"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Terör ve zafiyet

Mehmet KARA
12 Haziran 2016, Pazar
Neredeyse her gün gelen şehit cenazeleri ve bombalı saldırılar nedeniyle terör ülkenin birinci gündem maddesi haline gelmişken siyasetçilerin aralarındaki kutuplaştırıcı konuşmalar ve şehit cenazelerindeki protestolar milleti daha derinden yaralamaya başladı ve tehlikeli boyutlara geldi.

İstanbul Vezneciler’deki terör saldırısında vefat eden şehitlerin cenazesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan protestoda tam bir suç makinesi olan çevik kuvvet polisi görünümlü kişinin bulunması, başka bir kişinin yanından geçerken önüne mermi bırakması tedirgin edici. Hele mermi bırakan kişinin yüzlerce polis tarafından korunan Başbakan Yıldırım’ın yanına kadar gitmesi de bu tedirginliği daha da artırıyor. 

Bu insanların serbest bırakılması da düşündürücüdür. Kılıçdaroğlu’nun, “Tutuklanması için öldürülmem mi gerekiyor” sözü de düşündürücüdür. Mermi atan, polis kıyafeti giyen bu kişilerin Kılıçdaroğlu ya da Başbakan’a saldırması, yaralaması ya da Allah muhafaza öldürmesinin ülkeyi ne hale getireceğini düşünmek dahi istemiyoruz. Yıldırım’ın bu olay karşısındaki hassasiyeti ve tepkisi önemlidir. Bütün bu gelişmeler “zaafiyet mi var?” sorusunu da akıllara getiriyor.

Diğer yandan bu protestoların şehit cenazelerinde olması ne insanîdir, ne de Müslümanlıkta yeri vardır. Zaten bunları yapan da şehit yakını değil, provokatörlerdir. CHP’nin politikaları eleştirilebilir ancak bunun yeri şehit cenazesi değildir. Hem bu tarz gösteriler ve provokasyonlar tehlikelidir. Geçmişte AKP’liler de şehit cenazelerinde protesto edilmişti. O zaman da yanlıştı şimdi de yanlıştır. Bir an önce sıkı tedbirler alınması elzemdir. 

Bundan sonra da siyasetçiler artık kullandıkları üsluba dikkat etmeliler. Zaten ülkeyi kutuplaştırdıkça kutuplaştırdılar, sözleri ile de artık daha fazla milleti zehirlemesinler…

*

NE DİPLOMAYMIŞ ARKADAŞ!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın diploması ile ilgili tartışma yıllardır yapılır. Zaman zaman gündeme gelir ama unutulur giderdi. Bu sefer öyle olmadı. Çok yönlü olarak tartışılmaya başlandı.

İki yıllık meslek yüksek okulu diplomasının olduğu, askerliğini buna göre uzun dönem yapması gerekirken yedek subay olarak yaptığı, ortalıkta dolaşan imzasız diplomadaki tarihte mezun olduğu okulun henüz açılmadığı gibi bir sürü iddia var. Tartışılmasının gereği ve önemi cumhurbaşkanı olabilmenin şartları arasında yüksekokul diplomasının olması…

Bu iddialar karşısında Erdoğan, kayıt olduğu, okuduğu ve mezun olduğunun ortada olduğunu, sınıf arkadaşları olduğunu, diplomasının olduğunu söyleyerek kendisini savundu. Futbol oynarken, belediyedeyken arkadaşları ortaya çıkmış ancak sınıf arkadaşlarının hiçbirinin ortaya çıkmaması epey mevzuu ediliyor.

Bu sefer gündeme gelince, Erdoğan Marmara Üniversitesi’nin rektörüne çağrıda bulunmuş. “Şu künyeyi bir karıştır da oradan arşivden çıkar. Şunları yayımlayacak mısın, kendilerine gönderecek misin ne yapacaksan yap da... Çünkü bunlar benim söylediklerime hiçbir zaman zaten inanmadılar, inanmayacaklar. Siz rektör olarak bunlara gönderirseniz, belki inanırlar” demişti. Ancak, günler geçmesine rağmen hâlâ rektörden veya üniversiteden bir ses çıkmıyor. 

Sonra Saray Sözcüsü İbrahim Kalın, “Diplomanın kopyaları internet sitelerinde olduğunu söylerken, “Ne yapalım milyonlarca çoğaltıp adreslere mi gönderilim” diye bir açıklama yaptı. Aslında milyonlarca olmasına gerek yok. Islak imzalı bir tane Saray’ın internet sitesine koyulursa o kadar masrafa gerek kalmaz…

Bir de bu durum YSK Başkanı’na sorulmuş. Nedeni de milletvekili veya cumhurbaşkanlığına aday olurken istenen evraklar arasında diplomanın yanı sıra birçok belge isteniyor. Başkanın sözleri de ilginç. “Sorularınıza verecek cevabım yok…” Ne demekse anlamadık doğrusu. HDP’nin başvurusu üzerine, YSK Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın noter onaylı diploma örneğini partiye gönderdi ama tartışmalar bitmedi. Bunun nedeni de daha önce internette dolaşın diploma ile farklı olması ve imzayı atan hocaların durumları…

Soru şu: Bu kadar mı zor bir diplomayı çıkartıp göstermek? Çıkartın da gündemden düşüp gitsin. Yoksa hep milletin kafasında soru işareti olarak kalacak… Ne diplomaymış arkadaş ya…

*

“ŞIK OLMADI!”

AKP’de genel başkan değişiminde yaşanan birçok tartışma oldu. Bunlardan birisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajı okunurken binlerce kişinin ayağa kalkıp dinlemesiydi.

O zaman AKP’liler bunu savunsalar da, aslında içlerinden bunu kabul etmeyenlerin olduğu da biliniyordu ama bu insanlar o şartlarda pek bunu dile getiremiyorlardı.

Davutoğlu’nun genel başkanlığı döneminde partide ikinci adam olan eski Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in günlerce sonra bu olayı hoş görmediğini açıklaması bir bakıma susanların ya da konuşamayanların hislerine tercüman oldu.

“Divan başkanımız Bekir Bey ayağa kalkınca Genel Başkan adayımız Binali Bey de kalktı. Yanımda Numan Bey de vardı, birbirimize baktık. ‘Mesaj okunurken ayağa kalkılır mı?’ dedik birbirimize. Şimdi onlar ayağa kalkınca diğerleri de arka arkaya ayağa kalkmaya başladılar, biz de kalktık” diye olayı anlatan Şahin, mesaj okunurken ayağa kalkılmasını “doğru ve şık bulmadığını” da söyledi. 

Erdoğan’ın da bundan rahatsız olduğunu ileri sürerken de,  “Kendisi bırakın mesajının okunmasında ayağa kalkılmasını, bir yere girdiği zaman ayağa kalkılmasını dahi hoş karşılamayan, bundan rahatsız olan biridir. Erdoğan derece mütevazi bir şahsiyettir” demiş.

Şu ana kadar Erdoğan’dan rahatsız olduğuna dair bir söz duyulmadı. Akredite olan gazeteci arkadaşlar bir gün bunu sorsalar da öğrensek. 

 

Okunma Sayısı: 1194
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı