemi var?

Sahi, şu aşamada seçimi hatırlatmanın ne anlamı var?

“Kandırıldık”

“Kandırıldık, aldatıldık” kelimeleri son yıllarda en çok kullanılan kelimelerden.

2010 anayasa referandumunda “Fetö bizi kandırdı” deniliyor.

Çözüm sürecinde “PKK aldattı” deniliyor.

18 maddelik hükümet sistemi değişikliği için Meclis sabahlara kadar çalıştı.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Başbakanlık sistemi kimsenin aklında yokken gündeme getirmişti. İki parti arasında uzun görüşmeler, komisyonda sert tartışmalarla bugünlere kadar gelindi.

Şimdi insanın aklına geliyor. 2010 referandumu için “kandırıldık” denilmişti. Bu değişiklik sonucu rahatsızlık oluşursa yarın “MHP bizi kandırdı” denilebilir mi? Şimdiye kadar yaşadığımız tecrübelere baktığımızda denilebileceğini söyleyebiliriz…

O dündü!

OHAL 2. kez uzatıldı. İkinci uzatma 19 Nisan’a kadar devam edecek.

Şu anda Meclis’te görüşmeleri süren anayasa değişiklik teklifi kabul edilirse Mart sonu ya da Nisan başında bir referandum sandığı görülüyor.

OHAL şartlarında sandığa gitmenin doğru olmayacağı ya da “Evet-Hayır” kampanyalarının sağlıklı yürütülemeyeceği eleştirileri yapıldığı günlerde Başbakan Binali Yıldırım, “Referandum olması halinde, elbette kimseye, ‘OHAL altında seçime gidildi. OHAL şartlarında referandum yapıldı’ gibi bir söz söyleme fırsatı vermeyiz. Bu nedenle referandum öncesi OHAL kaldırılır diye düşünüyorum” demişti.

Geldiğimiz noktada, “OHAL koşullarında pekâlâ referandum yapılabilir” deme noktasına geldi. Bu fikrini desteklemek içinde Fransa’nın da OHAL ortamında seçime gittiğini söyledi.

Şimdi insanın aklına geliyor, OHAL şartlarında seçim yapılır mı, yapılmaz mı? Hangi denileni kabul edelim? 

O dündü (2)

Irak’la Başika krizi çıktığında Irak Başbakanı Haydar El-İbadi, Türkiye’nin Başika’dan çıkması gerektiği söyleyerek, “Türkiye’nin Irak’ta asker bulundurmasının ‘bölgesel bir savaşa’ yol açabileceği uyarısı gibi haddini de aşan ifadeler kullanması iki ülke arasında gerginliğe ve restleşmeye sebep olmuştu.

İbadi’nin açıklamalarından sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahsıma hakaretler ediyor, sen benim zaten muhatabım değilsin, seviyemde değilsin, kıratımda değilsin, kalitemde değilsin, Irak’tan senin bağırman çağırman bizim için hiç de önemli değil, biz bildiğimizi okuyacağız, bunu böyle bilesin. Kim bu? Irak’ın Başbakanı. Önce haddini bil...” diyerek tepki göstermişti.

Bu restleşmenin üzerinden çok az zaman geçmişken Başbakan Binali Yıldırım Irak’a gidip İbadi ile görüştü, “yeni bir dönem”in temelleri atıldı. Türkiye’nin yerden yere vurduğu bir ülkenin başbakanı ile samimî pozlar verildi.

Peki dün söylenenler mi doğruydu, bugün yapılanlar mı? Kimin dediği oldu? Siz ne dersiniz?

Okunma Sayısı: 2465
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ozkan

    16.1.2017 05:56:14

    Mehmet bey, biz ne diyeceğimizi şaşırdık artık...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı